YDH- El-Meyadin'de yayımlanan makalenin yazarı Robert Daly, işgalci varlığın, Lübnan'a savaş dayatması halinde, Direniş'in ''kuralsız, kontrolsüz ve sınırsız'' savaşacağını hatırlatıyor.
Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehit olması ve çok sayıda hava saldırısıyla altı yüksek apartmanın yerle bir edilmesi, Siyonist hava gücünün Hizbullah'a karşı zafer kazanmış gibi görünmesine neden oldu. Ancak gerçekler farklı bir şey söylüyor: Savaşta düşmanları yenen hava gücü değildir. Düşmanı yenen daha ziyade piyadedir; bölgeyi fethetmek, ele geçirmek ve elde tutmaktır.
Sovyetler Birliği, Nazi Almanyası karşısında hava gücüne bel bağlayarak değil, Stalingrad ve Kursk'taki şiddetli kara çatışmalarıyla zafer kazandı. Bu zaferi, Nazi güçlerini Almanya'ya geri püskürten ve Ukrayna ve Belarus'tan Macaristan ve Çekoslovakya'ya kadar işgal altındaki bir dizi ülkeyi özgürleştiren amansız bir ilerleme izledi. Bu arada, Batılı Müttefikler çabalarını Dresden gibi şehirleri bombalamaya odakladılar, ancak bu eylemlerin Nazilerin yenilgisi üzerinde çok az etkisi oldu. Benzer şekilde, Lübnan'da Siyonist güçler tarafından gerçekleştirilen bombardımanlar şehirleri harap etmekte ve sivillerin hayatına mal olmaktadır, ancak toprakları güvence altına almakta ya da Hizbullah'a karşı kesin bir zafer elde etmekte başarısız olmaktadırlar.
Düşman topraklarını ele geçirmek ve elde tutmak hava gücünün kapasitesinin çok ötesindedir. Hava gücü sadece çağdaş bir topçu silahıdır. Geçtiğimiz 100 yıl içinde insanlık, düşman mevzilerine top mermisi atan toplar ve tanklardan, bunları yukarıdan bırakan savaş uçaklarına kadar 'ilerleme' kaydetmiştir. Siyonistlerin 7 Ekim 2023'ten bu yana yürüttüğü savaşta gördüğümüz şey gösterişli, gürültülü bir gösteri ama toprak ele geçirme ve elde tutma yok.
Bugün Hamas Gazze'nin tamamını geri aldı ve Siyonistlerin Gazze'ye havadan saldırmalarına rağmen basın brifinglerinde itiraf ettikleri gibi bölgeyi yönetmeye devam ediyor.
Siyonistler Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısına sivil yerleşim binalarını bombalayarak ve yıkarak karşılık verdi, ancak bu Hamas'ı yok etmedi, Hamas durumdan ve değişen araziden faydalanarak yıkılan binaların arkasından Siyonist tanklara ve zırhlı personel taşıyıcılara saldırmak için mevziler hazırladı. Bu şekilde, Gazze'de kara savaşçıları ile hava gücü arasındaki zıtlığı gördük; Siyonistler kadınları ve çocukları gökyüzünden bombalarla öldürmekte etkiliydiler, ancak bu nüfusun yaşadığı bölgeyi işgal edip ellerinde tutamıyorlardı. Eğer hava gücü düşmanı yenmenin ve savaşı kazanmanın etkili bir yoluysa, neden Hamas hala Gazze'yi yönetiyor?
İsrail'in önde gelen gazetelerinden Yedioth Ahronoth, geçtiğimiz hafta İsrail güvenlik kaynaklarına dayandırarak şunları yazdı:
1) Hamas, Gazze'de işgal güçlerinin terk ettiği bölgelerde otoritesini yeniden sağlamlaştırmak için çalışıyor.
2) Gazze'de kimse Hamas'a karşı durmuyor ve kimse onun yönetimine meydan okumuyor.
