Devlet Başkanı Mübarek'in, Mısır'ın Ortadoğu'da kalıcı ve adil barış çabaları çerçevesinde gerçekleştirdiği Avrupa gezisi Türkiye'ye de uzandı.
Mısır, Türkiye'nin birkaç ay boyunca Filistin ve İsrail arasında süren gizli görüşmelerdeki arabuluculuk rolüne değer vermektedir. Nitekim bu çabalar, Mısır'ın son krizdeki arabuluculuk çabalarıyla da çelişmemektedir. Bilakis iki ülke arasında üst düzey koordinasyon söz konusudur.
Türkiye de Mısır'ın rolünü önemsemekte, bölgesel krizlerde Başkan Mübarek'in bakış açısına yanıt vermektedir. Hiç kimse Suriye ile Türkiye arasında kriz yalandığında Ankara'nın Başkan Mübarek'in çabalarına verdiği hızlı yanıtı unutamaz. Nitekim o süreçte Türk ordusu, PKK liderlerinden birinin Şam'da konuk edilmesi nedeniyle Suriye'ye savaş tehdidinde bulunmuştu.
O dönem bu kriz hızlı bir şekilde çözülmüş, Türkiye-Suriye ilişkileri sükûnete kavuşmuştu.
Mısır aynı şekilde Türkiye'nin bölgedeki rolüne değer vermekte, tarihi ilişkilerini önemsemektedir.
Hâlihazırda iki ülkeyi ilgilendiren başlıca ortak birtakım meseleler vardır:
Birincisi: Filistinliler ve İsrailliler arasındaki barış sürecinin, şu an Tel Aviv'in Gazze'deki sivil ve vatandaşlara gayrimeşru şekilde vahşice saldırmasıyla ortaya çıkan krizi aşacak şekilde ileri taşınması.
İkincisi: Gazze'nin yeniden imarı sürecinde işbirliği içerisinde bulunmak ve sivillerin yeniden doğal yaşamlarına dönmesini sağlayacak fırsatları yaratmak.
Üçüncüsü: Gazze Şeridi'ne uluslar arası yardımların ulaştırılmasına hız kazandırmak.
Dördüncüsü: İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik sürdürdüğü ambargoyu kaldırmak.
Beşincisi: Amerikan güçlerinin Irak'tan güvenli bir şekilde çekilmesini sağlamak, bu çekilmenin isyan çıkararak bölgede kaygı yaratmasını engellemek… Yine Kürtlerin Irak, İran ve Suriye'nin Türkiye'yle olan sınırlarındaki talepleri de buna dâhildir.
Altıncısı: Şu anki küresel mali krizin aşılmasına katkıda bulunacak şekilde Ankara ile istikralı bir şekilde ekonomik ve politik işbirliği kanalları yaratmak.
Çeviri: Furkan Torlak