HTŞ ve rejim medyası, İran-İsrail çatışmasını neden görmezden geliyor?

17 Haziran 2025

Suriye’deki HTŞ lideri Colani, savaş gerilimini görmezden geliyor. Rejimin medyası ise saldırıların yıkıcı etkilerini ve sivil kayıpları neredeyse hiç gündeme almıyor.

YDH- Lübnan merkezli el-Ahbar gazetesinin yazarlarından Emir Ali, Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri Colani’nin İsrail-İran çatışmasına karşı sessizliğine ve Tel Aviv ile giderek artan iletişim ve iş birliği çabalarına dikkat çekti.

HTŞ, İsrail’in İran’a yönelik saldırısı ve ardından gelen İran yanıtı konusunda sessizliğini sürdürmeye devam ederken Suriye semaları bir savaş alanına dönüştü, yangınlar Suriye topraklarına sıçradı ve çok sayıda sivil hayatını kaybetti.

HTŞ’nin sözde içişleri bakanlığı, İsrail tarafından düşürülen bir dronun Tartus kırsalındaki bir evin üzerine düşmesi sonucu ölen kadının ölümünü “bilinmeyen bir dronun” sebep olduğu bir olay olarak nitelendirdi.

İsrail’e ait hava savunma ateşi, Tartus kırsalında bir kadının ölümüne ve çok sayıda sivilin yaralanmasına yol açarken, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Cuma’dan Pazar’a kadar geçen sürede ülkenin doğu, batı ve güney bölgelerinde toplam 28 dronun düşürüldüğünü bildirdi.

Ayrıca rejimin medyası, İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırısının sonuçlarını, Suriye hava sahasında İran’a ait füze ve dronların engellenmesine yönelik operasyonları ve bunun yol açtığı can kayıpları, yangınlar ve yıkımları tamamen görmezden geliyor. Bu da Suriye egemenliğinin benzeri görülmemiş bir şekilde ihlal edildiğini ortaya koyuyor.

Aynı bağlamda HTŞ, Suriye gazetesi el-Vatan’da yayımlanan ilginç bir açıklamayla, HTŞ’nin sözde enformasyon bakanlığından bir yetkilisinin “İran’a ait dron ve füzeleri engellemek üzere Suriye hava sahasının açıldığına” dair iddiaları yalanladığı bir beyan yayımladı.

Bu açıklamada “bu iddiaların asılsız olduğu” belirtildi ancak aslında İsrail’in Suriye’nin hava sahasını izinsiz kullandığını ve böylece Suriye’nin kontrolünün ihlal edildiğini ya da böyle bir şeyin en azından mümkün olduğunu, HTŞ’li yetkililer tarafından da normal karşılandığını gösteriyor.

HTŞ lideri Colani'nin İsrail-İran çatışmasına olan duyarsızlığı ise, Tel Aviv ile iletişim kanallarını genişletme çabalarının haftalardır sürdüğü bir sürecin ardından geldi.

Bu çabalar, ABD’nin, İsrail’in Beşşar Esed rejiminin düşmesinden sonra işgal ettiği Suriye toprakları üzerindeki fiili hakimiyetini pekiştirmeyi amaçladığı bir dizi adımla normalleşmeyi zorlaması kapsamında yürütülüyor.

Bu adımlar, İsrail’in stratejik Cebel eş-Şeyh Dağı zirvesi dahil olmak üzere bu bölgelerdeki kontrolünü güvence altına almak üzere bir güvenlik anlaşması imzalanmasıyla başladı.

Bu arada Colani, işgal altındaki topraklarla ayrım hattında silahsızlandırılmış bölge öngören 1974 anlaşmasına dönüşten söz ediyor.

Colani, yaptığı birçok görüşme ve açıklamada İran’ı Suriye’den çıkarma rolüne değinmiş, onu İsrail’le “ortak düşman” olarak tanımladı.

Bu durum, HTŞ yetkilileri ile İsrailli yetkililer arasında Azerbaycan ve Tel Aviv’de doğrudan, Abu Dabi’de ise BAE aracılığıyla dolaylı olarak yapılan ve sızdırılan birçok görüşmeyle aynı döneme denk geliyor.

Şu ana kadar bu görüşmelerden somut bir sonuç çıkmadı.

Bu sırada İsrail’in Şam’ın kıyısındaki Kuneytra ve Dera kırsalında bir dizi askeri üs kurduğu güney Suriye’deki yerleşim politikası devam ediyor.

ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun askeri üsleri, hem Irak sınırı yakınlarındaki kuzeydoğu Suriye’deki üslerden hem de güneydeki el-Tanf üssünden İran’ın füze ve dron saldırılarına karşı koyma çabalarında belirgin bir rol oynuyor.

Öte yandan İsrail savaş uçakları, Suriye hava sahasındaki uçuşlarını yoğunlaştırdı; İsrail, Suriye semalarındaki hedeflere karşı hava savunma füzeleri de fırlatıyor.

Bu durum, İsrail’in etkisinin benzeri görülmemiş bir düzeye ulaştığını, Suriye ordusunun Esed rejiminin düşüşü sonrası dağılmasının ardından Tel Aviv’in Suriye haritasının tamamını kapsayacak ölçüde etkinlik kazandığını gözler önüne serdi.

16 Haziran’da, İngiltere merkezli ve Katar finansmanlı Middle East Eye haber sitesi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’in İran’a saldırısının başlamasından kısa bir süre sonra Colani ile yaptığı telefon görüşmesinde, ona “gerilime dahil olmaması” tavsiyesinde bulunduğunu bildirdi.

Haberde ayrıca, saldırının detayları konusunda önceden bilgilendirilen Erdoğan’ın Colani’ye, “terörist grupların gerçekleştirebileceği yeni tehlike ve saldırılara karşı tetikte kalması” yönünde uyarıda bulunduğu da belirtildi.

Söz konusu haber, özellikle Colani’nin bu gerilimdeki muhtemel rolü konusunda birçok soru işareti doğuruyor; zira Colani’nin yeni kurulan ordusunun gerçek bir askeri kapasitesi bulunmuyor ve bu durum, İsrail’e Suriye’de hareket alanı sağlıyor.

Dahası, Colani’nin İsrail’le yakınlaşma çabaları aktif bir şekilde devam ediyor.

Emir Ali değerlendirmesini şu iddialarla sonlandırıyor:

‘’Bu koşullar altında Erdoğan’ın tavsiyesinin tek açıklaması, Suriye dosyasındaki en etkin aktör olarak, siyasi ya da medya düzleminde yapılan bir hamle olabilir. Bu durum, HTŞ’nin savaşı neden görmezden geldiğini ve resmi Suriye medyasının bu meseleye nasıl yaklaştığını açıklayabilir zira medya, İsrailli yetkililerin açıklamalarını aktarıyor ve gelişmeleri sanki uzak bir kıtada yaşanıyormuş gibi sunuyor.’’