YDH- El-Meyadin, bugün (Çarşamba) ''hayatını ülkesine ve milletine hizmet etmeye adayan, küresel müstekbir güçler karşısında direnişin ve kararlılığın sembolü olan, ulusun efendisi Seyyid Hasan Nasrullah'ın şehadetinin kırkıncı yıldönümü'' olduğunu duyurdu.
Şehitlerin Efendisi'nin şehadetinin üzerinden 40 gün geçti, bu süre zarfında İsrail işgal varlığının iddia ettiği gibi bayrak düşmedi.
İslami Direniş - Hizbullah aynı kararlılık ve sebatla işgal varlığını dehşete düşürmeyi sürdürüyor.
Hizbullah, Şehit Seyyid'in belirlediği plandaki yolunu tamamlamaktan asla vazgeçmedi.
İslami Direniş, savaşta yeni bir denklem getiren insansız hava araçlarını fırlatmaya devam etti.
Bu İHA'ların yarattığı hasar hava üstünlüğünün artık Siyonist varlıkta olmadığını gösterdi.
İsrail medyası, bugün Seyyid Nasrullah'ın şehadetinin 40. yıldönümünde işgal altındaki Filistin topraklarının Lübnan'dan GuşDan'a doğru büyük bir füze yağmuru aldığını bildirdi.
Direniş, nitelikli füzeleri, roket salvoları ve topçu mermileriyle işgal bölgelerini ve kuzey yerleşimlerini kapsadı, işgal altındaki Filistin topraklarının derinliği olan Tel Aviv'i hedef alma noktasına ulaştı.
El-Meyadin, bu noktada, Hizbullah'ın, haftalar önce işgal rejiminin lideri Benyamin Netanyahu'ya Kayserya'daki konutunu hedef alarak verdiği uyarı mesajının altını çiziyor ve şunu öne çıkarıyor:
“Seyyid Nasrullah'ın temiz kanı, mücahitlerin ruhlarını harekete geçirmek ve kararlılıklarını güçlendirmek için yakıt haline geldi.”
Bu durum Hizbullah'ın yeni Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın direnişçilere hitaben yaptığı ve Şehit Seyyid Nasrullah'ın sözlerini tekrarladığı konuşmasında da teyit edilmişti:
“Yenilgiler dönemi bitti, zaferler zamanı geldi. Biz muzaffer olanlarız...bu yüzden sabırlı olun ve sebat edin.”
Lübnan eski Cumhurbaşkanı Emil Lahut bu vesileyle yaptığı açıklamada “kırk güne, dört yüz güne ya da dört bin güne ulaşsak da Şehit Seyyid Nasrullah, boyun eğmeyi reddeden her özgür halk için bir dönüm noktası ve sembol olarak kalacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Lahut, “Bu güzel toprakları yiğitçe savunacak bir genç olduğu müddetçe Seyyid aramızdadır. Son İsrailli asker topraklarımıza kirli ayaklarıyla basmayı bırakana kadar Seyyid aramızdan ayrılmayacaktır. Şehit Seyyid bu direnişi tüm Lübnanlılar adına ördü, komplolardan ötürü korkaklaşan bilinçsiz zayıflar da dahil olmak üzere.” dedi.
Başkan Lahut'un açıklaması şu sözlerle devam etti:
“Direnişin, bu toprakların evlatlarından ailelerini ve geçim kaynaklarını savunan bir grup genç adamdan, dosttan önce düşmanın kabul ettiği gibi vizyon, cesaret ve organizasyona sahip bir askeri yapıya dönüşmesi, büyük ölçüde, kırk gün sonra da karşısında zaptedilemez bir bariyer olarak durdukları ve düşman saflarını öldürüp yaraladıkları gerçeğinin kanıtladığı gibi, dünyanın en gelişmiş ve silahlı ordularından birine karşı koyma yeteneklerine dair içlerine bir inanç yerleştiren şehit Seyyid ve şehit lider yoldaşları sayesindedir.
Şehit Seyyid her zamanki gülümsemesiyle, sahadaki kardeşlerini yukarıdan izliyor, onlara olan güveni sarsılmadı. Bu kahramanlar sahada, yoldaşları mevzide ve biz de onların arasında olduğumuz sürece zafere kadar kutsal davamızdan vazgeçmeyeceğiz.”