ABD’nin İsrail-Filistin arasındaki barış görüşmelerini yeniden başlatma girişimleri çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Clinton İsrail’de idi.
İyi niyet gösterisi elbette önemli ancak; Amerika’nın bölgede için daha çok çaba harcayacağı şeklindeki bir haber çok çığır açıcı bir haber olmayacaktır.
İki gün boyunca Clinton bölgede birçok Arap lider ile görüştü. Fas Kralı 4.Muhammed, Fas Dışişleri Bakanı Tayyip Fassi Fihri, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud el-Faysal ve birçok Fars Körfezi Ülkesi’nin Dışişleri Bakanı ile görüşüme yapıldı.
Bu, ABD’nin Araplara yaklaşımında Araplar için ferahlatıcı bir dönüşüm yaşandığına işaret ediyor. Bu dönüşüm ABD Başkanı Barak Obama’nın 4 Haziran’da Kahire’de yaptığı konuşma ile başladı. Bu durumda Netanyahu İsrail’in ulusal çıkarların korumak için iki eliyle olayları ele almalıdır.
Bu kritik zamanda İran atom bombası elde etmek için uğraşsın ya da uğraşmasın, İsrail’i vurmaktan dem vuruyor. Türkiye’nin son siyasi manevraları İsrail basınında Türkiye’nin şer eksenine kayması şeklinde yorumlandı.
Arap Birliği ülkeleri 2002 barış inisiyatifinin süresine kısıtlama getirmek gibi konularda konuşmaya başladılar. Bu durumda Netenyahu’nun dar iç siyasetin pençesinden kurtulup olayların arkasını görmesi gerekmektedir.
Ekim’de Cenevre İnisiyatifi tarafından gerçekleştirilen ankete göre İsrail halkının yüzde 51’i Netenyahu’nun politikasını beğeniyor. Onların beğenmesinin nedeni Filistinlilerle uzlaşmak için bazı tavizlerin verilmesinin gerekli olduğuna inanmaları. Ancak bunun yanında verilen bu tavizlerin Netenyahu tarafından oyunun kazanılmasına vesile edileceğine de inanıyorlar.
Netenyahu yerleşim birimlerini ve sair konulardaki ayrıntıları çok fazla söz konusu etmeyecek. Hatta aracı Arap devletlerinin aracılığını da kabul edebilir, Filistinliler ile diyaloga başlamak için. Ancak diyalog başladığında Netenyahu aslı meseleyi tartışmaya başlayacak, yani Kudüs meselesi, mülteci sorunu ve sınırlar sorunu tartışmaya açılacak.
Mevcut durumda barış görüşmelerinin devam talebi yeni yerleşim birimlerin durdurulması ile desteklenmeli. Bunun yanında barış görüşmelerini çıkmaza sokan konular halledilmeli.
Aracı Arap devletleri İsrail’in ayak sürümesinden yorulmuş durumda. Filistin seçime gidiyor ve bizim taleplerimiz şahin kanadı kuvvetlendiriyor.
Söz konusu ankete göre İsraillilerin yüzde 63’ü İsrail-Filistin arasındaki mevcut durumun politik bir sürece dönüşmediği müddetçe İsrail’in zararına olduğu kanısında.
Clinton’un son ziyareti ve görüştüğü Arap liderler ki bu liderler barış sürecinde aracı olabilirler, Amerika’nın bu süreçte İsrail’e yardımcı olmak istediğini gösteriyor. Eğer bu fırsatı da kaçıracak olursak dünya bizim meselemizle ilgilenirken bundan sonra daha az sabırlı olacak.
Bu fırsatı kaçırmak İsrail için daha fazla zarar etmek demek olur.
Çeviren: Emrah Kekilli