YDH- Ensarullah Hareketi Siyasi Büro Üyesi Muhammed el-Buhayti, Suriye krizinde yaşanan gelişmelerin yalnızca sahadaki aktörlerle açıklanamayacağını belirterek, asıl sorumluluğun bu aktörlere koşulsuz güven duyan halklarda aranması gerektiğini söyledi.
Yemen'de, başta Islah Partisi olmak üzere bazı siyasi grupların ABD'nin Yemen politikasını olumlayıcı bir dille savunmalarını eleştiren el-Buhayti, “Filistin halkının kendi topraklarında yaşama hakkını elinden alan bir güce nasıl güvenilir?” diyerek Amerikan müdahaleciliğine karşı duyulan koşulsuz güveni sorguladı.
El-Buhayti, Filistinli kesimlerin ve Arap kamuoyunun bir bölümünün, Suriye’de Colani’yi desteklemesini de benzer bir saflık olarak nitelendirdi:
‘’Daha da dikkat çekici olan, birçok Filistinlinin, Suriye’de Beşşar Esed’in devrilip yerine Colani’nin getirilmesinin, Britanya ve Amerika tarafından hem Suriyeliler hem de kendileri için en iyi seçenek olarak sunulmasına inanmış olmaları. Oysa tarihsel olarak Amerikan ve İngiliz politikalarının en ağır bedelini ödeyenlerin başında Filistinliler gelmektedir; onların bu ülkelerin bölgedeki hamlelerine umut bağlaması ibretlik.’’
Suriye krizinin başından itibaren ABD-İsrail'in muhalif kanada verdiği desteğin açıkça ortada olduğunu vurgulayan el-Buhayti, medya organlarının bu sürece aktif biçimde eşlik ettiğini belirtti.
El-Cezire ve el-Arabiya gibi kanalların, Amerikan, İngiliz ve Fransız askeri danışmanlarının Suriyeli muhalifleri eğittiğine dair haberler yaptığını hatırlatan el-Buhayti, el-Karadavi’nin de bu süreçte Amerika’ya destek çağrısında bulunduğunu ve yeni Suriye yönetiminin İsrail’e tehdit oluşturmayacağını garanti ettiğini aktardı.
Yemenli direniş yetkilisi, Colani cephesine yönelik bulgularını daha da ileri taşıyarak, bu grubun İsrail’den doğrudan askeri destek aldığını ve yaralılarını İsrail hastanelerinde tedavi ettirdiğini hatırlattı.
Gazze’de soykırıma varan saldırılar gerçekleşirken Colani'nin grubunun Hizbullah liderlerinin öldürülmesini kutladığını belirten el-Buhayti, bu dönemde Suriye rejimine karşı saldırıların da arttığına dikkat çekti:
‘’Muhaliflerin askeri operasyon odasını yöneten Amerika’ydı. El-Karadavi, isyancılara verdiği destek nedeniyle Amerika’ya teşekkür etti ve daha fazlasını talep etti. Tanrı adına harekete geçmesini istedi ve Şam’da iktidara gelecek yeni yönetimin İsrail’in güvenliğini tehdit etmeyeceğine dair onu temin etti. O zamanlar Nusra Cephesi ve militanları Siyonist yapıdan doğrudan askeri destek alıyor ve yaralıları onun hastanelerinde tedavi görüyordu.’’
Suriye yönetiminin, ABD’nin Filistin meselesinden vazgeçmesi karşılığında sunduğu teklifleri reddettiğini vurgulayan el-Buhayti, Colani'nin iktidara gelmesiyle birlikte İsrail’le yakınlaşma çabalarına giriştiğini ve direniş güçlerinin lojistik hatlarını kestiğini savundu:
‘’Gazze’de soykırım yaşanırken, Heyet Tahrir eş-Şam ve destekçileri, Hizbullah liderlerinin şehadetini ve Güney'in yıkımını kutluyordu. İsrail-HTŞ, Direniş Ekseni'nin Gazze’ye destekle meşgul olmasından faydalanarak Suriye hükümetine saldırdılar. Oysa Suriye hükümeti, son ana kadar Amerika’nın Filistin davasından vazgeçmesi karşılığında sunduğu tüm cazip teklifleri reddetmişti.’’
El-Buhayti değerlendirmesinin sonunda Filistin halkına seslenerek, “Suçu Colani ve militanlarına değil, onları destekleyen ve gerçekleri görmezden gelen kendinize yükleyin” çağrısında bulundu.
Colani’nin yalnızca el-Karadavi’nin Amerika ve İsrail’e verdiği sözleri yerine getirdiğini ifade eden el-Buhayti, bugün şaşkınlıkla karşılanan gelişmelerin çok önceden uyarı konusu yapıldığını ve Direniş Ekseni’nin liderleri tarafından kamuoyuna defalarca bildirildiğini hatırlattı:
‘’Bugün sizi şaşırtan gelişmeler konusunda, Direniş Ekseni ve liderlerimiz olarak bizler daha önce defalarca uyarıda bulunmuştuk.’’