ABD, Lübnan'da Barrack'ı çekip Ortagus'u görevlendirdi

02 Ağustos 2025

Lübnan, salı günü silahların yalnızca devletin elinde bulunması gündemiyle toplanacak bakanlar kuruluna kilitlendi. ABD ve Suudi Arabistan'ın baskısıyla gerçekleşecek toplantı öncesi iç çatışma endişesi artarken, Washington sürpriz bir kararla özel temsilcisi Tom Barrack'ı görevden alarak yerine tekrar Morgan Ortagus'u atadı.

YDH - Lübnan, hükümetin salı günü yapacağı ve gündeminin ilk maddesi silahların yalnızca devletin elinde bulunması olan kritik toplantı için geri sayıma geçti.

Bu adım, ABD özel temsilcisi Tom Barrack'ın ifadesiyle "sözleri eyleme dönüştürmek" ve Cumhurbaşkanı Jozef Aun'un deyişiyle "dünyanın bize acımaması için" atılan, Amerika'nın ve Suudi Arabistan'ın baskılarına bir yanıt niteliği taşıyor.

Toplantı tarihinin dün ilan edilmesiyle birlikte siyasi göstergeler, muhtemel bir çatışmaya işaret etmeye başladı.

Hükümet programının "devletin kendi güçleriyle tüm topraklarında egemenliğini kurması ve Kasım 2024 ateşkesi" ile ilgili maddesinin görüşüleceği toplantı öncesinde, siyasi aktörler bir çarpışmayı önlemek için harekete geçti.

Üç başkanın kendi aralarında ve Hizbullah ile yürüttüğü temaslarda, hükümetin bazı üyelerinin Direniş'in silahlarının alınması için net bir takvimde ısrar etmesi durumunda ülkenin tehlikeli bir iç soruna sürüklenmemesi için "kararda bir uzlaşı formülü" bulunması hedefleniyor.

Hizbullah ve Emel Hareketi'nden 'uzlaşı' arayışı

Dün akşama kadar Hizbullah ve Emel Hareketi'nden oluşan Şii ikilinin kaynakları, "Hizbullah ve Emel Hareketi'nin toplantıya katılacağını ve boykot seçeneğinin masada olmadığını" teyit etti.

Kaynaklar, "Bakanlar kurulunda istişare edilmesi ve sonuçların beklenmesi gerektiği yönünde bir kanaat söz konusu. İsrail, beş tepeden çekilmeyi, saldırıları durdurmayı, esirleri serbest bırakmayı ve yeniden imarı taahhüt etmeden silahların teslim edilmesi imkânsız. Bunlar gerçekleşirse, her yönden varoluşsal tehlikelerle çevrili olduğumuz bir ortamda silahlarla ilgili iç tartışmaya yöneliriz," diye ekledi.

Bu tutum, Direnişe Vefa İttifakı Başkanı Muhammed Raad tarafından önceki gün Cumhurbaşkanı Jozef Aun ile yaptığı görüşmede açıkça dile getirildi.

El-Ahbar'a konuşan önde gelen kaynaklara göre Raad, Aun'a "İsrail'in uzlaşmaz tavrı sürerken Amerikalıların taleplerine yanıt vermenin mümkün olmadığını" vurguladı ve "herkesin birleşik bir tutum sergileyerek bu baskılara karşı durması ve ülkeyi yıkıma sürüklemek isteyenlere bahane vermemesi gerektiğini" belirtti.

Kaynaklar, "iç çatışmaya yol açmayacak bir çıkış yolu sağlamak için" çalışmaların sürdüğünü ifade ederken, "Şu an için ikilinin elinde belirli bir formül yok, ancak uzlaşmacı öneriler formüle etme yeteneğiyle tanınan Meclis Başkanı Berri'ye güveniliyor. Berri, son görüşmelerinde Milletvekili Raad ile aralarında koordineli bir tutum olması konusunda anlaştı," dedi.

