YDH- Hava yoluyla yardım bırakma yönteminin başarısızlığı ve tehlikelerine yönelik küresel eleştirilere rağmen, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün yeni bir yardım operasyonu düzenledi. Gazze’ye yönelik kuşatmayı kırmak ya da soykırımı durdurmak adına somut bir adım atmayan bu iki ülke, İsrail işgal güçleriyle koordinasyon içinde hareket etti. Pazartesi günü gerçekleştirilen operasyon kapsamında Gazze Şeridi’ne bir kez daha sözde insani yardım sevkiyatı yapıldı.
Soykırıma katılan İsrail işgal ordusuna göre, yardım kapsamında 20 palet malzeme Gazze’nin kuzey ve güney bölgelerine havadan indirildi. Operasyon, İsrail’in siyasi yönetimi tarafından yönlendirilirken, Sivil İşler Koordinatörü (COGAT) denetiminde yürütüldü. İsrail ordusu bu girişimi “insani müdahaleyi iyileştirme çabası” olarak tanımladı.
Ancak insan hakları savunucuları ve insani yardım uzmanları, bu tür uygulamaların yetersiz ve aldatıcı olduğunu belirterek, Gazze’deki kuşatma ve yıkımın sürmesine izin verirken yalnızca sembolik bir yardım görüntüsü sunduğunu ifade etti.
Yaklaşık 60.000 Filistinlinin öldüğü, büyük çaplı zorla yerinden edilmenin yaşandığı ve sağlık sisteminin yok edildiği Gazze’de halk, modern tarihin en ağır insani krizlerinden biriyle karşı karşıya.
İsabet oranı düşük olan ve siviller için tehlike oluşturan hava yoluyla yardım sevkiyatları, sürekli ve etkili yardım sağlama konusunda defalarca başarısız oldu. Pek çok durumda, düşen paletler yaralanma ya da ölüme yol açtı.
Bu arada, yardımlar çoğunlukla Filistinlilerin erişemeyeceği bölgelere, İsrail işgal güçlerinin bulunduğu noktalara bırakıldı. Bu durum, yapılan operasyonları işlevsiz hale getirdi.
Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü de Gazze Şeridi’ne yapılan havadan yardım bırakmalarının Filistinlilere yönelik yeni bir “aşağılamayı ve küçük düşürmeyi” temsil ettiğini bildirdi.
Örgüt, bu uygulamanın, yerleşimin yüzde 15’inden azına sıkışmış sivilleri tehlikeye attığını ve İsrail’in Gazze’deki Filistinlileri ortadan kaldırmayı amaçlayan “sistematik soykırım” çabasında, “kitlesel açlığı bir araç olarak kullanma politikasını” sürdürmeye hizmet ettiğini belirtti.