İran-İsrail çatışması yeni bir boyuta mı girdi?

30 Temmuz 2025

İsrail ile İran arasında Haziran sonunda ilan edilen ateşkes, gerilimi hafifletmezken her iki taraf da askeri hazırlıklarını sürdürüyor; İsrail savunma sistemlerini güçlendirip sürpriz saldırılara karşı tetikte beklerken, İran nükleer programından vazgeçmeyeceğini vurgulayarak yeni çatışmalara karşı kararlılığını gösteriyor.

YDH- İsrail merkezli, dış politika konularında analizler yapan JCPA'ya göre, İsrail ile İran arasında Haziran sonunda ilan edilen ateşkes gerilimi hafifletmezken, askeri hazırlıklar sürüyor ve bölge her an patlamaya hazır bir barut fıçısına dönüşmüş durumda.

Hem işgal varlığı içinde hem de Tahran’da yetkililer, bu çatışmanın “yeni bir aşamasında” olunduğunu; bunun kırılgan bir karşılıklı caydırıcılık dönemi olduğunu ve zaman çizelgesinin bölgesel ve uluslararası gelişmelere bağlı olarak şekillendiğini belirtiyor.

İsrail, savunma sistemlerini güçlendirirken Arrow füzelerinin üretimini hızlandırıyor; İran ise kuvvetlerini yeniden yapılandırıyor.

Tahran, nükleer programından vazgeçmeyeceğini, gerekirse yeni bir askeri çatışmaya da göğüs gereceğini açıkça ifade ediyor.

İsrail’in üst düzey savunma yetkilileri, İran’ın Çin’den hava savunma sistemleri ve savaş uçakları tedarik etmek için ileri düzey görüşmeler yürüttüğünü, bunun önümüzdeki İsrail ile çatışmaya hazırlık amacı taşıdığını bildirdi. Aynı yetkililer, İran’ın 13 Haziran’daki İsrail’in sürpriz saldırısına misilleme olarak önleyici bir sürpriz harekât planladığını aktarıyor.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, 20 Temmuz’da yaptığı açıklamada, İran ile son çatışmanın uzun soluklu bir kampanyanın sadece bir aşaması olduğunu belirtti. Zamir, “Operasyonun başarısına dayanarak yeni bir döneme giriyoruz – İran’ın nükleer ve füze programlarını aksattık – ve tetikte kalmalıyız.” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump, 22 Temmuz’da İran’ın nükleer faaliyetlere geri dönmesi halinde ABD’nin nükleer tesislere yeniden saldırmaktan çekinmeyeceği uyarısında bulundu.

JCPA, ABD'nin ''ateşkesi sağlamasına rağmen, bunun herhangi bir siyasi anlaşma ya da denetim mekanizması ile desteklenmediğini, bu nedenle geçici bir ara olarak kalan ateşkesin de kalıcı bir çözüm olmadığını'' kaydetti.

İsrailli siyasetçiler, İran ile yaşanan çatışmanın uzun soluklu bir mücadele olduğunu ve şu anda geçiş aşamasında bulunduğunu düşünüyor.

İsrail Savaş Bakanı Israel Katz da 22 Temmuz’da benzer ifadeler kullanarak, yeni çatışmaların yüksek ihtimal taşıdığını vurguladı.

Üst düzey Genelkurmay yetkilileriyle yapılan stratejik değerlendirme sonucunda İran’ın nükleer programını yeniden başlatmasını engelleyecek bir stratejik plan hazırlanmasına karar verildi.

Bu kapsamda, İsrail Arrow füze üretimini hızlandıracak, Demir Kubbe, Davud’un Sapanı gibi hava savunma sistemlerinin hazır olma seviyesini artıracak.

 

Tahran'dan net mesajlar

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pizişkiyan, “İran nükleer programından geri adım atmayacak” ve “Herhangi bir İsrail saldırısı, merkezi İsrail’i hedef alan acı bir misillemeyle karşılanacak” dedi.

22 Temmuz’da el-Cezire’ye verdiği röportajda Pizişkiyan, savaş istemediklerini ancak kendini savunmaktan çekinmeyeceklerini yineledi.

Nükleer programlarının yalnızca sivil amaçlı olduğunu ve uluslararası hukuka uygun olduğunu vurguladı.

Aynı gün İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, Fox News’e verdiği demeçte, Haziran ayında ABD’nin nükleer altyapısına düzenlediği saldırılara rağmen uranyum zenginleştirmeden vazgeçmeyeceklerini söyledi.

 

İsrail istihbaratı: İran’dan gelecek sürpriz saldırı alarmı

Ateşkes döneminde İran genelinde altyapı ve tesislerde yaşanan esrarengiz patlama ve yangınların sorumlusu olarak İsrail gösteriliyor. 23 Temmuz’da üst düzey İranlı yetkililer New York Times’a bu olayların arkasında İsrail olduğunu ifade etti.

Her iki taraf da yeni çatışma için hazırlık yapıyor; tek bir yanlış adım – üst düzey bir yetkilinin suikasti ya da siber saldırı gibi – savaşın yeniden alevlenmesine yol açabilir.

İsrail istihbaratı, Mossad’ın İran’daki gizli faaliyetlerinin sürdüğünü ve İran’ın olası saldırılarına karşı önlemler alındığını bildiriyor.

Savunma değerlendirmelerine göre İran, gelecekteki çatışmalarda İsrail’e Direniş Ekseni aracılığıyla saldırmayı tercih edecek. Direniş örgütleri arasında Yemen’deki Ensarullah, Lübnan’daki Hizbullah ve Irak’taki Şii direnişçiler bulunuyor.

JCPA, doğrudan bir İran saldırısının yalnızca rejimin varlığı tehdit altında hissedildiğinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.

İsrailli istihbarat yetkilileri, İran’ın son çatışma sonrası askeri gücünü yeniden inşa etmekte olduğunu ve tam ölçekli bir savaşa sıcak bakmadığını değerlendiriyor.

İran’ın İsrail’e sürpriz saldırıyı yalnızca, İsrail’in diplomatik izolasyona uğradığı, başka alanlarda yoğunlaşmış olduğu ve caydırıcılığının zayıfladığı bir fırsat gördüğünde yapacağı öngörülüyor.

İran'ın, Nisan 2024’te yaptığı gibi, İsrail’de hassas hedeflere yüzlerce balistik füze fırlatabilecek kapasiteye sahip olduğunu belirten JCPA'ya göre, İran’ın İsrail’e sürpriz saldırısı şu koşullarda gerçekleşebilir:

- ABD dış politikasında durağanlık veya zayıflık (örneğin, ABD seçim dönemi gibi).

- İsrail’de derin siyasi veya güvenlik krizleri.

- İran’ın askeri açıdan kesin bir zafer kazanacağına ve caydırıcılığını yeniden sağlayacağına olan inancı.

Daha fazlasını okuyun: 'İran'ın kendi kendine yeterlilik doktrini, füze sanayisini zirveye taşıdı'

Daha fazlasını okuyun: İsrail medyası: İran, İsrail-ABD hava savunma sistemlerinin sınırlarını gösterdi