Sekiz kişinin öldüğü aşura olaylarından ve bu olayların protesto edildiği çarşamba günkü gösteriden sonra bir bildiri yayımlayan Mir Hüseyin Musevi, kendilerine herhangi bir açıklama yapmayı sessiz kalmalarının ülkede sükunetin sağlanmasına yardımcı olacağının telkin edilmesinden dolayı aşura dolayısıyla gerek kendisinin, gerek Mehdi Kerrubi’nin ve gerekse de Muhammed Hatemi’nin açıklama yapmadığını belirterek Yeşil Hareket’e inanan halkın kimseden bildiri beklemeden törenlere katıldığını ancak aşura günü provokasyonlara maruz kaldığını söyledi.

Çarşamba günü düzenlenen protesto gösterilerinde kendisinin ve Kerrubi’nin idam edilmesi gerektiği yönünde sloganlar atıldığını hatırlatan Musevi, öldürülmekten korkmadığını ancak yaşanan bunalımın kendilerinin idam edilmesiyle çözümlenmeyeceğini belirttiği uzun bildirisinin sonunda sorunun çözümü için beş maddelik bir öneri getirdi.

Musevi bildirisinin sonunda sunduğu beş maddelik çözüm önerilerinin birinci maddesinde hükümetin halk, meclis ve yargı karşısında sorumlu olduğunu ilan etmesini, meclis ve yargının hükümete verdiği olağan dışı desteğin kesilmesini ve ülkede yarattığı sorunlar konusunda cevap verici olması gereken hükümete yasal çerçevede müdahale edilmesini istedi.

İkinci maddede, hiçbir hile ve şaibeye mahal bırakmayacak yeni ve şeffaf bir seçim yasası hazırlanmasını isteyen Musevi, önerilerinin üçüncü maddesinde seçimlerden sonra tutuklananların serbest bırakılmasını dördüncü maddede ifade ve basın özürlüğünün garanti altına alınmasını, beşinci maddede de anayasanın 37. Maddesi doğrultusunda halkın siyasi parti kurma ve yasal sosyal topluluklar oluşturma haklarının tanınmasını talep etti.