Pentagon’dan ‘tam başarı’ iddiası uydu görüntüleriyle çelişiyor

22 Haziran 2025

ABD Savunma Bakanlığı, İran’ın nükleer programını “mahvettiğini” iddia ederken, bağımsız kaynaklardan elde edilen uydu görüntüleri bu söylemleri büyük ölçüde boşa düşürüyor.

YDH- ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, ABD'nin üç nükleer tesisi hedef alan bir dizi saldırıyla ‘’İran'ın nükleer programını mahvettiğini’’ iddia etti.

Operasyonun aylar süren hazırlıkların ardından gerçekleştirildiğini ve çok dar bir çevre dışında kimsenin bilmediği yüksek derecede gizli bir görev olarak planlandığını ifade eden Hegseth, ‘’İran'ın nükleer emellerinin yok edildiğini’’ ve ‘’Operation Midnight Hammer’’olarak adlandırılan operasyonun ‘’büyük ölçüde başarılı’’ olduğunu iddia etti.

Operasyonda ilk kez Massive Ordnance Penetrator (MOP) bombaları kullanıldı.

Hegseth saldırıların sadece nükleer altyapıyı hedef aldığını iddia etti.

Operasyonu ‘’cesur ve zekice’’ olarak nitelendiren Hegseth, ‘’Amerika'nın caydırıcılığının geri geldiğini’’ iddia etti.

Hegseth, İran tarafından gelebilecek herhangi bir misillemenin, “gece düzenlenen saldırılardan çok daha büyük bir güçle karşılık bulacağını” belirtti.

 

'İran hazırlıksızdı, hedefler tam isabet' iddiası

ABD Genelkurmay Başkanı General Dan Caine de operasyonun İran'ın üç nükleer tesisine “son derece ciddi hasar” verdiği iddiasını ortaya attı.

Caine'e göre operasyonun bir parçası olarak B-2 bombardıman uçakları Pasifik üzerinden batıya doğru yem olarak gönderilirken, asıl saldırı grubu fark edilmeden İran'a yaklaştı.

İran'ın hava savunmasının “ABD güçlerini görmediğini” iddia ederek ülkenin tamamen hazırlıksız yakalandığını ima etti.

B-2'lerin 18 saatlik görevlerde uçtuğu ve hedefe ulaşıp geri dönmek için birden fazla havada yakıt ikmali seansı gerektirdiği bildirildi.

Öte yandan, üst düzey bir İranlı kaynak, ABD’nin saldırı öncesinde Fordo’daki zenginleştirilmiş uranyumun büyük bir bölümünün tesisten çıkarıldığını açıkladı.

Reuters’a bilgi veren kaynak, Tahran’ın güneyindeki Kum şehri yakınlarındaki tesiste çalışan personelin büyük kısmının tahliye edildiğini belirtti.

Kum’a yaklaşık 150 kilometre mesafede ve yerin 80-90 metre derinliğinde bulunan yer altı uranyum zenginleştirme tesisindeki personelin de önemli oranda tahliye edildiği aktarıldı.

Uzmanlar, ABD’nin Fordo tesisine yönelik iddialarının şu aşamada bağımsız kaynaklarca tam olarak doğrulanmadığına ve yayılan bilgilerin, Pentagon’un oluşturmaya çalıştığı caydırıcılık imajını güçlendirme çabalarının bir parçası olduğuna dikkat çekiyor.
 

Fordo’da yalnızca yamaç hasar gördü

Bu açıklamalara karşın, yayınlanan uydu görüntüleri, saldırının yer altındaki Fordo nükleer zenginleştirme tesisine verdiği zararın tartışmalı olduğunu ortaya koydu.

Görsellerde, dağın yüzeyinde üç büyük çukur oluştuğu görülürken, bombaların iddia edildiği gibi aynı noktaya isabet etmediği dikkat çekiyor.

Bu durum, hedef alınan zenginleştirme salonunun ciddi hasar almamış olabileceği yönünde yorumlara neden oldu.

İkinci bir görüntü setinde, saldırıların tesisin girişleri yerine doğrudan zenginleştirme salonunu hedef aldığı gözlemlenirken, iki ayrı grup halinde atılmış üç büyük krater tespit edildi.

Ancak bu deliklerin ne kadar derine indiği ya da içeride ne tür bir yapısal hasar oluşturduğu henüz kesinlik kazanmadı.

Uzmanlara göre, MOP bombaları granit zemine yaklaşık 33 metre derinliğe kadar nüfuz etmiş olabilir, ancak Fordo’nun ana zenginleştirme salonunun en az 80 metre derinlikte yer aldığı düşünüldüğünde, saldırının etkisinin sınırlı kaldığı değerlendiriliyor.

 

ABD'nin 'caydırıcılığı' uydu görüntülerine takıldı

Pentagon’un operasyonu “cesur”, “başarılı” ve “caydırıcı” şeklinde tanımlamasına karşın, uydu görüntüleri Fordo’daki hasarın yüzeyle sınırlı kaldığını ve tesisin derinlerdeki stratejik bölümlerinin büyük ölçüde sağlam kaldığını ortaya koyuyor.

Bu tablo, askeri başarıdan ziyade kamuoyuna yönelik kontrollü bir zafer algısının yaratılmak istendiğine işaret ediyor.

Özellikle Trump yönetimi ve Savunma Bakanı Pete Hegseth’in “barış istiyoruz ama güçle” şeklindeki çelişkili mesajları, uzmanların operasyonun klasik bir propaganda hamlesi niteliği taşıdığı yönündeki yorumlarını güçlendiriyor.