Yenilmez ruh: Filistin Direnişi

08 Eylul 2024

El-Meyadin'deki yazı, Filistin halkının Siyonist işgale karşı mücadelesindeki direncinin ve kararlılığının altını çiziyor; adalet ve eşitlik isteyen küresel çabalar için de bir ilham kaynağı teşkil ettiğini vurguluyor.

YDH- Araştırmacı Alexander Tuboltsev imzalı El-Meyadin'de yer bulan yazısı, ABD vergi mükelleflerinin hazinesiyle ayakta kalabilen Siyonist varlığın, onca imkanına ve ölüm makinelerine rağmen on yıllardır süren Gazze kuşatmasını kırmaya çalışan Filistin direnişini bile engelleyemediğini, üstelik Filistin'deki sarsılmaz direniş örneğinin adalet ve eşitliği savunan küresel hareketler için de güçlü bir ilham kaynağı olduğunu açıklıyor. 

Birkaç gün önce Siyonist rejim Batı Şeria'daki Filistinlilere karşı yeni bir saldırı başlattı. Cenin ve Tulkerim'deki çatışmalar sırasında Filistinli Direniş savaşçıları kendi topraklarını, evlerini ve ailelerini cesurca savundular. Her gün düşman kuvvetlerine karşı kahramanca operasyonlar yürütüyorlar.

İkinci İntifada'nın başladığı Eylül 2000'de olduğu gibi, Batı Şeria yeniden çatışmaların merkezi haline geldi. Tarihi büyük ve dramatik olaylarla dolu olan bu topraklar bir kez daha Siyonist zırhlı araçlar tarafından işgal edildi.

Filistinli güçler ellerinde silahlarla işgalcilere karşı savaşırken, halkın direnişi de kıvılcımı kendisinden parlak bir aleve dönüştü.

Bundan tam 86 yıl önce, Eylül 1938'de de bu bölgelerde çatışmalar yaşanmıştı. O dönemde Abd el-Rahim el-Hacc Muhammed komutasındaki Filistinli gerillalar Nablus, Tulkerim ve Cenin'de İngiliz sömürgecilere karşı savaşıyordu.

Bu, Filistin'deki Arap İsyanı sırasında, yerli halkın İngiltere tarafından desteklenen emperyalistlere ve Siyonist yerleşimcilere karşı özgürlük mücadelesi için ayaklandığı dönemdi.

Bu tarihi olaylardan bahsetmem rastgele değil. Bu olaylar bize Filistinli savaşçıların nesilden nesile sürekliliğini, bağımsızlıkları ve anavatanlarının güvenliği için mücadele etme isteklerini göstermektedir. Ancak daha ayrıntılı olarak ele almak istediğim bir başka önemli nokta daha var.

İsrail işgal ordusu Gazze Şeridi'ni tanklar, zırhlı araçlar ve uçaklardan oluşan devasa bir güçle işgal etti: Siyonistlerin yıllardır gururla övündükleri askeri teçhizatın ta kendisi bu. Ama geleceğe dair ne var?

Filistinli Direniş gruplarının direnişçileri düşman saldırganlığına karşılık verdi. Filistin şehirlerinin sokaklarında el bombası fırlatıcıları tarafından vurulduktan sonra yanan metale dönüşen İsrail zırhlı araçlarının videoları tüm dünyaya yayıldı. Siyonist rejim Gazze ve Han Yunus'ta ağır kayıplar verdi ve önemli askeri yenilgiler yaşadı. 

Filistinliler, zaferleri elde edenlerin sadece askeri teçhizat değil, insanlar olduğunu herkese gösterdi. İlerleyen düşmanı kurşun ve mermi yağmuru ile karşıladılar ve onu birçok yerde geri çekilmeye zorladılar.

Bugün Filistinli savaşçılar tıpkı cesur ataları gibi cesaret göstermektedir. Bu sadece Direniş savaşçılarının nesilden nesile geçmesi değildir. Bu, özgürlüğü için savaşmaya hazır Filistin halkının ulusal karakteridir.

Batı Şeria'nın kuzeyinde Siyonist işgale karşı aktif direnişe tanıklık ederken, Filistin halkının zafer arzusunun ve özgürlük aşığı ulusal karakterinin tezahürünü bir kez daha görebiliyoruz.

Onlar evlerini savunuyorlar çünkü İsrail sivil bölgeleri bombalayarak, tonlarca bomba ve roket atarak onları yok etmeye çalışıyor.

Gazze'den Batı Şeria'ya kadar topraklarını savunuyorlar çünkü İsrail topraklarını işgal ederek yerine yasadışı Siyonist yerleşimler kurmaya çalışıyor.

Batı destekli Siyonist rejimin Filistin halkına karşı soykırım uyguladığı zor koşullarda, anavatanları olan egemen Filistin Devleti'nin özgürlüğü ve bağımsızlığı için mücadele ediyorlar.

Bu gerçekten de yılmaz ve yenilmez bir direniş örneğidir.

Tarih bize ulusların işgalcilere karşı aktif direniş sayesinde zafer kazandığını göstermektedir. Nazi Almanyası 1941'de SSCB'ye karşı saldırısını başlattığında, Kızıl Ordu ve Sovyet partizanları anavatanı savunmak için omuz omuza durdu.

Bu kahramanca mücadele Nazi işgalcilerinin tamamen yenilmesiyle sonuçlandı ve Mayıs 1945'te Büyük Zafere yol açtı.

Benzer şekilde, Amerika Birleşik Devletleri Vietnam'ı işgal ettiğinde, ülkenin bağımsızlığını korumasını ve nihayetinde Amerikalı saldırganları yenmesini sağlayan Vietnamlı gerillaların kararlı direnişi olmuştur.

İşte bu nedenle, tarihsel perspektiften bakıldığında, Filistinlilerin Siyonist rejime karşı silahlı direnişi bir mücadeledir. Uluslararası sömürgecilik karşıtı mücadele çerçevesinde 21. yüzyıldaki merkezi savaş Filistin'de gerçekleşmektedir.

Siyonist yerleşimci sömürgeciliğine ve Batı emperyalizmine karşı bu ulusal direniş, daha eşitlikçi ve adil bir dünya düzeninin yaratılması için muazzam bir küresel ölçektedir.

Tarihteki bazı önemli dönüm noktalarını sıraladım: 1930'larda Filistin'de İngiliz sömürgecilere karşı ayaklanma, İkinci İntifada ve 2023-2024'te Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde İsrail saldırganlığına karşı direniş. Bu, Filistin mücadelesinin olağanüstü ve uzun tarihinin kronolojik olarak açık bir göstergesidir.

Mücadelenin gerçek gücü Filistin halkının karakterinde, ideallerinde ve sarsılmaz iradesinde yatmaktadır. Filistin, dünyanın dört bir yanındaki milyonlar için tükenmez bir ilham kaynağıdır.

Çeviri: YDH