Colani: Geçmişte bazı hatalar yaptım, kendimle barışığım

11 Şubat 2025

Suriye’yi işgal eden HTŞ rejiminin lideri Colani’nin, eski İngiliz yetkililer ile yaptığı röportaj, geçmişteki militan eylemleri ve Amerika destekli köktendinci bir militandan Amerika destekli gaspçı bir siyasi lidere geçişi hakkındaki düşüncelerini ortaya koyuyor.

YDH- Birleşik Krallık’ın önde gelen siyasi podcast serisi The Rest Is Politics, Suriye’yi ele geçiren Heyet Tahrir eş-Şam rejiminin lideri Colani ile bir röportaj yaptı.

Colani, Irak Savaşı öncesinde, 2002'de Eylül Dosyası'nın ve 2003'te Irak Dosyası'nın hazırlanmasında ve yayınlanmasında görev alan, Tony Blair'in İşçi Partisi liderliği dönemindeki siyasi rolleriyle tanınan İngiliz gazeteci, yazar, stratejist Alastair Campbell ve 2003 Irak işgalinin ardından İngiliz işgal güçleri adına Meysan ve Zikar'da Vali Yardımcısı olarak görev yapan Muhafazakâr Parti’nin eski milletvekili Rory Stewart’ın sorularını yanıtladı.

Alastair Campbell, Colani’ye terörist olduğu zamanları hatırlatarak ‘’Militan olduğun yıllarda pişman olduğun bir şey var mı?’’ sorusunu sorduğunda Colani bunu şöyle yanıtladı:

‘’Hatasız olduğumu iddia etmiyorum tam tersine bazı hatalar yaptık. İnsanın kendisiyle barışık olması önemlidir ve bir insanın hata yapması ve sonra bunları düzeltmesi doğaldır’’

Colani, ‘’Suriye Ordusunu bir alternatif olmadan feshetmediğini, alternatifini yanında getirdiğini, mevcut bir kurum ve subay yetiştiren bir askeri akademinin’’ olduğunu iddia etti.

HTŞ liderinin ‘’Devrimci bir zihniyetin bir ülke inşa edemeyeceğine inanıyorum. Bir ülke inşa etmek ve bütün bir toplumu yönetmek söz konusu olduğunda farklı bir zihniyete ihtiyacınız var.’’ ifadesi dikkat çekti.

Son meşru Suriye hükümetinin Cumhurbaşkanı Beşşar Esed döneminde Suriye’nin bölgedeki istikrarsızlığı yönlendirmek için bir üs olarak kullanıldığını iddia eden Colani, kendi gruplarının işgali altındaki Suriye’nin bölge istikrarında önemli bir rol oynayacağının sözünü verdi.

HTŞ militanları İsrail medyasına verdikleri röportajda İsrail ile tam barış içinde bir komşu olarak yaşacaklarını söylemişlerdi; ayrıca Colani de Suriye’nin İsrail’i huzursuz edecek herhangi bir eylem için bir üs olarak artık kullanılmayacağının taahhüdünü vermişti.

Colani, bir kez daha ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘’Dünya Barışının sağlanmasında büyük rol oynayacağını’’ söyleyerek mevcut ABD yönetiminin olumlu mesajlar verdiğini teyit etti.

Colani, Trump'ın Orta Doğu'da barış inşasıyla ilgilendiğini belirtti ve onun hem Orta Doğu'ya hem de ABD'nin gelecekteki politikasına olumlu yaklaştığını söyledi.

HTŞ liderinin cevabına karşılık olarak Stewart, Trump’ın son politikalarını hatırlatma ihtiyacı hissetti ve Colani’ye, ‘’Trump, Gazze'nin etnik temizliğinden bahsediyor gibi görünüyor, Filistinlileri Mısır ve Ürdün'e taşımaktan bahsediyor ve ikincisi de Suriye'ye karşı yaptırımlar meselesi, bu iki şey hakkındaki görüşleriniz nelerdir?’’ sorusunu sordu.

