İsrail’in Filistinli direniş güçleriyle 22 gün savaştıktan sonra tek taraflı ateşkes ilan etmesine rağmen niçin Siyonist rejimin Gazze’deki hedeflerine ulaşamadığı söyleniyor?
1- Hizbullah’la yapılan 33 günlük savaştan sonra Güvenlik Konseyi 1701 sayılı kararı aldı. Bu karar çerçevesinde BM Barışı Koruma Gücü UNIFIL Güney Lübnan’a yerleştirildi. (Bu İsrail açısından önleyici ve olumlu bir adımdı) Halbuki İsrail’in Gazze’deki tek taraflı ateşkesinde, 1860 sayılı BM kararı İsrail’i işgalci olarak görmekte ve ondan Gazze’yi terk etmesini istemektedir ve bölgeye herhangi bir çok uluslu güç gönderilmesi de söz konusu değildir.
2-İsrail, tek taraflı ateşkes ilan edip Gazze’deki varlığını sürdürmekle şu an bir işgalci olarak bulunmaktadır ve direniş güçleri ona karşı meşru mücadele hakkına sahiptir ve İsrail bu şekilde kendisini Gazze’de “hareketli bir hedef” durumuna getirmiştir.
3- Tek taraflı ateşkesten iki gün önce ABD ile İsrail arasında imzalanan işbirliği protokolü, İsrail Dışişleri Bakanı açısından bir koz olarak telakki edilmektedir. Halbuki bu protokol, parlamento seçimleri sırasında İsrail’deki Siyonist kamuoyunun desteğini kazanmaya yönelik bir kağıt olmaktan ibarettir; ayrıca bunun Obama’nın politikalarıyla da ne kadar uygunluk arz edeceği de belli değildir. Bu protokol, İran’dan Filistin direnişine gönderilecek silahların önlenmesi için Gazze sahiline güç göndermeye hazır olunduklarını belirten İtalya, Almanya ve İngiltere’nin beyanı gibi bir şeydir. Zira İsrail’de, İsrail’in kendisini savunma konusunda yalnız kaldığı yönünde propagandalar yapılmaktadır ve bu protokol ile yukarıda zikredilen üç ülkenin beyanları, şimdi bir şov olarak sahneye konmakta ve İsrail dış politikasının, Lübnan savaşında olduğunun aksine İsrail ordusu ile birlikte çalıştığı izlenimi oluşturulmakta ve şubat seçimlerinde Kadima Partisi’ne oy kazandırılmak istenmektedir.
4- İsrail, Hamas’ın ateşkes konusunda hiçbir inisiyatifinin bulunmadığını ve ona bu konuda hiçbir rol vermediğini iddia etmektedir. Ancak İsrail yalan söylemektedir; çünkü İsrail, Hamas’la Mısır aracılığı ile müzakere ediyordu. Hamas, İsrail’in şartlarını kabul etmediği için İsrail tek taraflı ateşkes kararı almaya mecbur oldu. O halde [inisiyatif sahibi olan bir taraf varsa o da Hamas’tır] ve Hamas İsrail’in şartlarını reddetmiştir. Hamas ayrıca İsrail’in tek taraflı ateşkes kararını açıklamasının ardından Siyonist yerleşkelere 3 füze fırlatmıştır.
5- Ateşkesin ilanı için zemin yaratılması konusunda ise yenilen taraf hem Mısır hem de İsrail olmuştur. Siyonist rejim Başbakanı Ehud Olmert, tek taraflı ateşkes kararının Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in talebi üzerine alındığını iddia etmiştir. Halbuki Mısır Devlet Başkanı tek taraflı ateşkes ilanından birkaç saat önce yaptığı sözde ateşli konuşmada İsrail’den savaşa son vermesini istemekteydi. Tek taraflı ateşkes kararı eğer Mübarek’in talebi üzerine alındıysa peki o zaman İsrail neden Mısır’ın ateşkes planını görmezden gelmiştir? Mübarek İsrail üzerinde bu kadar nüfuz sahibi idiyse 22 gün boyunca 1300 kişinin şehit olmasını ve 5000’den fazla kişinin de yaralanmasını neden bekledi de Olmert’ten ateşkes yapmasını istemedi?
