İsrailli gazeteden ilhak ve soykırım itirafı

30 Eylul 2024

Jerusalem Post'un, 25 Eylül'de, ''Lübnan, İsrail'in vaat edilmiş topraklarının bir parçası mı?'' başlıklı bir yazı yayımlamasının ardından yerleşimci gayrimenkul şirketleri Güney Lübnan'dan ev ilanları açmaya başladı.

YDH-  25 Eylül 2024'te, İsrail'in Filistin ve Lübnan'a yönelik soykırım savaşının ortasında, Jerusalem Post “Lübnan İsrail'in vaat edilmiş topraklarının bir parçası mı?” başlıklı bir makale yayınladı. 

Makalenin yazarı Mark Fisher bu soruya olumlu yanıt verdi ve “geniş bölgenin günümüz İsrail'i, Batı Şeria, Gazze, Lübnan, Suriye, Ürdün ve Irak'ın bir kısmını içerdiğini....” teyit etti. 

Makaledeki şu bölüm dikkat çekti:

''Eretz Yisrael terimi, Tevrat'ın çeşitli bölümlerinde Yahudi halkına vaat edilen İsrail Toprakları'nın kutsal kitaptaki sınırlarını ifade ediyor. [...] Bu geniş bölge günümüz İsrail'inin bir kısmını, Batı Şeria'yı, Gazze'yi, Lübnan'ı, Suriye'yi, Ürdün'ü ve Irak'ı kapsar.[...] İsrail'in sınırlarını genişletmek, bu mitsvalara uyma zorunluluğunu yeni topraklara da yaymak anlamına gelir.''

Makale neredeyse yayımlanır yayımlanmaz kaldırıldı ancak birkaç web sitesi makaleyi arşivledi.

Daha sonra silinen makalede, önde gelen Yahudi akademisyenlerin ''İsrail'in Lübnan topraklarını fethetme hakkı ve hatta yükümlülüğü olduğu'' yönündeki argümanları yer alıyor.

Bu fundamental argümanın temeli, Mısır'dan Irak'a kadar Arap topraklarını kapsayan Büyük İsrail fikrine dayanıyor.

Jerusalem Post'ta, Mark Fisher tarafından kaleme alınan “Lübnan İsrail'in vaat edilmiş topraklarının bir parçası mı?” başlıklı makale, ''Toprağın tamamını kendi zamanımızda geri alamasak da, Hashem (Tanrı) onu bize mutlaka yakında geri verecektir.” diyerek sonlanıyor.

Bu makalede, bir kez daha olmak üzere, İsrail'in Filistin'deki soykırım savaşının ve Lübnan'a yönelik saldırısının ardındaki gerçek niyeti, İsrail'in cesaretlenen ve giderek yaygınlaşan aşırı sağı tarafından defalarca savunulan toprak genişlemesini gözler önüne seriyor. 

Makale, İsrail medyası ve akademik çevrelerinin Lübnan'da artan şiddeti, yerinden edilmeyi ve yerleşimci kolonizasyonunu açıkça desteklemeyi caiz görüp görmediğinin eleştirel bir şekilde incelenmesine yol açıyor.

İsrail, Güney Lübnan'da yerleşim için emlak ilanları yayınlıyor

Lübnan'da devam eden savaş bağlamında, İsrail çevreleri, Lübnan'da ev satın alma zamanı başlığı altında bir yerleşim hareketinin örgütlenmesini kışkırtmaya başladı.

Güney Lübnan'da 98 bin 750 kişi yerinden edilirken, Beyrut ve Lübnan Dağı'ndaki kiralar son zamanlarda ortalama 300 dolardan %367 artışla ayda bin 400 dolara kadar yükseldi.

''Lübnan'dan Ev Almak için Tam Sırası'' başlığı taşıyan ev ilanları yerleşimcilerin ve ordunun eylemlerinde uyumluluk içinde olduğunu gösteriyor.

Geçtiğimiz Mart ayının sonunda, savaş çağrısı yapmak, güney Lübnan'ı yeniden işgal etmek ve orada İsrail yerleşimleri inşa etmek amacıyla “Uri Tzavon” adlı bir hareketin kurulduğunu belirtmek gerekiyor.

Haziran ayı sonlarında düzenlediği bir telekonferansla İsrail'in kuzey sınırı ile Litani Nehri arasında yerleşim yerleri kurulmasına ilişkin “vizyonunu” sunarak Güney Lübnan'ın işgalini kışkırttı.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun eşi Sara Netanyahu'nun kardeşi Ben Artzi konferansta yaptığı konuşmada ''Lübnan terimini kullanmayı bırakmalıyız.'' diyerek ''bugün var olan sınırların tamamen yapay olduğunu, Celile'nin Litani'ye kadar uzandığını ve parçalara ayrılamayacak dağlık bir kütle olduğunu'' belirtti.

Uzmanların, İsrail'in, Hizbullah'ın askeri kanadının önder kadrosunun önemli bir kısmını ortadan kaldırmasına rağmen, örgütün savaş kapasitesinin operasyonel anlamda zayıflamadığı yönündeki görüşleri, bu tarz Siyonist planlamaların fanteziden öteye gidemeyeceğini ortaya koyuyor.