Colani’nin yanıtı şu oldu:

‘’Trump'ın Filistinlileri topraklarından çıkarmaya yönelik bir çabaya öncülük etmesi bana göre de akıllıca değil. İkinci olarak, rejimi ve varlığını ortadan kaldırdığımıza göre bu yaptırımlar kaldırılmalıdır çünkü rejimin düşmesinden sonra bunlar için hiçbir gerekçe yoktur.’’

Colani, son zamanlarda HTŞ kontrolü altındaki Şam’a ziyarete gelenlerin yaptırımların kaldırılması gerektiğini düşündüklerini ekledi.

Ayrıca, Suriye için henüz bir ekonomi modeli belirleyemediklerini, kalkınma sürecine karar vermenin zaman alacağını belirtti.

Campbell’in, ‘’Suudi Arabistan'daydınız, bize orada ne yaptığınızı, neyi başarmayı umduğunuzu ve neyi başardığınızı anlatır mısınız?’’ sorusuna karşılık olarak Colani şunu söyledi:

‘’Ben, her zaman dönmeyi arzu ettiğim Suudi Arabistan'da doğdum. Şahsen, bir devlet başkanı olarak ilk ziyaretimin önemli bir Arap ülkesine olmasını elzem gördüm. Bu nedenle Veliaht Prens Muhammed bin Salman'dan acil bir davet aldığımda, ilk ziyaretimin bölgemizde eşsiz bir statüye ve nüfuza sahip Suudi Arabistan'a olmasının uygun olacağına inanarak tereddüt etmeden kabul ettim.’’

Campbell’in Colani’ye bir diğer sorusu şu oldu:

‘’Irak'ta üç yıl savaşçı olarak bulundunuz ve ardından beş yıl hapishanede kaldınız. Hapishanede olmak nasıl bir şeydi, bu sizi nasıl değiştirdi, size neler öğretti ve nasıl oldu da o zamanlar isyana katılan çeşitli örgütlerin saflarında bu kadar hızlı yükselen bir figür haline geldiniz?’’

Colani bu soruyu şöyle yanıtladı:

‘’Irak'a gitme motivasyonum iki yönlüydü: birincisi, bunu topyekûn bir savaşa tanıklık ederek öğrenme ve paha biçilmez bir deneyim kazanma şansı olarak görüyordum ve edindiğim bilgileri uygulamak için Suriye'ye dönme niyetindeydim. İkincisi, Irak halkını işgale karşı savunma şevki ve gençlik idealizmi ile besleniyordum. O dönemde genç bir adam olduğumu ve belirli bir zihniyet tarafından şekillendirildiğimi kabul etmek önemlidir. Bu nedenle Irak'a seyahat ettim ve sonunda el-Kaide'ye dönüşerek küçülmeye başlayan çeşitli gruplarla işbirliği yaptım.’’

‘’Sizinle oturmak benim için çok garip çünkü 2003 yılında ikimiz de Irak'ta birlikteydik ama farklı taraflardaydık. Ben Amerikan İngiliz işgalinin bir parçasıydım, siz ise işgale karşı el-Kaide için savaşıyordunuz ve sizinle bu şekilde oturup konuşacağımı hiç düşünmemiştim. Bu deneyim ve yıllar sonra geriye dönüp baktığınızda o an hakkında ne düşünüyorsunuz?’’ diye soran Stewart, Colani tarafından şöyle yanıtlandı:

‘’Bu soru çok uzun bir cevap gerektiriyor, bunun gibi yaklaşık 10 bölüm sürer, bu tartışmayı yapmaya hazırım ancak şu anki konumum göz önüne alındığında, bu kadar büyük bir soruya kısa bir cevap vermek Suriye'yi çok fazla eleştiriye maruz bırakacaktır, şu anda Suriye'yi bu duruma sokmak istemiyorum, tüm sorularınızı yanıtlamaya ve farkında olmadığınız bazı noktaları eklemeye tamamen hazırım, ancak bu sorunun hakkını vermek için geniş zamana ihtiyacımız var.’’

