YDH- ABD’nin Tahran Büyükelçiliğinin 4 Kasım 1979’da İranlı üniversite öğrencileri tarafından işgal edilmesinden sonra 4 Kasım tarihi İran’da emperyalizmle mücadele günü olarak kutlanıyor.

 

Her yıl ABD’nin Tahran’daki eski büyükelçiliği önünde düzenlenen gösterilerle kutlanan emperyalizmle mücadele günü dolayısıyla mesaj yayımlayan İran İç güvenlik komutanlığı, eski ABD büyükelçiliği dışında düzenlenecek tüm gösterilerin yasadışı olduğunu açıkladı.

 

İran polisinin bu mesajı, hükümet yanlısı basının hükümet karşıtlarının emperyalizmle mücadele günü dolayısıyla Rusya ve Çin büyükelçilikleri önünde gösteri düzenleyeceklerine ilişkin haberleri üzerine verildi.

 

30 yıl önce ABD ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin kesilmesine sebep olan konsolosluk işgali eylemini gerçekleştiren üniversite öğrencilerinden kimileri şu an yönetim kadrosunda kimileri ise cezaevinde bulunuyor.

 

30 yıl önce Amerikan Büyükelçiliğini işgal eden üniversite öğrencilerinin liderlerinden Muhsin Mirdamadi ve Muhsin Eminzade, seçimlerden sonra yaşanan olaylarla ilgili olarak hapiste bulunurken, kendilerine “İmam’ın çizgisindeki üniversite öğrencileri” adını veren eylemci öğrencilerle İslam Devrimi’nin Lideri İmam Humeyni arasındaki irtibatı sağlayan Muhammed Musevi Hoiniha ise devrim muhafızları komutanı tarafından “Kadife devrim” yapmakla suçlandı.

 

Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin 8 yıllık “reform hükümeti” döneminde ABD ile “ulusal çıkarlar çerçevesinde” ilişki kurulmasını savunan ve son seçimlerde Mehdi Kerrubi’yi destekleyen işgalci öğrencilerin liderlerinden Abbas Abdi, “ABD hesabına casusluk yapmak” suçlamasıyla yargılandı.

 

30 yıl önceki işgalde aktif rol alan Mahmud Ahmedinejad ise cumhurbaşkanlığının ilk döneminde ABD Başkanı George Bush’a yazdığı mektupla ve Barack Obama’ya ABD başkanlığına seçilmesi dolayısıyla gönderdiği tebrik mesajıyla dikkatleri çekti.

 

İran’la ABD arasında 30 yıl aradan sonra ilk ikili diplomatik temas, Irak konusunda gerçekleşti. ABD’de George Bush’un, İran’da ise Mahmud Ahmedinejad’ın hükümete bulunduğu dönemde İran ve ABD’nin Bağdat Büyükelçileri dört tur müzakerede bulundu.

 

Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanlığının ikinci döneminde ise İran’ı ilgilendiren bir konuyla ilgili olarak ABD ile doğrudan ikili müzakere yapıldı; bu çerçevede İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Said Celili, 5+1 ülkeleri ile Cenevre’de yapılan müzakereler kapsamında ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns’la görüştü.

 

İran’da tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra oluşan şartların; ABD, Rusya, Çin ve İngiltere gibi ülkelerle ilişkiler konusundaki tutumları ciddi ölçüde belirlediği gözlemlenirken bu yılki Emperyalizmle Mücadele Günü etkinliklerinin de tıpkı Kudüs Günü etkinliklerinde olduğu gibi seçim sürecinde yaşanan siyasi gruplaşmalardan etkilendiği hissediliyor.

 

İran’daki hükümet yanlısı basın, muhalifleri “kahrolsun ABD” sloganına karşılık “kahrolsun Rusya” ve “kahrolsun Çin” sloganlarını yükselterek ülkenin ulusal stratejilerini iç siyasete kurban etmekle suçlarken, muhalif basın ise cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın 30 yıl önceki tutumu, sloganları ve ortaya koyduğu politikalar arasındaki çelişkileri gündeme getiriyor.

 

İran’da yayımlanan Şehrevnd dergisinde iki yıl önce ABD konsolosluğunun işgali ile ilgili yayımlanan bir haber analiz, emperyalizmle mücadele günü etkinlikleri çerçevesinde muhalif basın tarafından yeninden gündeme getiriliyor.

