UNIFIL'den İsrail'e tepki

img
UNIFIL'den İsrail'e tepki YDH

UNIFIL, İsrail güçlerinin kendi birliklerinin bulunduğu yerleri saldırı ve kalkan amaçlı olarak kullanmasına tepki gösterdi.




YDH- İrlanda'nın ulusal yayın kuruluşu Raidio Teilifis Eireann (RTÉ), ''UNP 6-52'' adlı İrlanda  Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL) üssü çevresinde bir İsrail ordusu mevzisi kurulduğunu bildirdi. 

Haberde İsrail odusunun 5 Ekim'den beri bu mevkiden ateş açtığı ve işgal ordusunun yakınlardaki karakolların boşaltılmasını talep ettiği belirtildi.

Bellingcat'te yer bulan bir araştırma raporuna göre, Planet Labs PBC'nin 5 ekim'de çekilen SkySat görüntüleri, Lübnan'ın güneyindeki UNIFIL üssünün dışında, İrlandalı barış gücü askerleri tarafından yönetilen bir karakolun yakınında konuşlanmış İsrail askeri araçlarının önemli bir varlığını ortaya koyuyor. 

Görüntülerde 5 Ekim'den itibaren İsrail ordusuna ait olduğu düşünülen en az 30 araç görülüyor. 

Uydu görüntüleri tahrip edilerek elde edilmiş yeni yolları gösteriyor ve Gazze'deki operasyonlar sırasında da olduğu gibi, yakınlardaki meyve bahçeleri yok edilmiş.

UNIFIL, 6 Ekim'de bir açıklama yayınlayarak ''UNIFIL'in 6-52 numaralı mevzisinin hemen bitişiğinde İsrail ordusu tarafından gerçekleştirilen son faaliyetlerden derin endişe duyduğunu'' belirtti. 

Açıklamada “BM barış gücü askerlerinin güvenliğinin tehlikeye atılmasının kabul edilemez” olduğu vurgulandı.

İsrail ordu sözcüsü Yarbay Peter Lerner RTÉ'ye verdiği bir mülakatta İsrail ordusunun ''Hizbullah'ın saldırı altyapısını kurma biçimi nedeniyle kara operasyonları yürüttüğünü'' belirtti. 

Lerner, “BM barış gücü askerlerinin güvenliğini sağlamak için bu bölgelerden taşınmalarını talep ettik” dedi. 

Buna ek olarak, daha önce Twitter olarak bilinen X'te dolaşan görüntülerde İsrail ordu araçları UNP 6-52 üssünün yakınında gösteriliyor. 

Irish Daily Mirror da 6 Ekim'de benzer görüntüler yayınladı.

Eskiden Twitter olarak bilinen X'te paylaşılan görüntülerde de UNP 6-52 üssü yakınlarında İsrail ordu araçlarının varlığı görülüyor. 

Benzer görüntüler 6 Ekim'de Irish Daily Mirror tarafından da paylaşıldı.

Güney Lübnan'daki Marun er-Ras'ta İsrail bayrağı göndere çekildi

Uydu görüntülerinde, İrlandalı barış gücü askerleri tarafından yönetilen bir karakolun yakınlarındaki Marun er-Ras kasabası da daha önceki görüntülere kıyasla gözle görülür şekilde hasar görmüş ve “İran Bahçesi” olarak bilinen park, yılın başlarında hava saldırıları nedeniyle zaten hasar görmüş olmasına rağmen daha büyük ölçüde tahrip olmuş görünüyor. 

Yeni yanmış alanlar ve yeni açıklıkların yakınındaki İsrail ordu araçları da görülebiliyor.

Planet Labs ayrıca SkySat görüntülerinden daha düşük çözünürlüğe sahip olan ancak Maroun er-Ras'ın daha fazla hasar gördüğünü gösteren 7 Ekim tarihli PlanetScope görüntülerini de yayınladı.

Marun er-Ras'a yaklaşık 3,5 kilometre uzaklıktaki Yarun köyü de X'te paylaşılan bir drone görüntü klibinde ağır hasar gördü. 

RTE'den Mark Coughlan görüntülerin coğrafi konumunu tespit etti ve köyün bir başka İrlanda UNIFIL karakolu olan UNP 6-50'den görülebileceğini belirtti. 

