YDH- Londra’da yayımlanan el-Hayat gazetesi yazarı Muhammed Salah, aşağıdaki yazısında Filistin Kurtuluş Örgütü’ne alternatif olmak üzere yeni bir siyasi merci kurulması yönündeki çabaları Filistin’i ve Arapları daha da bölecek bir adım olarak niteliyor. Ancak başta Hamas olmak üzere direniş gruplarını Filistin ile ilgili karar süreçlerinden uzak tutmaya devam eden mevcut durumun korunmasının Filistin’in birliğine nasıl bir katkı sağladığına değinmiyor.

 

Yeni bir merci, yeni bir ayrılık

Araplar yeteri kadar parçalanmış olduğundan yeni bir parçalanmaya ihtiyaç yok. Hatta durum çıkarlarını ve tavırlarını birleştirecek bir zemine ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Fakat duruma bakılırsa Gazze saldırısından gerekli ders çıkarılmamış ve bu Arapların kendi aralarındaki ilişkiye olumlu etki edeceğine olumsuz etki etmiş.

 

Filistin halkının akan kanları, kurban edilen şehitleri, yıkılan evleri, Arapların elit yönetici zümresini, husumet düşmanlık, kan ve gözyaşını istismar etme halinden vazgeçirememiş.

 

Hamas'ın lideri Halid Meşal'in Gazze saldırısı ve sonrasında takındığı tavır nedeniyle meşruluğunu kaybettiğini söylediği Filistin Kurtuluş Örgütü yerine geçecek “Yeni Filistin Mercii” kurulması fikrini bu bağlamda anlayabiliriz.

 

Bu yeni durum karşısında Filistinliler daha da endişelendiler; çünkü Hamas, bölgesel ve ulusal anlamda her ne kadar hataları ve eksikleri olsa da Filistinlilerin temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün karşısında yeni bir durum oluşturmaya çalışıyor.

 

Önümüzdeki dönemde Arap medyası bu konu ile çokça ilgilenecek. Kanallarda telefon bağlantıları yapılarak eski merciinin kötü hallerinden bahsedilecek, yeni merciinin nasıllığından eski merciinin mahvına zemin hazırlamak bağlamında bahsedilecek.

 

Arap siyasal analizcilerinin en edip olanları bu devrim niteliğindeki oluşumu ortaya çıkaran sebepleri ve nevi şahsına münhasır gerçekliğini, doğal oluşumunu, ortaya çıkma zorunluluğunu, ciddiyetini ve önemini anlatacaklar.

 

Bundan sonra da yeni oluşumun karşılaşabileceği muhtemel tehlikeler anlatılacak, Filistin halkından daha çok kurban vermesi, Arap liderlerden daha çok destek vermesi talep edilecek.

 

Doğal olarak Filistin Yönetimi el-Fetih ve el-Fetih yanlısı olanlar, Filistin Yönetimi Lideri Mahmud Abbas'a destek verenler ve bunların yanında ve Hamas'ın karşısında olan siyaset ve strateji analizcileri, ümmeti mevcut yönetimin devam etmesine ikna etmek için yüksek ve hasis bir çaba gösterecekler.

 

Zira bu gibiler basın yayın organları aracılığı ile el-Fetih'in tarihini, verdiği kurbanları, cihadını, Hamas yokken Filistin Kurtuluş Örgütü içinde cihat eden ve çaba gösterenleri, FKÖ'yü entrika ve düşmandan korumak için verilen çabayı ve kuruluşunda çekilen zorlukları, bölünmenin tehlikesini ve mevcut yönetimin tanınmamasından doğacak tehlikeleri anlatacaklar.

 

Yeni kurulacak merciinin nasıl dış etkilerle oluştuğunu, bu oluşumun İran'ın uluslar arası güçlerle savaşında onun oyuncağı olacağından bahsedecekler.

 

Tabi Araplarının arasındaki “Ilımlılar” ve “Direnenler” ayrımına ek olarak yeni mercie destek verenler ve eski mercie destek verenler ayrımı çıkacak.

 

Bu şartlar altında Kuveyt'te düzenlenen zirvede Mısır ve Arap liderler tarafından desteklenen Filistinlilerin kendi arasındaki barışın önemi nedir? Şimdi eğer bu gruplardan biri öldü ise neden toplanıyorlar sonra da basının karşısına çıkıp birbirleri ile ilgilerini belirten açıklamalar yapıyorlar.

 

Evet, el-Fetih Mahmud Abbas gelmeden önce de birçok yapılmaması gereken hata yaptı ve Gazze'ye yapılan saldırı sırasında takındığı tavır Arapların birçoğunu memnun etmedi.

 

Bütün bunlar doğru; ama Filistinlilerin kendilerini yeni bir bölünmeye duçar edecek yeni bir mercie ihtiyacı olmadıkları da doğru.

 

Fakat “Ilımlılar” ve “Direnenler” olarak bölünen Araplarının yeni merci bağlamında bölünmesi de ilkinden daha geniş bir zemin arz ediyor.

 

Çeviren: Emrah Kekilli

 

http://www.alhayat.com/opinion/01-2009/Article-20090131-2d34f494-c0a8-10ed-004c-585f2f63d8c8/story.html#