İki merciiyet arasında rekabet

11 Şubat 2008

YDH- Sati’ Nureddin, Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi için kaleme aldığı bu yazıda İran ve Irak’taki Şii merciiyetin rekabetini analiz ediyor.

YDH- Sati’ Nureddin, Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi için kaleme aldığı bu yazıda İran ve Irak’taki Şii merciiyetin rekabetini analiz ediyor.  

Şii Mercii Ayetullah Seyyid Ali Sistani'nin, birçok din, inanç, mezhep ve gurubun yoğun olarak bulunduğu Lübnan'daki varlığının gün geçtikçe artması diğer gurupların kimliği üzerinde bir tartışmaya neden olmaya başladı.

İmam Sadık Enstitüsü dün güney şeridinde geniş bir siyasi ve diplomatik bir katılım ile resmi açılışını yaptı. Irak'ın en büyük ve en bilinen Mercii Ayetullah Sistani'nin varlığı Lübnan ile sınırlı değil.

Uluslararası bir yayılım alanı var; fakat Ayetullah Sistani etkin bir siyasi varlıktan önce kültürel bir varlığın mevcut olması gerekliliğini önemsiyor ve genel olarak günün mevcut siyasi tartışmalarına girmekten uzak durulmasını salık veriyor.

Acaba bu İran'ın yeni yayılma biçimlerinden biri mi? Çünkü Ayetullah Sistani'nin İran'da doğduğu ve yirmili yaşlarında Irak'a gittiği bilinmekte. Daha sonra Irak'ta içtihat seviyesine ulaşarak herkesin kabul ettiği bir Mercii oldu.

Aynı zamanda siyasi ve dini olarak derin bir etkisi var; fakat Sistani'nin arkadaşı Ayetullah Humeyni'nin İran İslam Cumhuriyeti için öngördüğü Velayeti Fakih anlayışını kabullenmediği bilinmektedir.

Bu nedenle Ayetullah Sistani ve Ayetullah Humeyni'nin devleti arasında bir rekabet olduğunu söylemek mümkün gibi görünmekte ve bu rekabet ta o zamandan bu zamana gün gün devam etmekteydi.

Elbette bu bir rekabet, bir kavga değil. Fakat bazı dönemlerde İran'ı zora sokacak; fakat Irak'a uygun olacak bazı durumlarla açıkça karşı karşıya gelindiği olmuştur.

Irak'ta dini velayet Amerika'nın gözetiminde ve Irak Şiilerinin gayretiyle asıl yerine oturmaya başladı. Çünkü Iraklı Şiiler bu günlerde dini kimliklerine yeniden kavuşuyorlar ve ülke yönetiminde söz sahibi olarak güçleniyorlar. Fakat askeriye ve polis teşkilatında Amerika'nın kontrolü olduğunu da burada unutmamalıyız.

Açıkçası bu duruma Irak'ın yeni yayılması denilebilir ve bu İran ve Irak merciiyeti arasındaki ayrımı derinleştiriyor. Şu anda Irak, Lübnan Şia'sının sevgisini kazanmak amacıyla Lübnan'a girmiş durumda.

Çok uzak olmayan bir gelecekte İran'ın Sünni Arap ülkelerinde yaptığı çalışmalara Iraklı kardeşleri rakip olarak girebilirler. Buna onların dini inançların koruyucusu olarak Merciiyet anlayışları da yardımcı olacaktır. Zira öteki türlü siyasi tartışmaların içerisine girenler televizyon spikerine dönüşmekteler.

Bu iki merciiyet arasındaki rekabet şu an Lübnan'a taşınmış durumda. Fakat hem İmam Sadık Enstitüsünü sadece bir kültür kurumu olarak görenler hem de bu kurumun milis kurumu olan bir siyasi partiye dönüşeceğini idea edenler yanılmış olacaktır.

Ayrıca Amerika ile uzlaşmaları çok zor görünen bu iki merciiyetin, uzlaşamayacaklarını söylemek de doğru olmaz. Yakın bir gelecek de bir uzlaşmaya da varabilirler.

Çeviri: YDH

http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=1080&ChannelId=24687&ArticleId=101&Author=????%20???%20