YDH- Tahran merkezli Student News Network'ün (SNN) Savunma-Güvenlik muhabirine göre, Yemenli direniş hareketi Ensarullah, son yıllarda bölgesel savaş sahasında beklenmedik ve etkili bir füze gücü olarak öne çıktı.
SNN, hareketin Suudi Arabistan destekli koalisyona karşı direnişi sürdürmekle kalmayıp geliştirdiği güçlü balistik füze cephanesiyle bölgedeki ve ötesindeki stratejik dengeleri değiştirdiğini öne sürüyor.
Uzun menzilli füzelerin, ''Direniş Ekseni'nin iradesi, özgüveni ve teknolojik ilerlemesinin sembolü olarak'' İsrail işgal varlığının stratejik derinliğini hedef aldığını kaydeden SNN, Ensarullah’ın uzun menzilli füzelerini analiz etti.
Yemen'in füze gücü hikayesi, eski savunma füzelerini karadan karaya saldırı silahlarına dönüştürmek gibi akıllıca bir girişimle başladı.
Kuzey Yemen döneminden kalma Sovyet yapımı SAM-2 füzeleriyle donanmış Ensarullah, cesur bir projeye imza attı.
Daha önce savunma amaçlı kullanılan bu füzeler, Kahir füze serisinin temelini oluşturdu.
Bu programın ilk ürünü olan Kahir-1, SAM-2'nin iki aşamalı yapısında yapılan değişikliklerle yaklaşık 250 kilometre menzile ve 200 kilograma yakın savaş başlığına ulaştı.
Mobil ve sivil fırlatıcılardan ateşlenen füze, Yemen'in Suudi Arabistan'ın derinliklerindeki askeri üsleri hedef almaya yönelik ilk adımı oldu.
Patriot sistemleri tarafından bir dizi füze önlenmesine rağmen, Kahir Yemenli mühendislere değerli bir deneyim sağladı.
Ardından, menzili 400 kilometreye çıkarılan ve 350 kilogramlık savaş başlığına sahip Kahir-2M, Ensarullah'ın saldırı kabiliyetini bir adım daha artırdı.
Ensarullah için en büyük zorluk, daha uzun mesafelerden kritik ve stratejik hedefleri vurmaktı. Bu ihtiyaç, Yemen'in silah deposundaki Scud füzelerine odaklanılmasına yol açtı.
Yemenli uzmanlar, Direniş Ekseni'ndeki müttefiklerinin yardımıyla, bu füzeleri yükseltmek için büyük bir program başlattılar ve bunun sonucunda Burkan füze ailesi ortaya çıktı.
Burkan-1, aslında Hwasong-6 (Kuzey Kore'nin Scud füzesi) füzesinin optimize edilmiş bir versiyonuydu ve savaş başlığının ağırlığını azaltarak menzilini 600 kilometrenin üzerine çıkardı, böylece Fahd Hava Üssü ve Cidde Havaalanı gibi hedefleri menziline aldı.
Ancak asıl dönüm noktası Burkan-2'nin tanıtılmasıydı. İran'ın “Kıyam” füzesinden açıkça esinlenen bu füze, konik çıkarılabilir savaş başlığı ve daha sonraki modellerde (Burkan-2H gibi) radar kesitini azaltmak için uç kanatçıkların kaldırılması gibi gelişmiş özelliklere sahipti.
Bu yenilikler, Patriot sistemleri için görevi çok daha zor hale getirdi.
SNN'ye göre, yaklaşık bin kilometre uzaklıktaki bir rafineride Burkan-2'nin başarılı bir şekilde fırlatılması ve Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nın hedef alınması ''dünyayı şaşkına çevirdi.''
Patriot füzeleri füzenin gövdesini önlemeyi başarsa da, kopan savaş başlığı hedefine doğru yoluna devam etti.
Bu, Yemen'e ileri teknik bilginin aktarıldığını gösteren önemli bir teknik başarıydı.
Bu yol, daha sonra Zülfikar olarak adlandırılan ve bin 250 kilometreden fazla menzile sahip Burkan-3 ile devam etti ve Dammam gibi Suudi Arabistan'ın doğusundaki şehirleri menziline aldı.
Ensarullah, sıvı yakıtlı füzelerdeki yetkinliğini kanıtladıktan sonra, bir sonraki adım olarak katı yakıtlı füzelere yöneldi.
Bu geçiş, daha kısa hazırlık süresi, yüksek hareket kabiliyeti ve daha kolay bakım gibi kritik avantajlar sağladı.
