İsrail, Hizbullah'a ne sahada ne de siyasette geri adım attırabiliyor

16 Kasım 2024

Hizbullah ve Lübnanlı yetkililer 1701 sayılı BM kararına sıkı sıkıya bağlı kalınması yönünde ısrarcı; devam eden ateşkes müzakerelerinin önemli zorluklarla karşı karşıya olduğu bildiriliyor.

YDH- El-Meyadin'in bildirdiğine göre, İsrail medyası, Hizbullah'ın 1701 sayılı BM kararının, Lübnan hava sahasında “İsrail Hava Kuvvetleri'nin özgürlüğü” de dahil olmak üzere İsrail'in hareket özgürlüğü” ile ilgili herhangi bir madde ya da güney Lübnan'daki köylerle ilgili herhangi bir İsrail-ABD gözetimi içermeden tamamen uygulanmasını talep ettiğini bildirdi.

İsrail Kanal 12, Hizbullah'ın “bu konuda aşamalı hiçbir şeyi kabul etmeye istekli olmadığını vurguladı.

Kanal 12’ye göre, Hizbullah, ‘’derhal harekete geçilmesini ve herhangi bir değişiklik yapılmaksızın 1701 sayılı karara tam olarak geri dönülmesini’’ talep ediyor.

Lübnan İslami Direnişi'nin 1701 sayılı kararın tam olarak uygulanması yoluyla Lübnan'ın çıkarlarına öncelik veren bu tutumu Lübnan'ın resmi tutumuyla örtüşüyor.

Geçtiğimiz ay el-Meyadin'e konuşan kaynaklar Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'nin ABD elçisi Amos Hochstein'a İsrail'in 1701 sayılı kararda herhangi bir değişiklik yapmadan net bir tutum sergilemesini tavsiye ettiğini söyledi.

Lübnan Başbakan Vekili Necip Mikati de Lübnan'ın 1701 sayılı kararın hükümlerine hiçbir ekleme ya da yorum yapılmaksızın aynen bağlı olduğunu yineledi.

İsrailli yetkililer: Hizbullah'a askeri baskı riskli

Konuyla ilgili bir haberde Wall Street Journal, İsrailli güvenlik yetkililerinin Lübnan'daki askeri operasyonların genişletilmesinin maliyetli bir yıpratma savaşına yol açabileceği yönündeki endişelerine dikkat çekti.

Bu yetkililer İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'ı baskı altına almayı amaçlayan bir kara harekatını “risklerle dolu” olarak değerlendirdi.

İki gün önce İsrail'in eski Harekat Dairesi Başkanı Tümgeneral Israel Ziv, “Hizbullah'ın yeniden güç kazandığını” itiraf etti.

İsrail'in siyasi çözüm için sunduğu koşullar azalıyor; dün elde edebildiği şeyler bugün ya da yarın İsrail için artık elde edilebilir değil.

Ziv, “Hizbullah'a belirli bir taviz ya da kazanım sunulmaması halinde, diyaloga yer bırakmayacak şekilde çözüme olan ilgisini kaybedeceğini” kabul etti.

İsrail gazetesi Yediot Ahronot da Hizbullah'ın her gün milyonlarca İsrailliyi sığınaklara doldurmaya yetecek kadar rokete sahip olduğuna dikkat çekerek, bu kabiliyeti İsrail işgalinin müzakerelerdeki taleplerini azaltacak “İsrail'in azmini tüketen” bir unsur olarak tanımladı.

Ateşkes görüşmelerinde çıkmaz

Kaynaklar, Lübnan'da devam eden savaşı sona erdirmeyi amaçlayan ateşkes görüşmelerinde önemli bir engel olduğunu ortaya çıkardı: İsrail rejimi, Lübnan Ordusu ve UNIFIL'in (Lübnan'daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü) bölgeyi güvence altına alamaması halinde ateşkes uygulamakta ısrar ediyor.

Wall Street Journal'a göre, müzakereler hakkında bilgi sahibi olan kaynaklar, önerilen taslağın Hizbullah'ın Litani Nehri'nin kuzeyine, işgal altındaki Filistin sınırının yaklaşık 18 mil kuzeyine çekilmesi şartını içerdiğini açıkladı.

Lübnan Ordusu ve UNIFIL güçleri Hizbullah'ın güneye dönmesini engellemekten sorumlu olacak.

Kaynaklar ayrıca “İsrail'in ikmal kanallarını keserek ve günlük saldırılar düzenleyerek Hizbullah'ın cephaneliğini tüketmeye çalıştığını” belirtti.

İşgalci İsrail rejiminin Suriye'deki Rus yetkililerden “Suriye'den Lübnan'a silah kaçakçılığı yollarını kapatmak” için destek istediği bildirildi.

Jewish Insider'ın ismini vermediği kaynaklara dayandırdığı ilgili haberde, taslak önerinin Hizbullah'ın Güney Lübnan'da yeniden silahlanmasını önlemek için ABD'nin doğrudan izleme faaliyetlerine katılmasını içerdiği belirtiliyor.

İşgalci İsrail ayrıca Birleşik Krallık ve Fransa'nın da ateşkesin sürdürülmesine katıldığını ve Güney Lübnan'da hem teknolojik hem de insani gözetleme sistemlerinin mevcut olduğunu teyit etti.

İsrail genişletilmiş kapasite arayışında

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrailli yetkililerin Hizbullah ile olası bir ateşkes koşullarının bir parçası olarak Lübnan'ı istedikleri zaman vurma kabiliyetlerini muhafaza etme konusunda kararlı olduklarını söyledi.

Geçen hafta Kudüs'te İsrailli yetkililerle yapılan görüşmelerin ardından parlamentoda düzenlenen oturumda Barrot, bu tutumun İsrail söyleminde giderek daha fazla öne çıktığını belirtti.

Geçtiğimiz haftalarda İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer ve yeni Güvenlik Bakanı Israel Katz ile görüşmelerde bulunan Barrot, “Bugün İsrail'de, komşusu Suriye'de olduğu gibi her an saldırma ve hatta Lübnan'a girme kapasitesini elinde tutmasını isteyen sesler duyuyoruz” dedi.

Üst düzey Fransız diplomat böyle bir pozisyonun “güçlü bir ülkenin egemenliğiyle bağdaşmadığını” savunarak Lübnan'da yönetişimin güçlendirilmesine yönelik daha geniş kapsamlı uluslararası çabalara işaret etti.

Diplomatlar, İsrail'in böyle bir talebini içeren herhangi bir önerinin Lübnan tarafından kabul edilemeyeceği yorumunda bulundu.

İşgalci İsrail ordusunun, Hizbullah'ı cephe hattından çıkarma ya da roket ve insansız hava araçlarının İsrail yerleşimlerine doğru fırlatılmasını engelleme konusunda başarısız olan ilk girişiminin ardından Lübnan'ı karadan işgal etme girişiminin ikinci aşamasına geçtiğini duyurduğu bir dönemde geldi.

Daha önce İslami Direniş Operasyon Odası, İsrail ordusunun Güney Lübnan'daki “kara manevrasının” ikinci aşamasına geçme kararının İsrail güçlerine sadece daha fazla kayıp verdireceğini söyleyerek Hizbullah'ın her türlü saldırıya karşı koymaya hazır olduğunun altını çizmişti.