Stewart, ‘’Sayın Başkan’’ diye hitap ettiği HTŞ Lideri Colani’ye şu soruyu sordu:

‘’HTŞ'nin içinde pratik bir zorluk var, eski HTŞ'de birçok farklı hareket vardı ve bazıları daha aşırı ve bazıları belki de benim gibi biriyle oturmanıza kızacaktı, başkan olduğunuzda tüm bu eski grupları, hatta daha aşırı olanları nasıl yöneteceksiniz?’’

Colani’nin yanıtı şu oldu:

‘’Bence burada sizinle oturmaya izin verilmeyeceğini söylemek büyük bir abartı olur, o kadar da kötü değil.’’

Campbell’in ‘’Suriyeliler, ne zaman bir anayasa garanti edilebilir ve ne zaman seçimleri görmeyi umabilirler, bunun için aklınızda net bir zaman çerçevesi var mı?’’ sorusuna karşılık olarak Colani şunları söyledi:

‘’Şam'ı ele geçirdikten sonra İdlib hükümetinin kontrolü devralması için hazırlık yaptık ve bu geçiş için üç aylık bir süre tanıdık. Muzaffer güçler cumhurbaşkanını atadı, önceki anayasayı yürürlükten kaldırdı ve eski parlamentoyu feshetti. İleride geçici bir parlamento kurulacak ve geçici bir anayasa komitesi oluşturulacaktır.’’

Röportaj bittikten sonra Campbell ve Stewart yorumlarını dile getirdi.

Stewart, ‘’Yani bence gizli bir teröristten kamuya açık bir siyasetçiye geçiş yaparken hala hakkında konuşmadığı pek çok şey var. Yani sonuçta, kendisi el-Kaide'nin hayatta kalan en kıdemli üyesidir.’’ dedi.

Campbell bunun üzerine alaycı bir üslupla şunları ekledi:

‘’Birkaç karısı olduğuna dair bir sürü söylenti var; o ise bir karısı olduğu konusunda ısrar ediyor.’’

Stewart röportajda Colani’nin geçmişteki deneyimlerini anlatma konusundaki çekingenliğine dair şu yorumda bulundu:

‘’Bizim gibi insanlara ‘’Eski terörist yoldaşlarımın çoğunu tamamen reddediyorum’’ demesi için üzerinde büyük bir baskı var ve kim bilir belki de bizim gibi insanlara ‘’Bakın bu insanlar sonunda çok ileri gittiler, aşırılardı, köktendinciydiler, gerçekçi değillerdi, modern dünyayı anlamıyorlardı.’’ demek bile isteyebilir ama bunu söyleyemez çünkü başka bir kitlesi daha var, o da 20 yılı aşkın süredir onunla birlikte olan savaşçıları ve onları aşağılamak istemiyor’’

Stewart, ‘’Muhtemelen bu röportajın birincil sonucu, başta Daily Telegraph ve Daily Mail olmak üzere, Suriye'deki el-Kaide'nin eski liderine önemli bir platform sağladığımız için bizi teröristlere sempati duymakla suçlayabilecek çeşitli medya kuruluşlarından gelecek önemli bir tepki olacaktır.’’ dedikten sonra Colani’nin üstüne yeterince gitmediklerini itiraf etti.

Stewart, ‘’Saddam Hüseyin'i görmeye giden George Galloway gibiyiz. Galloway Saddam Hüseyin hakkında ne demişti?’’ sorusunu sorunca Campbell şunu söyledi:

‘’Gücünüzü, cesaretinizi ve yılmazlığınızı selamlıyorum.’’

Campbell, ‘’Colani’ye basitçe kaç intihar bombacısı görevlendirdiğini sorsaydık, her zamanki politik yanıtını verecekti. Diğer ifadelerinin yanı sıra sivil halkın korunmasını sağladığını iddia ettiğinde her ikimiz de kaşlarımızı kaldırdık.’’ dedi.