Hatem, Kasım ve Filistin füzeleri, bu teknolojik sıçramanın simgeleri olarak öne çıkıyor.
Özellikle Hatem, İran’ın Hayberşiken füzesine çarpıcı biçimde benziyor.
Katı yakıtlı olan bu balistik füze, çıkarılabilir savaş başlığı ve son aşama güdüm sistemi (MaRV) ile donatıldı.
Bu özellik, füzenin saldırının son aşamasında manevra yapmasına ve düşman savunmasını delmesine olanak tanıyor.
Tufan füzesi ise, Burkan’ın yükseltilmiş bir versiyonu olarak, İran’ın Kadir füzelerine benzer güdümlü savaş başlığına sahip.
2 bin kilometre menziliyle Yemen’i resmen orta menzilli füze sahipleri kulübüne taşıdı.
Aynı füzenin 2023 yılının Ekim ve Kasım aylarında işgal altındaki topraklardaki Eylat limanına ateşlenmesi, İsrail için ciddi bir ilk alarm niteliğindeydi.
Ensarullah'ın teknolojik yetkinliği, Filistin-2 balistik füzesiyle en yüksek seviyeye ulaştı. Bu füze, yalnızca uzun menzilli bir silah olmanın ötesinde, İsrail'in en gelişmiş savunma sistemlerini dahi zorlayan bir dönüm noktası niteliği taşıyor.
2 bin kilometreden fazla menzile sahip sıvı yakıtlı orta menzilli bir füze olan Filistin-2’yi benzersiz kılan özellik, süpersonik kayar savaş başlığı.
Yörüngesinin en üst noktasında ana gövdeden ayrılan bu savaş başlığı, küçük motorunu ateşleyerek dünya atmosferi dışında ani bir hızlanma sağlar ve Mach 16’nın üzerine çıkıyor.
Bu manevra iki önemli stratejik avantaj sunuyor.
Yörüngenin öngörülemezliği: Atmosfer dışındaki orta aşamada müdahale için tasarlanmış Arrow 3 gibi anti-balistik füze sistemleri, füzelerin balistik yörüngelerini hesaplayarak kesişim noktasına müdahale füzesi gönderir. Filistin-2’nin savaş başlığındaki ani hız ve yön değişikliği, bu hesaplamaları bozar ve Arrow 3’ü etkisiz hâle getirir.
Son aşamada aşırı yüksek hız: Atmosfere yeniden giriş yaptıktan sonra savaş başlığı, hedefe ölümcül bir hızla dalar. Bu, Arrow 2 ve Demir Kubbe gibi nokta savunma sistemlerinin tepki süresini büyük ölçüde kısaltır.
Füzenin operasyonel başarıları da bu iddiaları doğrular nitelikte.
İsrail rejimi saldırı haberlerini sansürlemeye çalışsa da, çok sayıda delil ve rapor Filistin-2’nin defalarca rejimin savunma katmanlarını deldiğini ortaya koyuyor.
En çarpıcı örnek, 21 Aralık 2024’te Tel Aviv ve Ben Gurion Havalimanı hedeflerinin isabetle vurulmasıdır.
Bu saldırıda bir Filistin-2 füzesi, bir Paykan-3 ve iki Demir Kubbe füzesini etkisiz hâle getirerek hedefini tam isabetle vurdu; Siyonistler için hem prestij hem de stratejik açıdan ciddi bir darbe indirdi.
Bu başarı, İsrail’in stratejik derinliği açısından mutlak güvenlik döneminin sona erdiğini açıkça gösteriyor.
Ensarullah'ın füze kabiliyeti, eski savunma füzelerinin dönüştürülmesiyle başladı ve bugün 2 bin kilometre menzile ulaşan hipersonik füzeler seviyesine erişti.
Bu, yalnızca dikkat çekici bir askeri başarı değil; aynı zamanda net ve güçlü bir stratejik mesaj.
Bu kabiliyet, Yemen’i yerel bir aktörden çıkarıp, düşmanlarının hayati çıkarlarını Fars Körfezi’nden Akdeniz’e kadar tehdit edebilecek etkili bir bölgesel güç hâline getirdi.
Ensarullah’ın füzeleri, özellikle gelişmiş Filistin-2, sadece birer silah değil; aynı zamanda bir ulusun kendini savunma iradesinin ve Filistin davasına bağlılığının sembolü.
Bu irade, modern çağda en sofistike savunma kalkanlarının arkasında bile hiçbir saldırganın güvende olmayacağını açıkça gösteriyor.