Berri'nin önümüzdeki saatlerde Cumhurbaşkanı Aun ile görüşmesi beklenirken, sızan bilgilere göre "hükümetin silahların tekelleştirilmesi ilkesini sabitlemesi, ardından yürütme adımlarını sürdürmesi ve ordu aracılığıyla Hizbullah ile koordinasyon sağlaması için Yüksek Savunma Konseyini görevlendirmesi" fikrine dayalı bir öneri tartışılmaya başlandı. Hizbullah'ın ise "öneriyi ilkesel olarak hâlâ tartıştığı" belirtiliyor.

İsrail'den askeri gerilim sinyali

Bu esnada, hükümetin silahların devlet tekeline alınması konusunda net ve kararlı bir karar almaktan kaçınması, bir takvim belirlememesi ve dış baskıları "öncelikleri vurgulayıp konuyu Lübnan'ın İsrail'den talep ettiği şartlara bağlayarak" atlatmaya çalıştığı "uzlaşmacı" formülleri onaylaması durumunda, İsrail'in gerilimi yükseltebileceğine dair tehditler devam etti.

Bu senaryonun gerçekleşmesi, askeri tehdidi bir gerçeğe dönüştürecek. Konuyu takip eden kaynaklar, "Siyasi güçler salı günkü oturumdan, iç ortamı germe ihtimalinden ziyade, oturumla eş zamanlı veya hemen sonrasında gelebilecek İsrail'in tepkisinden korkuyor. İsrail, bu çerçevede Aun'un önceki günkü sözlerine yanıt olarak bir mesaj gönderdi," dedi.

Washington'dan sürpriz hamle: Barrack gitti, Ortagus geldi

Lübnan, ABD özel temsilcisi Tom Barrack'ın belgesiyle meşgulken, siyasi güçler onun Lübnan'daki görevinin sona erdiğine dair sızan bilgilerle şaşkınlığa uğradı.

Barrack, Beyrut'a yaptığı son ziyarette ilgililere "bir daha geri dönmeyebileceğini" bildirmişti ve bu durum, Lübnan'a somut adımlar atması için verilen sürenin dolduğu şeklinde yorumlanmıştı.

Haberin yayılmasının hemen ardından, Barrack'ın yerine kimin geçeceği sorgulanmaya başlandı.

ABD'nin yeni Beyrut Büyükelçisinin görevi devralabileceği veya Morgan Ortagus'un geri dönebileceği konuşuluyordu.

El-Ahbar'ın edindiği bilgiye göre, "Ortagus'un yeniden görevlendirilmesi kararı iki gün önce çıktı, ancak Beyrut'taki büyükelçilik henüz bu konuda bilgilendirilmedi."

Amerika'daki havaya aşina kaynaklar, "Barrack'ın görevden alınması şahsıyla ilgili; dosyayı yönetmede iyi bir tecrübe sunamadı. Ancak en önemli neden, Suudi Arabistan'ın kendisini ve tutumlarını kontrol etmeye başlaması ve Amerikalı yetkililerin Barrack'ı zayıf görmesi. Prens Yezid bin Ferhan'ın Beyrut'ta onun işine müdahale etmesi ve son turdaki kaba tavrı, Amerikalıları bile rahatsız edecek kadar barizdi," diye konuştu.

Kaynaklar, "ABD'deki Lübnan lobisinin, özellikle Barrack'ın Lübnan'ı 'Büyük Suriye'ye (Bilad'üş-Şam) dahil etme' yönündeki sözlerinin ardından görevden alınmasında büyük rol oynadığını" ekledi.

Lobi, "bu sözlerin Hizbullah'a hizmet ettiğini ve ABD'nin Beyrut'taki dostlarına zarar verdiğini, onların egemenlik ve ABD'nin Lübnan'daki istikrarı koruma garantisi hakkındaki tüm söylemlerini baltaladığını" değerlendiriyor.