YDH- Associated Press'e konuşan Filistinli tutuklular ve eski İsrail askerleri, Gazze'de İsrail güçleri tarafından “canlı kalkan” kullanılmasının devam eden savaş sırasında yaygın ve sistematik bir uygulama haline geldiğini söyledi.
Filistinli bir adam, elleri bağlı ve gözleri kapalı olmadığı tek anların İsrail askerleri tarafından insan kalkanı olarak kullanıldığı anlar olduğunu belirtti.
Üzerine askeri üniforma giydirilen ve alnına bir kamera yerleştirilen Ayman Ebu Hamadan, Gazze Şeridi’nde evlerin bomba ya da silahlı kişilerden arındırılmış olup olmadığını kontrol etmek üzere zorla binalara gönderildiğini anlattı. Bir birliğin işi bitince başka birliğe devredildi.
36 yaşındaki Hamadan, “Beni dövdüler ve dediler ki: ‘Başka seçeneğin yok, bunu yap ya da seni öldürürüz’” diyerek, geçen yaz kuzey Gazze’de İsrail ordusu tarafından 2,5 hafta boyunca gözaltında tutulduğunu Associated Press’e aktardı.
Bir İsrailli subay, misilleme korkusuyla ismini vermeden, emirlerin çoğunlukla üst komutadan geldiğini ve neredeyse “her birliğin bir Filistinliyi binaları temizlemek için kullandığını” söyledi.
AP’ye konuşan birkaç Filistinli ve İsrail askeri, İsrail’in Gazze’de sivilleri binalara ve tünellere girerek patlayıcı veya savaşçı olup olmadığını kontrol etmeye zorladığını anlattı. Bu uygulamanın savaş boyunca yaygın hale geldiği belirtildi.
İsrail ordusu, bu iddialara yanıt olarak sivillerin insan kalkanı olarak kullanılmasının kesinlikle yasak olduğunu iddia etti.
İsrail ordusu bazı olayların soruşturulduğunu söylese de detay vermedi ve bu uygulamanın kapsamı veya komutan emirleri hakkında soruları yanıtlamadı.
AP, Gazze ve Batı Şeria’da insan kalkanı olarak kullanıldığını anlatan yedi Filistinliyle ve bu uygulamayı yaptıklarını söyleyen iki İsrail askeriyle konuştu. İnsan hakları grupları, bu durumun artık sistematik hale geldiğini belirtiyor.
Breaking the Silence adlı eski askerlerden oluşan grubun direktörü Nadav Weiman. “Bu anlatılar münferit değil, sistematik bir çöküşü ve korkunç bir ahlaki iflası gösteriyor,” dedi.
Ebu Hamadan, Ağustos ayında ailesinden ayrıldıktan sonra tutuklandığını ve “özel bir görevde yardımcı olacağı” söylendiğini aktardı. 17 gün boyunca evleri ve yer altı tünellerini kontrol etmeye zorlandığını ifade etti.
Askerler onu önden gönderip ardından binalara girerek onları tahrip etti. Geceleri karanlık bir odada bağlı halde tuttuğunu, sabah yine aynı görevlere zorlandığını anlattı.
Hak savunucuları, İsrail’in onlarca yıldır Gazze ve Batı Şeria’da sivilleri kalkan olarak kullandığını belirtti.
İsrail Yüksek Mahkemesi’nin, bu uygulamayı 2005’te yasakladığını söyleyen AP, ancak ihlallerin belgelenmeye devam ettiğini kaydetti.
Ajans, bu savaşta ise uygulamanın ve tartışmaların “eşi görülmemiş düzeyde” yaygınlaştığını bildirdi.
AP’ye konuşan iki asker ve Breaking the Silence’a ifade veren üçüncü bir asker, komutanların bu durumu bildiğini ve bazı durumlarda emri “doğrudan “verdiğini söyledi. Uygulama “sivrisinek protokolü” olarak anılıyor, Filistinliler ise “eşekarısı” gibi insanlık dışı terimlerle tanımlanıyordu.
Bu askerler artık Gazze’de görev yapmadıklarını, ancak “uygulamanın operasyonları hızlandırdığını, mühimmat tasarrufu sağladığını ve savaş köpeklerinin zarar görmesini engellediğini” belirtti.
Bir subay, Ekim 2023’teki Hamas saldırısından kısa süre sonra uygulamanın başladığını ve 2024 ortasına kadar “yaygınlaştığını” söyledi. “Sivrisinek getir” komutları telsizle sıkça veriliyordu. Komutanlardan gelen emirlerle hareket edildiğini belirtti.
9 aylık görev süresinin sonunda her birliğin sivilleri “evleri temizlemek için” kullandığını söyledi. “Bu fikir bir kez ortaya atılınca tarlada ateş gibi yayıldı. İnsanlar bunun etkili ve kolay olduğunu gördü,” dedi 26 yaşındaki subay.
2024’te bir tugay toplantısında, bir komutanın sunumunda “sivrisinek yakala” yazan bir slayt gösterdiği, hatta sokağa çıkıp “birini yakalayabiliriz” önerisinde bulunduğu aktarıldı.
Bir raporda, başka bir birliğin kullandığı bir sivili yanlışlıkla vuran askerlerin neden olduğu ölüm anlatıldı. Subay, bu tür karışıklıkları önlemek için sivillerin askeri kıyafet giymesi gerektiğini önermişti. Ayrıca bir sivilin tünelde bayılıp öldüğünü de bildiğini söyledi.
Adının açıklanmasını istemeyen çavuş, birliğin birkaç gün boyunca 16 yaşında bir çocuk ve 30 yaşında bir adamı kalkan olarak kullandığını söyledi. “Çocuk sürekli titriyordu,” dedi. Her ikisi de defalarca “Refah, Refah” diyerek özgür kalmak için yalvardılar.
Mesud Ebu Said, Mart 2024’te Han Yunus’ta iki hafta boyunca insan kalkanı olarak kullanıldığını anlattı. “Bu çok tehlikeli,” dediği bir askere, “Çocuklarım var, onlara kavuşmak istiyorum,” diye yalvardığını söyledi.
36 yaşındaki adam, evlere, binalara ve bir hastaneye girerek tünel kazmaya ve bölgeleri temizlemeye zorlandığını, üzerine ilk müdahale yeleği giydirildiğini, yanında telefon, çekiç ve zincir kesici taşıdığını belirtti.
Bir operasyon sırasında başka bir birliğin kalkan olarak kullandığı kardeşiyle karşılaştı. “İsrail ordusunun onu öldürdüğünü sanmıştım,” dedi.
Hazar İstiti, Kasım ayında Cenin mülteci kampındaki evine askerlerin el koyduğunu, onu birkaç daireyi videoya çekip askerler girmeden önce temizlemeye zorladıklarını anlattı. 21 aylık oğluna dönmek için yalvardığını ama askerlerin dinlemediğini söyledi.
“En çok beni öldürmelerinden ve oğlumu bir daha görememekten korktum,” dedi.