YDH- İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot gazetesi yazarı Meir Litvak, “Devrim fiyaskosu” adlı aşağıdaki yazısında İran’da seçim sonrasında sokaklarda yaşanan gerilimi değerlendiriyor.

 

Geçtiğimiz hafta İran’ın yarısında olan olayları 1978-79 İran İslam İnkılâbı ile kıyaslayacak olursak, şu anki durumda rejimin elinin neden kuvvetli olduğu çok açık olarak ortaya çıkmış olacaktır.

 

1. Zulüm ve kararlılık; İslam inkılâbı insan kanı akıtmaktan kaçınan hasta şahı devirdi. Ayetullah Humeyni’ye gelince o kendi görüşlerini gerçekleştirmek için binlerce insanı kurban etmeye razı oluyordu.

 

Bu gün bir muhalefet olduğu doğrudur; ancak İran yönetimi acımasız bir şiddete başvurmaktadır ve bu durum birçok İranlının gözlerinin korkması nedeniyle gösterilere katılmasına mani olmaktadır. Ancak yine de sofistik tarzda yapılan bu sindirme eylemi kontrol edilemez öfkeyi yönlendirememekte.

 

2. Musavi Humeyni değil; İslam devriminin lokomotifi Humeyni’nin karizmatik liderliği idi. Ancak İran’daki bu günkü muhalefetin zayıflığı bir lidere sahip olmamasından kaynaklanıyor.

 

İçe kapanık biri olarak kabul edilen Musavi Humeyni’nin karizmasından ve karlılığından yoksun. Her ne kadar önceki konuşmasında yönetimin İslam inkılâbının yolundan saptığını söylese de, Humeyni’nin yaptığı gibi mevcut rejimin varlığına karşı söz söyleyebilmekten yoksun.

 

3. Yeteri kadar heyecan yok; Humeyni’nin emrinde etkin bir iletişim ağı vardı. İran’ın her yerine yayılmış camiler aracılığıyla kendi hareketini birçok yeni katılımcı sağlıyordu. Ancak Musavi, her ne kadar göstericiler etkili bir şekilde internet ağı kullansalar da, insanları her an harekete geçirebilecek bir iletişim ağına sahip değil.

 

4. Sermayedarların uzak durması; muhalefet bir önceki devrimde önemli rol oynayan iki toplumsal topluluğun desteğini alamadılar.

 

Bunlardan biri gelişkin bir organizasyonu olan ve gönüllü finansör olabilecek sermayedarlardır. Bir diğeri ise, şah rejiminin düşüşünü hızlandıran yumruk olan işçi kesimidir. Sermayedarlar ya nötrlüklerini muhafaza ettiler ya da rejime arka çıktılar. İşçiler daha öncekileri demir yumrukla karşılık verilen gösterilere katılmakta tereddütlü idiler.

 

Ancak hala bir ümit var. Her ne kadar gösteriler tükenmeye yüz tuttu denilse de isyan günler veya haftalar sonra tekrar başlayabilir.

 

Örneğin Şiilik içerisinde önemli bir yeri olan erbain mateminde bu olabilir. Ancak her ne kadar gösteriler bitmiş olsa da İran eski İran olmayacaktır.

 

Hileli ve sonrası kanlı olduğu bariz olan bu seçim rejimin meşruluğunu sarsıntıya uğrattı ve rejimi dini ideolojinin yerine silahlı güce güvenmeye itti. Ancak İran tarihi bize bu tür zaferlerin sonra gelecek olan büyük devrimlerin tohumlarını ektiğini bize göstermektedir.

 

Çeviren: Emrah Kekilli

http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3736263,00.html