Bu yeni bir şey değil. Haziran ayında, sekiz ay süren Siyonist bombardımanın ardından The Guardian “Hamas, Gazze'nin kuzeyinde İsrail tarafından ‘temizlenen’ bölgelerde hala güçlü” diye yazmıştı.
Bu nasıl mümkün olabilir? Yukarıdaki Siyonist savaş uçakları yerdeki Filistinli özgürlük savaşçılarıyla pek rekabet edemiyor.
Korkmuş yedek askerlerle dolu Siyonist zırhlı araçlar, bu araçları birbiri ardına imha eden Gazzeli yurtseverler için kolay hedeflerdir.
Guardian şu sonuca varıyor: “Hamas'ın daha önce geri çekilmek zorunda kaldığı bölgelere geri dönme kabiliyeti ‘sonsuza dek savaş’ tehdidi yaratıyor.”
Şöyle devam ediyor: “İsrail güçlerinin aylar önce temizlediği Gazze'nin kuzeyinde, İsrailli yetkililerin radikal İslamcı örgütün ‘son kalesi’ olarak tanımladığı bölgenin güneyindeki Refah kentinden daha fazla Hamas militanı olabilir.''
2021'den geçen yıla kadar ‘İsrail'in’ ‘ulusal güvenlik konseyi’ başkanı olan Eyal Hulata, geçen Mayıs ayında gazetecilere, “Gazze'nin kuzeyinde, İsrail ordusunun halihazırda terk ettiği yerlerde, Refah'takinden daha fazla Hamas silahlısı olduğunu unutmamalıyız... Bunlar İsrail ordusunun rakamları. İsrail ordusunun Cibaliye ve Zeytin'e geri dönmek zorunda kalmasının nedeni budur. Hamas tüm bu bölgeleri kontrol ediyor,” dedi.
Hizbullah'ın Suriye'de IŞİD ve el-Kaide'ye karşı savaşta daha iyi ve daha fazla topçu ve asker avantajına sahip olduğu Lübnan'daki ulusal kurtuluş ordusu için daha da iyi bir sonuç beklenebilir.
Siyonistlerin en iğrenç hava savaşı uygulamalarından biri de korkakça yürüttükleri suikast savaşıdır.
Siyonistler, motosikletli birini, arabadaki bir aileyi ya da bir binadaki ulusal kurtuluş hareketi liderini öldürmek için çeşitli türden uçaklarla üzerlerine çullanırlar. Bunu yapmak için, faşistlerin Seyyid Hasan'ı öldürdüğü gibi, bölgedeki yüzlerce kişiyi öldürmekten çekinmezler. Çünkü bir Nazi hava aracını terk edip yerde adil bir savaşa girseydi kesinlikle kaybederdi.
Dahası, kendi topraklarını Siyonist işgalcilere karşı savundukları için Hizbullah ya da Hamas'tan “terörist” diye söz edildiğini duymak hafızası olan bir Amerikalı için utanç vericidir.Washington'un 1776 Noel'inde Delaware'i geçerken, onlar ve derme çatma orduları, bayramı kutlamaktan sarhoş olmuş İngilizlerin kiraladığı Hessen paralı askerlerini katlettiklerini hatırlamayan var mı? Eğer Hamas “terörist” ise George Washington neden terörist değil?
Yani, elimizde şu var: İsrail Lübnan'da kazanmadı.
Seyyid Hasan Nasrallah, “Düşman bizi havadan, karadan ve denizden beklemelidir. Tekrar ediyoruz: Lübnan'a savaş dayatılırsa, Direniş kuralsız, kontrolsüz ve sınırsız savaşacaktır” demişti.
Seyyid, Tel Aviv'in saldırmayı seçmesi halinde Hizbullah'ın İsrail'in kuzeyini işgal edeceğine dair 12 yıldır verdiği söze atıfta bulunarak, “Celile'ye saldırmak, işgalin Lübnan'a karşı başlatabileceği herhangi bir savaş çerçevesinde mevcut bir olasılıktır” diye eklemişti.
Çeviri: YDH