YDH- Tahran Savcısı Abbas Caferi Devletabadi, suçu sabit olmayan kişilerin mahkemelerinin televizyondan yayımlanmasının yasadışı olduğunu açıkladı.

 

İsna haber ajansına demeç veren Tahran Savcısı Abbas Caferi Devletabadi, İslam’da kişilerin onur ve haysiyetlerinin korunmasının tıpkı onların kanlarının korunması kadar önemli olduğunu belirterek hiç kimsenin insanların haysiyetini ayaklar altına almaya hakkının bulunmadığını söyledi.

 

Hakkındaki suçlamaların ispat edilmediği kişilerin haysiyetlerinin kırılmasına yargının müsaade edemeyeceğini belirten Devletabadi, İslam İnkılabı Rehberi’nin ramazan bayramı namazı sırasındaki hutbesine dikkat çekerek “İslam İnkılabı Rehberi’nin son açıklamaları yargı ve basın konusundaki siyasetleri aydınlatmıştır. Basın, kendi seyrinin geleceğini bilmeli ve spekülasyon yapmamalı, iftira ortamını kışkırtarak ve kişilere iftira atarak sorunların çözülebileceğini düşünmemelidir” dedi.

 

Devletabadi, seçimlerden sonra yaşanan olaylarla ilgili olarak tutuklanan şahısların mahkemesinin bir önceki Tahran Savcısı Said Murtazavi döneminde televizyondan yayımlanmasına rağmen yargıdaki son değişikliklerin ardından söz konusu mahkemenin televizyondan yayımlanmasının durdurulmasının yargı sürecinde değişikliğe gidildiği yönünde soru işaretleri uyandığının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: “Ayetullah Laricani’nin Yargı Gücü Başkanlığına tayin edilmesinden sonra yaptığı ilk konuşmada hukukun üstünlüğüne yaptığı vurgu hem yargı içinde hem de dışında çok olumlu karşılandı. Bu politikanın uygulanması sistemimizin kurtarıcısıdır. Yargı sistemi halkın haklarının koruyucusudur. Halk bizim sözlerimize bakıyor ve değişikliğin pratiğe geçirilmesini bekliyor” dedi.

 

Birilerinin yargıya kendilerince görev tayin etmeye kalktığını belirten Devletabadi, “sanıkların ifadeleri televizyondan yayımlanmalı, eğer yayımlanmıyorsa bu birilerinin nüfuz kullandığını gösteriyor gibi söylemlerle yargıya kendince görev tayininde bulunmak doğru değildir. Yargının yasalar çerçevesinde insaflı ve mantıklı bir şekilde eleştirilmesinin önünde bir engel yoktur. Bizim basından ve medyadan beklentimiz eleştirilerinin yasal çerçevede olmasıdır” dedi.

 

Hakkındaki suçlamalar ispat edilmemiş olan kişilerin ifadelerinin televizyondan yayımlanmasının ceza yasasının 188. Maddesine göre yasadışı olduğunu belirten Devletabadi, basının konuyla ilgili haber, düşünce ve eleştirilerini dile getirme hakkı olduğunu ancak bunu yasalar çerçevesinde yapması gerektiğini söyledi.

 

Seçimlerden sonra yaşanan olaylardan sorumlu tutulan kişilerin yargılandığı mahkemenin ilk iki duruşmasının bazı bölümleri televizyondan yayımlanmış ve bazı sanıkların Ayetullah Haşimi Rafsancani, Muhammed Hatemi ve Mir Hüseyin Musevi ile ilgili suçlamaları “itiraf” adı altında devlet televizyonunda ve hükümet yanlısı basında geniş şekilde yer almıştı.

 

Ayetullah Sadık Laricani’nin, Yargı Gücü Başkanlığı’na atanmasından sonra duruşmaların televizyondan yayımlanması durdurulmuş, bazı üst düzey sivil ve askeri bürokratlar mahkemenin televizyondan yayımlanması konusundaki ısrarlarını sürdürmüştü.

 

Son olarak İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei, bayram namazı hutbesinde sanıkların kendileriyle ilgili yaptıkları itirafların muteber görülebileceğini; ancak “itiraf” adı altında başkaları aleyhinde verdikleri ifadelerin şer’i ve yasal açıdan hüccet olamayacağını söylemişti.