Yaroun için Planet Labs SkySat görüntüleri mevcut değildi, ancak 7 Ekim tarihli PlanetScope görüntüleri 30 Eylül görüntülerine kıyasla köyde gözle görülür bir hasar olduğunu gösteriyor.

Son bilgiler ışığında, İsrail ordusu Abir 91 ekibinin, barış gücü mevzilerinde konuşlanarak, UNIFIL'i canlı kalkan olarak kullandığı bir strateji ile Marun er-Ras'ta göndere İsrail bayrağı çektiği söylenebilir.

Bölgeyi bilen bir kaynak, bayrağın göndere çekildiği noktanın ''Marun el-Ras kasabasının içinde bile olmadığını, sınırdan sadece birkaç yüz metre uzaklıkta, sınır arasında sadece düz bir alan olduğunu'' söyledi.

Kaynak şunu ekledi:

''Direniş hiçbir zaman sabit siperler ve savunma hatları kurmaz. Lübnan'a ne kadar batarsanız, o kadar zorlaşacak.'' 

Bayrağın göndere çekilme anı İsraillilerde sinematografik bir coşku yaratsa da sahadaki durum İsrail ordusunun iddiaları ile uyuşmuyor.

İsrail ordusu, bayrağı göndere çektikten sonra Google Maps'te o noktayı Kubbetüs Sahra ile imledi ancak bu nokta Marun al-Ras kasabasından ayrı, halka açık bir park.

Noktanın sınırla arasında hiçbir şey olmadığı, sadece insanların işgal altındaki Filistin'i görmek için ziyaret ettiği bir tepe olduğu aktarıldı.

İsrail'in Hizbullah'la ilgili sahip olduğu istihbarat örgütün lider kadrosuyla sınırlı ve bireysel savaşçılar, saha komutanları, tünel sistemleri, stratejik hedefler ve tanksavar yetenekleri gibi temel savaş alanı dinamiklerini kapsamıyor.

Bu hayati bilgilere erişimleri olsaydı, gerilla ve şehir savaşının ilk aşamalarından ilerlemeleri muhtemelen bu kadar uzun sürmezdi. 

İddialarına rağmen şu anki konumlarından oldukça uzakta olan Marun er-Ras kasabasına henüz giremediler. 

Tüm bunlar, sanki prova edilmiş bir çatışmaya katılıyorlarmış gibi, taktik operasyonlardan ziyade prosedürel hususlarla meşgul olan bir işgalciyi akla getiriyor. 

Lübnanlı bir uzman Salı günü yaşanan olayların ardından şu yorumu yaptı:

''Söz artık sahaya aittir ve saha kesin olarak Hizbullah'ın kontrolü altındadır; artık bu konuda daha fazla tartışmaya gerek yoktur.

Hizbullah direnişçilerinin, kendilerine ait olmayan bir bölgede, özellikle de gerilla taktiklerine elverişli doğal ve coğrafi bir ortamda faaliyet göstermeye çalışan işgal güçlerine karşı stratejik bir avantaj sağladığı kesindir.

Hizbullah direnişçilerinin avantajına, Temmuz 2006'nın güneydeki vadileri, işgalcinin zırhlı araçları ve birliklerinin kendisi tanıktır.

İsrail, bugün Marun er-Ras sınırına işgal bayrağının çekilmesiyle ilgili yayınlanan videolarda olduğu gibi propagandaya dayanan ve ahlaki olmayan zaferleri kaydetmeye çalışırken, bu çatışmalar bugün şiddetli bir şekilde arttı. 

Gerçekler, bayrak çekildikten sonra işgalci birliklerin hızla geri çekildiğini doğruladı.

Ayrıca direniş birliklerinin Labune'de olduğu gibi işgalci gruplara top mermisi ve füze yağdırması, düşmanın çok sayıda kayıp vermesine neden oldu.

Şu anda, işgal ordusunun güneye hücum etme girişimleri sırasında, uluslararası güç merkezlerinin arkasına saklandığı bir dönemde, uluslararası diplomatik pozisyonlar hala ateşkes ve 1701 sayılı Kararın uygulanmasını vurguluyor.''