YDH- İran’ın petrol ve enerji uzmanlarından Dr. Nersi Kurban, İran diplomasi çevrelerinin yayın organı İrdiplomacy’ye verdiği röportajda İran, Irak ve Suriye arasında yapımı düşünülen gaz boru hattını ve Türkiye’nin buna ilişkin tutumunu değerlendiriyor.
İrdiplomacy: 10 milyar Dolara mal olacak olan İran, Irak, Suriye gaz boru hattına ilişkin sözleşme İran Ulusal Gaz Şirketi Müdürünün belirttiğine göre bu yıl sonuna kadar imzalanacak. İran’ın gaz ihracatının en önemli kaynaklarından biri sayılan İran-Türkiye gaz boru hattı, doğrudan Avrupa’ya ulaşacak bu yeni boru hattının inşası ile bir bakıma Türkiye ile yarışacak.
İran, Irak, Suriye gaz boru hattının inşası halen devam ediyor. İran’ın diğer bazı ülkelerle olan gaz boru hattı konusundaki bazı sorunlar göz önünde bulundurulduğunda şu temel soru gündeme geliyor: Acaba İran’ın teknik açıdan bu boru hattını yapabilecek gücü var mıdır?
- Teknik açıdan herhangi bir sorun yok. İran’ın sorumluluğu, Irak sınırına kadar… Bundan sonrası, gazı kaynağından alıp ulaşacağı yer olan Avrupa’ya taşıyacak olan konsorsiyumun sorumluluğunda… Irak ve Suriye kısmıyla ilgili olarak da herhangi bir sorun yok; çünkü yer üstünde ihdas edilmiştir ve muhtemelen bunu yapacak olanlar da İranlı, Suriyeli ve Iraklı uzmanlardır. Ancak deniz altından Yunanistan’a ulaşacak olan kısımda ciddi teknik sorunlar bulunuyor. Denizin oldukça derinlerinden geçen gaz boru hatları daha önce dünyanın büyük şirketleri tarafından inşa edilmişti. Eğer onlar bu konsorsiyumla işbirliği yaparsa herhangi bir sorun kalmayacaktır. Dolayısıyla bu boru hattı teknik açıdan gerçekleştirilebilir niteliktedir.
İrdiplomacy: İran’ın gaz kaynakları ne kadardır ki bunu hem Türkiye’ye hem de diğer ülkelere ihraç edebiliyoruz?
- İran, 30 trilyon metreküpten fazla gaz rezerviyle dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Kanada ve Norveç gibi, İran’dan çok daha az gaz rezervine sahip ülkeler, İran’dan çok daha fazla gaz ihraç ediyor. Eğer İran, gaz rezervlerini doğru bir şekilde geliştirebilirse hem iç tüketim için, hem gaza dayalı endüstri için hem petrol sahalarına gaz pompalamak için nihayet ihracat için gaza sahip olacağız. Bu, yalnızca bu rezervleri nasıl geliştireceğimize bağlıdır. Sonuç itibariyle sorunuzun cevabıyla ilgili olarak şunu söyleyebiliriz bu, rezervin miktarına değil, nasıl geliştirildiğine bağlıdır.
İrdiplomacy: Rezervlerin nasıl geliştirilmesinden ne kastediyorsunuz?
- Eğer biz gaz rezervlerini en iyi şekilde geliştirebilirsek yukarıda zikredilen tüm hususları gerçekleştirebilme gücüne sahibiz. Yani hem iç tüketim için hem de ihracat için kullanabiliriz.
İrdiplomacy: Yaptırımlar göz önünde bulundurulduğunda İran ticaretinde sorunlar yaşamaktadır. İran petrol parasının Hindistan tarafından ödenmesi meselesinde olduğu gibi… Avrupa’ya ulaşacak olan bu gaz boru hattı ile ilgili olarak bu yaptırımlar onun geliştirilmesinin önünde bir engel değil midir?
- Öncelikle şunu hatırlatalım ki böylesine büyük bir projenin tam olarak hayata geçmesi için en az 8 yıl gerekiyor. Dolayısıyla şimdiden o gün için biz yaptırım altında kalacak mıyız kalmayacak mıyız diye tahminde bulunulamaz. Belki de o zamana kadar bu sorun halledilecek. Her halükarda sorunların çözümüne yönelik mekanizmaların geliştirilmesi için öngörülerde bulunulabilir. Örneğin bir konsorsiyum, bu gazı İran’dan ve Irak’tan satın alıp onu kendisi ihraç edebilir. Dolayısıyla İran’la diğer Avrupa ülkeleri arasında hiçbir resmi anlaşma söz konusu olmayabilir. Tüm aşamalar, bir konsorsiyum tarafından icra edilebilir. Elbette bu, yaptırımların hala uygulanması durumunda söz konusu olur.
İrdiplomacy: Yeni gaz boru hattının ihracat kapasitesiyle şu anki ihracat kapasitesi karşılaştırıldığında neler söylenebilir?
- Bizim Türkiye’ye gaz ihracatımız, günlük ortalama 22 milyon metreküptür. İran, Irak Suriye gaz boru hattıyla günlük 110 milyon metreküp gaz ihraç edilmesi öngörülmektedir. Bu da Türkiye’ye ihraç ettiğimiz gazın 5 katına tekabül etmektedir. Ayrıca bütün bu gazın sadece Avrupa’ya ihraç edilmesi gibi bir zorunluluk da yok. Bunun Irak’ta, Suriye’de ve diğer ülkelerde tüketilmesi de söz konusudur. Belki de şu an Türkiye’ye sattığımız gazın iki katını Avrupa’ya ihraç edeceğiz. Her halükarda bu miktardaki gaz ihracı 25 yılda halihazırdaki İran gazı rezervinin 30’da birinden daha az olacaktır.
İrdiplomacy: Bir uzman olarak siz bu proje konusunda ne kadar iyimsersiniz. Bu konuda ne tür sorunlar ve ne tür avantajlar bulunduğunu söyleyebilirsiniz.
- Ben genel olarak iyimserim; ancak benim iyimserliğim ne ölçüde gerçekleşecek şu an için bir şey söylenemez. Şunu itiraf etmek gerekir ki bu konuda birçok sorunlar bulunuyor. Ancak bu sorunlar bu projenin hayata geçirilmesi konusunda çaba gösterilmesini engellememeli. Bu konudaki en büyük sorun üretimin arttırılmasıdır. Öyle bir düzeye ulaşılmalı ki iç tüketim ihtiyacı karşılandığı gibi kış aylarında petrol sahalarına pompalanacak ve ihracata yetecek kadar üretim yapılmalıdır. Denizde boru hattı inşası ile ilgili teknik meseleler de konsorsiyum oluşturma, uzun vadeli satış sözleşmeleri ve gazın nakli de önümüzdeki sorunlar arasında yer alıyor. Bu projenin en önemli yanı Ortadoğu gaz boru hattının Avrupa’ya ulaştırmasıdır. Türkiye, İran’dan gazı satın alıp onu Avrupa’ya kendisi satmak istiyor. Bir başka ifadeyle bölgenin gaz vanası olmak istiyor. Ancak bu gaz boru hattı hayata geçerse, gaz Ortadoğu’dan bir Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’a doğrudan ulaşmış olacak ve bu konsorsiyumun muhatabı da Avrupa olacak.
Çeviren: Alptekin Dursunoğlu