 

Ahmedinejed, Sovyet Büyükelçiliğinin işgal edilmesini istemiş

Şehrvend dergisinin konuyla ilgili haberi şöyle:

 

“4 Kasım 1979’da ABD Büyükelçiliğini işgal edecek olan üniversite öğrencilerine liderlik eden Birliği Güçlendirme Bürosu adlı öğrenci derneğinin merkez kadrosu, Tahran Üniversitesi karşısındaki bürosunda toplandı ve burada bir öneri gündeme getirildi. Mahmud Ahmedinejad, Muhammed Ali Şirzad, İbrahim Asgarzade, Muhsin Mirdamadi ve Habibullah Bitaraf, İslami Öğrenci Derneği tarafından Birliği Güçlendirme Bürosunun Merkez Kuruluna seçilen beş İslamcı öğrenciydi.

 

İbrahim Asgarzade, “Amerikalılar, şu an gizli casusluk belgelerini Mehrabad Havaalanından çıkarıyorlar. Geçici hükümet de havaalanındaki gümrük yetkililerine Amerikalıların işine karışmamaları konusunda talimat vermiş bulunuyor. Amerika’nın komplo hazırlığı ciddi görünüyor. Devrim tehlikededir. Buna tepki olarak ABD büyükelçiliğini kuşatıp buradaki diplomatları geçici bir süre rehin almayı öneriyorum” dedi.

 

   

 

Mahmud Ahmedinejad, bu teklife karşı şunları söyledi: “ABD’nin tehlikesini kabul ediyorum; ama ABD tehlikesinin Sovyet tehlikesinden daha büyük olduğunu kim söylüyor? Kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadelenin komünizmle mücadeleden daha önemli olduğunu kim söylüyor? Eğer işgal söz konusu olacaksa Sovyet konsolosluğunu işgal etmek ABD konsolosluğunu işgal etmeye tercih edilmelidir. Biz buna karşıyız.”

 

Gelişmeler bu şekilde olunca ABD konsolosluğunun işgaline karşı çıkan Ahmedinejad’la Seyyidnejad, yollarını diğerlerinden ayırdılar. Bundan dolayı da Asgarzade, Mirdamadi ve Bitaraf, planlarını Birliği Güçlendirme Bürosu’ndan ayrı olarak hayata geçirmek durumunda kaldı. Birliği Güçlendirme öğrencileri ikiye bölündü, bir grup konsolosluk işgaline katıldı, diğer grup ise katılmadı.

 

Birliği Güçlendirme öğrencileri kendilerini “İmam’ın Çizgisinde” ve devrimci olarak tanımlıyorlardı; ancak aralarında farklılıklar da vardı. Ahmedinejad ile Bilim ve Teknoloji Üniversitesindeki arkadaşları, ABD konsolosluğunun işgal edilmesine karşıydı; ancak bu karşıtlık onların liberallerle veya geçici hükümetle birlikte oluşundan kaynaklanan bir karşıtlık değildi. Onlar, Sovyet konsolosluğunun işgal edilmesini savunuyor ve bunu ABD konsolosluğunun işgal edilmesine tercih ediyorlardı.

 

Böylece Bilim ve Teknoloji Üniversitesi öğrencileriyle onlar gibi düşünen eğitim fakültesi öğrencileri solcu Müslüman arkadaşlarına eşlik etmediler. İslam Devrimi’nin Lideri İmam Humeyni ABD konsolosluğunun işgalini “ikinci devrim” diye adlandırdıysa da Ahmedinejad, Amerikalı diplomatların rehin alındığı 444 gün boyunca süren işgal eylemine katılmadı.

 

 

İbrahim Asgarzade, Muhsin Mirdamadi ve Mansur Bitaraf’tan oluşan üç kişiye Milli Üniversite’den Rahim Batıni ve Şerif Üniversitesinden Rıza Seyfullahi katıldı ve bu beş kişilik “Casusluk Yuvasını İşgal Konseyi” olarak işgal ve rehin sürecini yönettiler. ABD konsolosluğunun işgal edilmesinden kısa bir süre sonra geçici hükümet istifa etti ve gitmeyi kalmaya tercih etti. Böylece solcu Müslüman devrimci öğrencilerin kurduğu hakimiyette Mehdi Bazergan ve arkadaşları gibi solculara karşı olan ılımlılara yer kalmamış oldu.

 

Alptekin Dursunoğlu