Tatbikat değil mesaj: İran sahada güç gösterdi

26 Ağustos 2025

İran’ın attığı adımlar, iki yönlü bir stratejiye işaret ediyor: Potansiyel saldırılara karşı caydırıcılık ve hazırlık gösterisi, aynı zamanda diplomaside Tahran’ın şartlarını dayatma çabası. Washington ve müttefikleri bir sonraki hamlelerini tartışırken Tahran, baskının boyun eğdirmeyeceğini, tam tersine meydan okumayı artıracağını göstermek istiyor.

YDH- el-Monitor internet sitesi, Batı ile artan gerginlik zemininde İran’ın askeri güç gösterisini ve buna eşlik eden siyasi mesajlarını mercek altına aldı.

İran, Batılı ülkelerle yaşanan diplomatik krizlerin ortasında bu hafta füze ve deniz gücünü sahneye çıkararak hem çatışmaya hazır olduğunu hem de uzun süredir tıkanmış nükleer görüşmelerde uzlaşmaya yanaşmadığını vurguladı.

Deniz tatbikatı

İran Donanması, cuma günü Hint Okyanusu’nun kuzeyi ile Arap Denizi’nde iki gün süren “Sürekli Güç 1404” tatbikatını tamamladı.

Tesnim Haber Ajansı’na göre tatbikatta yerli üretim yeni nesil seyir füzeleri kullanıldı.

Tatbikat kapsamında hassas güdümlü füzeler denendi; denizaltılar, insansız hava araçları ve kıyı bataryaları devreye sokuldu.

Elektronik harp sistemleriyle de gelişmiş bir düşmana karşı muharebe senaryosu canlandırıldı.

Ana aşamada, orta menzilli Kader, uzun menzilli Kadir ve kısa menzilli Nasr gemisavar füzeleri hem Ghnavah rampasından hem de Sabalan muhribinden fırlatıldı.

Devlet medyası, üç füzenin de hedeflerini tam isabetle vurduğunu bildirdi.

Tatbikat sözcüsü Amiral Abbas Hüsnü, devlet televizyonuna yaptığı açıklamada, bu tatbikatların “su üstü, su altı ve hava unsurları arasındaki entegrasyonu ve operasyonel planlamayı geliştirmeyi” amaçladığını belirtti.

Siyasi mesaj

Askeri boyutun ötesinde Tahran, siyasi mesajı öne çıkardı.

Liderlerin son açıklamaları, deniz güvenliğine yönelik tehditlere “derhal ve kararlı bir yanıt” verileceği uyarılarına odaklandı.

İran, kendi karasularında ABD güçlerinin “gayrimeşru varlığına” açıkça karşı çıktığını yineledi.

Devrim Muhafızları’ndan paralel tatbikat

Deniz tatbikatıyla eş zamanlı olarak, Devrim Muhafızları cuma sabahı İran’ın batısında hava sahasını kısa süreliğine kapatarak duyurulmamış bir füze tatbikatı düzenledi.

Yetkililer, bunun “ani hava saldırılarına hazırlık testi” olduğunu açıkladı.

Ayrıntılar sınırlı olsa da, devlet medyası tatbikatın Tahran’ın provokasyon durumunda hızlı yanıt verebileceğini gösterdiğini vurguladı.

İranlı yetkililer, hazirandaki 12 günlük savaşın ardından İsrail’le varılan ateşkesin kırılgan olduğunu, çatışmanın yeni bir aşamaya geçme ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini söylüyor.

Aynı hafta kutlanan Savunma Teknolojileri Günü de sert mesajlarla geçti.

Devrim Muhafızları Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Muhammed Pakpur, “Herhangi bir yanlış hesaplama acı verici bir karşılık bulacaktır” uyarısında bulundu.

Savunma Bakanlığı da yaptığı açıklamada her türlü “maceracı girişimin” “sert bir tokatla” karşılanacağını bildirdi.

Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Abdülrahim Musevi ise İran’ın füze ve savunma sistemlerinin sürekli güncellenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Diplomatik çekişme

İran’ın askeri manevraları, diplomasi trafiğiyle aynı günlere denk geldi.

Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, cuma günü İngiliz, Fransız ve Alman mevkidaşları ile AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi’yle yaptığı görüşmede, Avrupa’nın BM yaptırımlarını yeniden devreye sokma çabalarının meşruiyetini sorguladı.

Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre Arakçi, üç Avrupa ülkesinin bu yönde adım atması halinde “sonuçları” olacağı uyarısında bulundu ve gerekirse Rusya ile Çin’in desteğini arayacaklarını belirtti.

Çift yönlü strateji

İran’ın attığı adımlar, iki yönlü bir stratejiye işaret ediyor: Potansiyel saldırılara karşı caydırıcılık ve hazırlık gösterisi, aynı zamanda diplomaside Tahran’ın şartlarını dayatma çabası.

Zamanlama da dikkat çekici.

Washington ve müttefikleri bir sonraki hamlelerini tartışırken Tahran, baskının boyun eğdirmeyeceğini, tam tersine meydan okumayı artıracağını göstermek istiyor.

Tahran, Avrupa Birliği, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ve Batılı olmayan aktörlerle iletişim kanallarını açık tutarak tam izolasyondan kaçınmaya çalışıyor ancak risk büyüyor.

BM yaptırımlarının yeniden devreye girmesi, sadece ağır kısıtlamaları geri getirmekle kalmayacak, İran’ı BM Şartı’nın VII. Bölümü’ne tabi hale getirerek gelecekte çatışma ihtimalini yükseltecek.

Son güç gösterileri, Tahran’ın caydırıcılık kararlılığını ve çatışmaya hazır olduğunu net biçimde ortaya koyuyor.

Geliştirilmiş seyir füzelerinin tanıtılması ve liderlerin “sert tokat” uyarıları, İran’ın geri adım atmayacağının işareti.

İran’daki hükümet yanlısı çevreler, “uçurum stratejisi”ni diyalogla destekleyerek hedeflere ulaşmanın mümkün olduğunu düşünüyor.

Ancak askeri manevralar, aynı anda tehlikeli bir diplomatik çıkmazın da işareti.

Arakçi’nin verdiği demeçte söylediği sözler bu tabloyu özetler nitelikteydi:

“Bazen diplomasi savaştan daha pahalıya mal olur. İran, teslimiyet getiren müzakereler yerine savaşı tercih eder.”