ABD yardımı kesilirse Camp David’i gözden geçiririz

18 Şubat 2012

YDH- New York Times gazetesindn David Kirkpatrick, Müslüman Kardeşler örgütünün ABD’nin Mısır’a yaptığı yardımları durdurması halinde İsrail’le ilişkilerin gözden geçirileceğine ilişkin tehdidinin gerekçelerini analiz ediyor.

 

YDH-New York Times gazetesindn David Kirkpatrick, Müslüman Kardeşler örgütünün ABD’nin Mısır’a yaptığı yardımları durdurması halinde İsrail’le ilişkilerin gözden geçirileceğine ilişkin tehdidinin gerekçelerini analiz ediyor.  

Mısır Parlamentosunu yöneten İslami Parti, Amerikan destekli kar amacı gütmeyen kurumlar üzerinde oluşacak baskılar üzerine Amerika’nın Mısır’a yaptığı yardımları kesmesi durumunda, İsrail ile 1979 yapılan barış anlaşmasını gözden geçireceklerini söyleyerek ABD’yi tehdit ediyor.

Bu pakt [Camp David] bölgedeki istikrarın temel taşı olarak görülüyor. Müslüman kardeşlerin en az iki üst düzey yetkilisi tarafından da dillendirilen bu açıklamalar, söz konusu paktın geleceği ile ilgili çatırdamaların Mısırlılar tarafından ilk defa yüksek sesle ifade edilmesi anlamına gelmekte. 

Geçen yıl 1.3 milyar dolar askeri yardımın yanı sıra 250 Milyon dolar tutarında yan yardımı   ( şu an soruşturma altında bulunan bazı kar amacı gütmeyen kuruluşlara yapılan yardımlar da bu rakamın içerisinde yer almakta) bütçesinde Mısır için ayıran Obama yönetimi ve kongrenin önde gelen isimleri, Mısır yönetimini olası kesintiler konusunda zaten uyarmıştı.

En az iki senatör Mısır’a yapılan yardımlarda kesintiye gitmeye ilişkin tasarının yasalaşabileceği uyarısında bulundu. Müslüman Kardeşler ise tam bu yasa tasarısının Dışişleri Komitesinde görüşüldüğü perşembe günü söz konusu açıklamalarda bulundu.

1979 yılında Amerika’nın arabuluculuğu ile gerçekleşen anlaşmaya saygı duyduklarını açıklayan Müslüman Kardeşlerin bu yeni tehdidinin ciddiyetini değerlendirmek oldukça zor.

İçerisinde Müslüman Kardeşlerin liderlerinin de bulunduğu birçok uzman Mısır’ın her şeyden önce kendi iç politikasını korumak için sözleşmeye saygı göstermesi gerektiğinin altını çizdi. Bunun temel sebebi olarak ise ekonomisi çöküşün eşiğinde olan Mısır’ın askeri anlamda bir yapılanmayı kaldıramayacak olması ve sınırlarındaki barışı sağlamak zorunda olduğu gerçeğidir.

Ancak Mısır halkının gözünde söz konusu yardımlar, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı politikalar sonucu oluşan büyük kızgınlığa ve İsrail’in bu politikaları ile sözleşmeyi ihlal etmesine rağmen Mısır’ın sözleşmenin devamını sağlaması amacıyla yapılan ödemelerdi.

Müslüman Kardeşlerden konuya ilişkin en net resmi açıklama parlamentonun dışişleri komitesi başkanı olan Essam el- Erian’dan geldi. Reuters’e konuşan Erian “Yardımlar, tarafların ortak olarak imzaladığı barış anlaşmasının taahhütlerinden biriydi ve taraflardan biri bu sözleşmeye aykırı hareket ederse bu karşı tarafa da sözleşmeyi gözden geçirme hakkını verecektir.” dedi.

“Eğer zarar göreceksek” dedi ve ekledi, “ Konuyu gözden geçirmek en doğal hakkımızdır.”

Kar amacı gütmeyen yabancı organizasyonlara ilişkin olarak başlatılan bir cezai soruşturma söz konusu krizi tetikledi.

Soruşturmalar geçen bahar Askeri Konseyin yönetimi Hüsnü Mübarek’ten devralmasından sonra başlamıştı.

Bütün bağımsız müdafaa ve insan hakları örgütlerini teknik olarak yasa dışı ilan eden Konsey, kar amacı gütmeyen tüm kurumların organizasyonlarına ve finansal hareketlerine ciddi kısıtlamalar getirdi.

Yönetim tarafından sürekli olarak dile getirilen “yabancı eller” sokaklardaki insanları askeri yönetime karşı kışkırtıyor söyleminin sonucu olarak soruşturmalar Amerika’dan yardım alan 4 kuruluş üzerine yoğunlaştı.

Kongredeki parti liderleri tarafından demokrasiyi desteklemek amacıyla kurulan “uluslararası cumhuriyetçi kuruluşlar” ve “ulusal demokrasi kurumu” nun yanı sıra yine benzer amaçlar ile kurulan “Özgürlük Evi” ve gazetecilik eğitimi veren bir kurum, soruşturmalar sonucu üzerine yoğunlaşılan kuruluşlardır.

Soruşturma, ağır silahlarla donatılmış çevik kuvvetin söz konusu grupların ofislerine yaptıkları baskınlar sonucu doruğa ulaştı.

16’sı Amerikan vatandaşı olmak üzere 43 kişi mahkemeye sevk edildi ve en az yarım düzine Amerikalı hakkında seyahat yasağı çıkarılarak Mısır’da adeta kapana kıstırıldı.

Bu durum ise iki ülkenin liderleri içinde çıbanbaşı politik bir problem haline geldi. Bir yandan bu kritik süreçte Mısır ile olan ittifakını devam ettirmek isteyen Washington, diğer bir yandan vatandaşlarının özgürlüğü ve ülkedeki kar amacı gütmeyen kurumların korunması noktasında baskılarla mücadele etmek zorunda. 

ABD, Mısır’ın uluslararası anlamda en büyük destekçisi; ancak Amerika’nın Irak işgali ve İsrail’e olan desteği ciddi anlamda sorun oluşturmakta.

Görünen o ki Müslüman Kardeşler kar amacı gütmeyen sivil toplum hareketlerinin daha rahat hareket etmesi özgürleşmesi yolundaki yasaları desteklerken, Amerika’ya asla Mısır kanunlarının üstünde olmadığını göstermeye çalışarak politik bir orta yol bulmaya çalışıyor.

Çeviren: Musab Yiğit