Suriye Ulusal Bloku: HTŞ, kaçırılan kadınlar dosyasını örtbas ediyor

04 Kasım 2025

Suriye Ulusal Bloku, Heyet Tahrir eş-Şam yönetimine bağlı İçişleri Bakanlığı’nın sahilde kaçırılan kadınlara dair açıklamasını “örtbas girişimi” olarak nitelendirdi. Blok, soruşturmanın bağımsızlıktan yoksun olduğunu belirterek, faillerin uluslararası yargı önünde hesap vermesi ve insan hakları örgütlerinin gözetiminde bağımsız bir komite kurulması çağrısında bulundu.

YDH- Suriye Ulusal Bloku Aile ve Toplum Komitesi, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) rejimine bağlı İçişleri Bakanlığı’nın Suriye sahilinde kaçırılan kadınlara ilişkin açıklamasına tepki gösterdi.

Komite, bakanlığın yürüttüğü soruşturmanın “bağımsızlık, şeffaflık, nesnellik ve uzmanlık” gibi temel ilkelerden tamamen yoksun olduğunu belirtti.

Açıklamada, “iddia edilen kaçırma olaylarının çoğunu çürüttüğü” iddia edilen bulguların şaşırtıcı olmadığı, zira geçmişte de benzer vakaların aynı şekilde kapatıldığı vurgulandı.

Suriye Ulusal Bloku, ülkenin 1968’den bu yana taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre bu tür vakaların “savaş suçu” ve “insanlığa karşı suç” kapsamında değerlendirildiğini hatırlattı.

Ancak HTŞ'nin açıklamasının, bu suçları örtbas etme ve meşrulaştırma politikasının sürdüğünü bir kez daha gösterdiği ifade edildi.

Komite Sözcüsü şöyle dedi:

“Bu hükümetin tutumu güvenilirlikten uzaktır. Bu suçlar yerel açıklamalarla geçiştirilemez; failler uluslararası yargı önünde hesap vermelidir. Üstelik BM terör listesinde yer alan bir içişleri bakanının bu suçları reddetmesi, cezasız kalacakları anlamına gelmez” 

Sözcü, bakanlığın açıklamasının, geçmişte benzer dosyalarda izlenen örtbas yöntemlerinin yeniden devreye sokulacağı endişesini güçlendirdiğini dile getirdi.

Belgelenmiş katliam ve ihlallere ilişkin daha önce kurulan soruşturma komisyonlarının failleri koruduğunu, adalet yerine sessizliği hâkim kıldığını hatırlattı.

Bu yaklaşımın, insan hakları ve uluslararası insancıl hukuk ilkelerinin açık ihlali olduğu vurgulandı.

Suriye Ulusal Bloku, kaçırılanların akıbetinin tam olarak ortaya çıkarılması ve sorumluların kim olursa olsun yargı önüne çıkarılması için, insan hakları örgütlerinin gözetiminde dürüst ve deneyimli isimlerden oluşan bağımsız bir soruşturma komitesi kurulması çağrısında bulundu.

Uluslararası insan hakları kuruluşları ve BM kurumları da, mağdurların ve ailelerinin korunması için etkin adımlar atmaya davet edildi.

Blok, bu insani meselenin siyasi veya medya pazarlığına dönüştürülmemesi gerektiğini özellikle vurguladı.

Açıklama şu ifadelerle son buldu:

“Adalet ve insan onuruna olan bağlılığımız gereği, gerçeği bilme hakkı zamanla ortadan kalkmaz. Şeffaflığın sağlanmadığı, mağdurların ve ailelerinin seslerinin bastırıldığı bir ortamda gerçek adalet asla tesis edilemez.”