6- İsrail rejimi, Mısır’ın bu savaşta kaybettiği haysiyetini ona geri kazandırmaya çalışmaktadır. Şarmu’ş- Şeyh’te yapılan ve Avrupa ülkeleriyle Mısır, Ürdün ve Abbas’ın Özerk Yönetimi’nin katıldığı Mısır istişare komitesi meselesi, Hüsnü Mübarek yönetiminin haysiyetini kurtarma çabasıdır. Ayrıca bu toplantıyla 19 Ocak’ta Kuveyt’te yapılan Arap Ekonomi zirvesi öncesinde Mısır’a ağırlık kazandırmaya çalışılmıştır. Fakat açıkça görülüyor ki bu iş için geç kalınmıştır. Ateşkesten sonra yapılan Şarmu’ş- Şeyh toplantısı ve Gazze’nin yeniden yapılandırılmasının bugün gündeme alınması, Hamas’ın Lübnan Temsilcisi Usame Hamdan’ın ifadesiyle “ayıyı avlamadan önce postunu satılığa çıkamaktır.”
7- İsrail, Gazze’ye yönelik 22 günlük saldırıları sırasında “katil”, direniş güçleri ise savaşçıydı. Katilin amacı yalnızca öldürmektir; ancak savaşçı kutsal bir hedef için savaşmaktadır. Hamas’ın hedefi, mütecaviz düşmana karşı direnişti; ancak İsrail ordusunun tek hedefi öldürmekti. İsrail, öldürmeyi ve yıkmayı başardı; ancak öngördüğü askeri hedefleri gerçekleştiremedi; ancak Hamas Gazze’deki savunma gücünü korumayı başardı. İsrail bu savaşta ne Hamas’ın fırlattığı füzeleri engelleyebildi ne esir olan İsrail askerini kurtarabildi, ne de direnişin savunma altyapısına nüfuz edebildi. Bu sebeple Siyonist rejim Gazze’de öngördüğü askeri hedeflerini gerçekleştirme gücüne sahip değildir.
8- İsrail tek taraflı ateşkes yaparak George Bush’un ayrılıp Barack Obama’nın Beyaz Saray’a gelişi sırasında ortamı sakinleştirmeye çalıştı. Bununla birlikte Gazze’den çekilmemesi durumunda şartları belirleme inisiyatifi Hamas’ta ve direniş güçlerinde olmaya devam edecektir. Bir başka deyişle savaşı başlatmak İsrail’in elinde olabilir ama savaşı bitirmek direnişin elindedir.
9- Bu, İsrail’in başlatırken “bizim bir hedefimiz var/ vardı” deyip de bu hedefin ne olduğunu açıklamadığı ilk savaştı. İsrail ateşkes ilan etti; ama hala hedeften haber yok. Bu, İsrail’in Gazzze’de öngördüğü hedefe ulaşabileceğine dair bir öz güveninin bulunmadığını gösteriyor.
O halde İsrail, son derece kırılgan bir ateşkesle arzularından hiçbirine ulaşamayacaktır. Halbuki İsrail’in Gazze’den tamamen çekilebilmesi için uygulanan ve uzatılabilen bir ateşkese ihtiyacı vardır. Öte yandan savaşın sonucuna göre seçimlerden beklenti içine girecek olan Kadima ve İşçi Partisi de şunu bilmelidir ki İsrail askerlerinin bu bölgedeki işgalci varlığı, Hamas’ın Batı Şeria’dan da yıkıcı bir cevap vermesine sebep olabilir. İsrailliler şunu iyi biliyorlar ki Hamas henüz asıl kozlarını oynamaya başlamadı, bunun için uygun zamanı ve mekanı bekliyor. Hamas’ın cevabı, Kadima ve İşçi Partisinin seçim kozlarını ellerinden alarak bu kozun Likud Partisi’nin eline geçmesine sebep olabilir.
http://www.ayandenews.com/fa/pages/?cid=1619