Ürdün resmi medyası ve sosyal medya fenomenleri, Kral 2. Abdullah'ın Gazze'ye yönelik kuşatmayı büyük bir hava indirme operasyonuyla kırdığı yönünde bir kampanya başlattı. İsrail medyasının da desteklediği bu propaganda, Gazze'deki gerçeklikle örtüşmezken, uluslararası kuruluşlar İsrail'in açlığı bir savaş silahı olarak kullandığı uyarısını yineledi.

YDH - Gazze Şeridi'ndeki kıtlık trajedisi, sosyal medya fenomenleri ve Ürdün resmi medyasının hedefi oldu.
Kral 2. Abdullah'ın Gazze ablukasını "tarihi bir hava indirme operasyonuyla" kırdığı iddiasıyla son iki günde mide bulandırıcı bir propaganda kampanyası yürütülürken, İsrail medyası da bu "Haşimi seferberliği" yalanını hevesle yaydı.
Ancak Gazze'de değişen bir şey olmadı; açlıktan ölümler ve İsrail bombardımanı devam etti.
Gazze Sağlık Bakanlığı, açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının çoğu çocuk ve yaşlı olmak üzere 110'a yükseldiğini duyurmuştu.
Bu acı tabloya rağmen, Ürdün'ün resmi medya kanalları ve bir grup sosyal medya fenomeni, "Kral Hazretleri'nin" kararlı müdahalesiyle kıtlığın sona ermek üzere olduğunu iddia etti.
Ancak saatler geçti ve Gazze'de hiçbir sürpriz yaşanmadı. Yardım beklerken ölenlerin cenazeleri "Amerikan ölüm tuzakları" olarak nitelenen dağıtım noktalarından kaldırılmaya devam etti.
'Haşimi yardımı' yalanı ve sahadaki gerçekler
Gazzeliler ne gökyüzünü yaran bir Arap uçağı gördü ne de yardım kolisi almak için bir depoya yönlendirildi.
Her zamanki gibi, sadece Dünya Gıda Programı'na ait 36 kamyonun güneydeki Han Yunus'a girmesine izin verildi.
Bu yardımlar da İsrail'in kaotik yöntemiyle dağıtıldı. Binlerce vatandaş kamyonlara hücum ederken, organize hırsızlık çeteleri yardımların çoğunu ele geçirdi ve sadece birkaç yüz kişi bir çuval un almayı başarabildi.
Bu esnada, kraliyet yanlısı fenomenler, kralın Gazze'deki kıtlığı kırmadaki başarısını kutluyordu. Bu fenomenler, Gazze'deki karmaşık kıtlık sorununu, sanki Hz. Yusuf kıssasını "kayboldu ve buldular" şeklinde basite indirgedi.
Yaklaşık 2 milyon insan, 120 gündür düzenli gıdaya erişemiyor ve yüzde 80'inden fazlası 10 gündür ekmek yüzü görmedi.
Bölgenin açlık ve yetersiz beslenmeyi aşması için bir ay boyunca günde en az 1000 kamyon yardımın düzenli bir şekilde girmesi gerekirken, onların rahatsız edici hikayesi, sınırlarda bekletilen binlerce ton unun küçük bir parçası olan 36 kamyonla sonlandırılmaya çalışıldı.
Propaganda İsrail üzerindeki baskıyı hafifletiyor
Bu hikayedeki asıl incitici olan, yardım ulaştırmadaki bu yöntemin sahadaki zorlu gerçeği değiştirmekteki yetersizliği değil, Ürdünlü aktivistlerin ve resmi medyanın İsrail üzerindeki siyasi ve medya baskısını hafifletme görevini üstlenmesi.
Söz konusu dezenformasyon, her gün onlarca kişinin ya yardım kamyonu yolunda ya da "Amerika'nın ölüm tuzaklarında" öldürülerek veya yetersiz beslenme sonucu açlıktan ölerek can verdiği açık bir dosyayı kapatmak için kullanılıyor.
Filistinli fenomenler de kampanyaya katıldı
Bu karartma kampanyasına, farkında olmadan bazı Gazzeliler de dahil edildi. Medya yapımcıları, bu kişilerden Kral'a teşekkür etmelerini istedi.
Ayrıca, Ürdün'de çalışma ve oturma izni gibi çıkarları olan Şef Ebu Culya ve halk sanatçısı İmad Feracin gibi milyonlarca takipçisi olan Filistinli içerik üreticileri de kampanyaya katıldı.
Uluslararası kuruluşlar uyardı: İsrail açlığı silah olarak kullanıyor
Tüm bu propaganda şöleninin ortasında Uluslararası Af Örgütü, İsrail'in açlığı bir savaş yöntemi ve Filistinlilere karşı bir soykırım aracı olarak kullanmaya devam ettiğini teyit etti.
Örgüt, Gazze'deki açların çektiği acının, İsrail'in yıkıcı bir savaş silahı olarak kullandığı yardım dağıtım sistemi nedeniyle daha da kötüleştiğini vurguladı.
İrlanda Dışişleri Bakanı Simon Harris, "Gazze'deki çocuklar gözlerimizin önünde açlıktan ölüyor," derken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de "Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenmede ölümcül bir artış var," açıklamasını yaptı.
DSÖ, beş yaşın altındaki çok sayıda çocuğun yetersiz beslendiğini ve hamile ve emziren kadınların yüzde 20'sine ölümcül yetersiz beslenme teşhisi konduğunu ekledi.
Gazze kentindeki Şifa Hastanesi'nde gönüllü olarak çalışan Amerikalı doktor Nur Şeref ise durumu, "Gazze'deki açlık seviyesi korkunç ve hayatımda gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor. Günlerdir hiçbir şey yememiş insanların açlıktan yere yığıldığını görüyoruz. Doktorlar bile yemek bulamıyor ama görevlerini yapmaya devam ediyorlar," sözleriyle özetledi.