YDH- Lübnan’da yayımlanan es-Sefir gazetesi yazarlarından Tallal Salman, 2 Mart’ta Mısır’ın Şarmu’ş- Şeyh kentinde düzenlenen Gazze’nin yeniden yapılandırılması konulu uluslar arası toplantıyı analiz ediyor.

 

Arap ve Uluslar arası arenada müzayedeye çıkan Filistinlilerin kanı

Mısırda düzenlenen Şarmu’ş- Şeyh konferansının uluslararası aktörlerin zatıalilerinin yüksek katılımını yadsımak biz aciz kulların haddine olmayan bir iştir.

 

Bir müzayede misali olan bu toplantıda ortada bir adam bağırıyor; yok mu artıran Gazze için altı milyar dolar!

 

Hâsılı şunu anladık ki Filistin, Arap kardeşleri için ucuz bir mesele imiş vesselam…

 

Şarmu’ş- Şeyh’te bütün liderler, bakanlar, uluslar arası kurumların çalışanları, Müslüman, Protestan, Yahudi ve buna benzer yatırım fonu çalışanları ucuz vaatler saçıyorlardı.

 

Yardımlarını kısık sesle söyleyerek bunun azlığını hararetle gerekçelendirmeye çalışır gibiydiler. Bunu öyle bir müzayedede yapıyorlardı ki, bir vatan satılıyordu; ancak o vatanın halkı halen daha oradaydı.

 

Uluslar arası Şarmu’ş- Şeyh konferansı ilk defa uluslararası Filistin ihalesine tanık olmuş değil. Bu şehir ne ihaleler gördü, onların her birinde Filistin pazara çıkarıldı. Bu ihalelere uluslararası aç kurtlar, bazı simsar Araplar ve bazı seyirciler katıldı ve bu ihalenin sonunda Filistin meselesi, Kudüs meselesi ve Filistin halkının hakları meselesi biraz daha erozyona uğradı.

 

Vatanın satıldığı bu şehir yani Şarmu’ş- Şeyh buranın yönetiminin vehmine göre barış şehri olarak adlandırılıyor; zira burada anlaşmalar uzlaşmalar yapılmış. Ancak bu anlaşmalarda uzlaşmalarda içerisinde halkın olan araziler işgalcilere peşkeş çekildi buna itiraz edenler ise barışa karşı çıkanlar olarak adlandırıldı.

 

Şarmu’ş- Şeyh turistik tesisinde düzenlenen her toplantıda Filistin’in bir kısmı pazarlanıyor. Bu toplantılar bazen başkanlık meselesi için, bazen istihbarat biriminin kuvvetlendirilmesi (ki bu birimin merkezi Amerikan istihbarat birimi) bazen halkı ile olmayan yönetim ile arasında çıkan anlaşmazlıklar için düzenleniyor.

 

Bu şekilde bir ülkenin çökertilmesi tamamlanmaya çalışılıyor. Her toplantıdan sonra işgalcilere dünyanın dört bir yanından gelenler için yeni yerleşim birimleri kurma imkânı veriliyor.

 

Her seferinde yönetim biraz daha parçalanıyor FKÖ’nün direnişçi mirası biraz daha yıpratılarak ihale başlıyor, açık artırmaya girişiliyor.

 

Her seferinde bu miras biraz daha yeniliyor altmış senedir hatta seksen senedir bu uğurda şehit düşenler görmezden geliniyor. Bunun sonunda ümitsizlik ve iç savaştan başka çıkış yolu kalmıyor.

 

Sonra bazı köle tüccarları da çıkıp diyorlar ki; görüyor musunuz vatanlarını mahvettiler, arazilerini sattılar, kendi aralarındaki bitmez tükenmez çatışmalar nedeniyle kendi davalarını kendileri bitiriyorlar.

 

Demek ki Filistin Arap kardeşleri için ucuz bir mesele…

 

Yani Gazze İsrail’in topyekûn saldırısına karşı verdiği kahramanca mücadeleye rağmen sadece 5 milyar dolara ediyor, hepsi bu kadar.

 

Demek ki vurulan, kanları akıtılan, kadın çoluk çocuk yaşlı demeden hepsi öldürülen, gençlerinin hayalleri elinden alınan, beş nesildir şehit veren bu topraklar pazara çıkarıldığında sadece 5 milyar dolar ediyor.

 

Binaenaleyh paranın teslimi sırasında gösterilen büyük özeni göz ardı etmeyelim; zira insanların iyi niyeti tespit edildikten sonra para teslim ediyor. Çünkü paranın yanlış yere harcanması konusunda büyük çekince var. Başta Hillary Clinton’un endişesini zikredebiliriz.

 

Şunu anladık ki Filistin konusu Araplar kardeşleri için çok ucuz bir mesele imiş.

 

Fakat Filistin halkı Şarmu’ş- Şeyh turistik merkezinin en iyi otellerinden birinde oynanan bu dramatik tiyatrodan farklı bir görüşe sahip.

 

Ve bu halk bu görüşü kanı ile ifade etmekten yılmayacak gibi gözüküyor.

 

İsrail’in bu savaşı son savaşı olmayacak.

 

Ve savaş Şarm Eş Şeyh’de altın değerini kazandı.

 

Hatırlatma babından bazı rakamlar zikretmek istiyorum; Riyad merkezli “Cedva” şirketinin raporuna göre Suudi Arabistan’ın yıllık petrol geliri 172 milyar doları bulmuş bu ise günlük 471,2 milyon dolara karşılık geliyor. (Reuters, Aralık 2008)

 

2008 yılında, Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayınlanan “Business” derginsinin “Cedva” şirketinin raporundan aktardığına göre Suudi Arabistan’daki günlük petrol geliri günlük 1 milyon doları bulmuş.

 

Şubat 2009’de Suudi gazetesi “Arap News’in” Mega Trends’den aktardığına göre 2020 yılında körfez ülkelerinin petrol geliri 4,7 trilyon dolarak ulaşacakmış.

 

Bu ise varilinin 50 dolar olması anlamına geliyor ve bu da 14 yıl boyunca biriktirilen petrolün 2,5 katı etmesi anlamına geliyor.

 

Kimsenin malında gözümüz yok Allah daha çok versin; ancak biz bu rakamları Gazze’nin yeniden imarı isimli konferansta duyamadık vesselam…

 

Çeviren: Emrah Kekilli

http://www.assafir.com/Article.aspx?EditionId=1177&ChannelId=27004&ArticleId=368&Author=

طلال%20سلمان