Talabani: Kerkük’te yaşananlar, Kürt liderlerin ufuksuzluğunun sonucu

img
Talabani: Kerkük’te yaşananlar, Kürt liderlerin ufuksuzluğunun sonucu YDH

KYB liderlerinden Pavel Talabani, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde son bir haftada yaşanan gelişmelerden uzağı göremeyen Kürt liderlerin sorumlu olduğunu söyledi.




YDH- Eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin oğlu ve KYB liderlerinden Pavel Talabani, France-24 İngilizce servisine yaptığı açıklamada Barzani yanlılarının KYB’ye yönelik ihanet suçlamalarını reddetti.

Pavel Talabani şunları söyledi: ‘’Ben bu temelsiz ve saptırıcı suçlamaları reddediyorum. Şu ana kadar yaşananlar, Kürt liderlerin uzak görüşlü olmayan politikalarından kaynaklanmıştır. Bu trajediden sonra ben Kürtlerin birlik olmalarını ve tek ses olmalarını beklerdim. Ama maalesef hala geçmişteki birçok meselede olduğu gibi çeşitli Kürt gruplar birbirlerini temelsiz şeylerle suçlamaya ve uluslararası toplumun dikkatini başka yöne saptırmaya karar verdiler.’’

Sivillerin hayatını tehlikeye atmadık

Pavel Talabani, KYB’nin İran’la anlaştığı yönündeki iddialarla ilgili olarak da şunları söyledi:

‘’Maalesef bu tür suçlamalar mevcuttur. Bu, sanırım bu trajediden gerçekten sorumlu olanların yanlışlarını başkalarına yıkmaya çalışmalarından kaynaklanıyor.

Kerkük’te neler yaşandığını ben size anlatabilirim. Bizim peşmergelerimiz (KYB peşmergeleri) kenti savunmak için yıllardır kentte bulunuyor. Bizim güçlerimiz yıllar boyu Kerkük’ü savunmalarıyla meşhurdur.  Biz en cesur komutanlarımızı ve askerlerimizi Kerkük’ü tehditlere karşı savunurken kaybettik.

Bu kez güç dengesizliği ve üstün bir düşmanlıkla karşı karşıya kaldık. Yaklaşık 100 kişinin ölümü ve onlarca kişini yaralanmasıyla sonuçlanan çatışmalardan sonra Şeyh Cafer meydanındaki askeri komutanlar ve diğerleri taktiksel bir geri çekilmeye karar verdiler. Olayın gerçekliği budur. Binlerce kayıp vermek, savaşı Kerkük’e taşımak, sivillerin hayatını tehlikeye atmak yerine bizim Peşmerge komutanlarımız bu bölgelerden stratejik bir geri çekilme kararı verdiler. Ben onların bu kararını alkışlıyorum.

Asıl hain olanlar bana hain diyenlerdir

Ben, KYB’de beni ihanetle suçlayanları, ihanetle suçluyorum ve bu konunun araştırılmasını istiyorum, bunun yapılması için de resmen talepte bulundum. Ben, Kerkük’te yaşananların araştırılmasını istiyorum. Aynı şekilde bizi bugünkü şartların içine sokan Kürt liderlerle ilgili de araştırma yapılmasını ve onların Kürt halkına liderlik liyakatine sahip olup olmadığının ortaya çıkarılmasını istiyorum.’’

ABD, bizi koruyan öneri sunmuştu

Pavel Talabani, ‘’Kürdistan’ın bağımsızlığı referandumu tarihi bir hata mıydı?’’ şeklindeki bir soruya verdiği cevabında ise şunları söyledi

‘’Ben Mesud Barzani’yi hedef almıyorum, Kürtlerin birliğinin tehlikeye düşmesini istemiyorum. Bugün Kürtlerin her zamankinden daha fazla birliğe ihtiyacı var. Ancak şunu kendi kendimize sormalıyız: Biz niye bu duruma düştük? Referandumdaki soru, sorulması gereken bir soruydu; ama referandum asla nihai hedef değildi. Nihai hedef Kürt halkının haklarıydı. Referandumun son günlerinde Brett McGurk (Trump’un uluslararası koalisyondaki özel temsilcisi) Frank Baker (İngiltere’nin Irak elçisi) bizi koruyan bir öneri sundular. Bu öneride bize eğer Bağdat’la müzakere edersek 2 yıl içinde referandumun yapılmasının garanti edileceği söylenmişti. Maalesef Kürt liderler bu tarihi fırsatı kullanamadı. Bu büyük bir hataydı.

Bağdat’ın bize uzattığı eli reddettik

Hatta Kerkük savaşında da fırsat vardı. Irak güçleri Kerkük’e doğru yola çıktığında Irak Başbakanı bize elini uzattı ve bize onurlu bir barış teklif etti. Bir günlük müzakereden sonra bize şu önerildi: Irak güçlerinin tek taraflı olarak K1 askeri üssüne dönmesi yerine bu üs IŞİD karşıtı koalisyon için bir merkez dönüşsün. Yani ABD, İngiliz, diğer koalisyon güçleri ve sıradan Irak askeri güçleri oraya yerleşsin.

Bu öneri Kerkük’ün düşmesi faciasını önleyebilirdi. Benim desteklediğim tek anlaşma buydu. 50 KYB liderinden 38’inin imza attığı ve o öneriyi desteklediğini gösteren belgeler ortada. Bu onurlu tavizle hiç kimse kaybeden taraf olmuyordu. Biz Kerkük’ü elde tutuyorduk ve Kürt halkı bu trajediyi yaşamıyordu. Ama maalesef Kürt liderleri yine doğru karar veremedi.

Ben Bağdat’la anlaşma yaptıysam siz kimle anlaşma yaptınız?

100 kişiyi Kerkük’ü savunurken kaybettik demek benim için de çok kolay; ama Kürdistan’ın hakimiyetindeki diğer yerler, Iraklılara tek kurşun bile atılmadan verildi. Eğer ben Bağdat’la anlaşma yapmışsam, şunu öğrenmek isterim ki diğerleri kimle anlaşma yaptı?!

İç savaş ihtimali

Ben iç savaşı yaşadım bizim önümüzdeki yol savaş değil. Bizim dayanışma için çaba göstermemiz gerekiyor. Kürt halkı ve partileri her zamankinden çok daha fazla dayanışma içinde olmalıdır. Bu yüzden ben Kürdistan medyasının iddialarına ve suçlamalarına doğrudan cevap vermiyorum.

Bağdat’la müzakere

Bizim Kürdistan’ın önüne çıkan bu sorunu ortadan kaldırmak ve daha büyük trajedileri önlemek için Bağdat’la müzakerelere ihtiyacımız var, uluslararası toplumla ve komşu ülkelerle anlaşmaya ihtiyacımız var.

Bağımsız Kürdistan her Kürdün rüyasıdır; ama bunu elde etmek için çaba göstermek gerekiyor. Müzakere için güçlü konumda olmalıyız. Batılı müttefiklerimizden beklentilerimiz konusunda gerçekçi olmalıyız. Ciddi bir şekilde düşünmek zorundayız. Bu konu için lobi yapmalı, plan program yapmalıyız. Bu arada hukuki ve askeri meseleler de var. Her Kürt, Kürdistan’ın bağımsız olmasını ister; ama bu işi zaman içinde gereklerinin yerine gelmesiyle gerçekleşir. Biz asla bağımsız Kürdistan çabamızı durdurmayacağız. Ama Kürtler şu anki yöntemle buna ulaşamaz. Kürtler birlik olmalıdır. Düşmanlarına karşı diplomasiyle ve yasa desteği ile karşı koymalı ve sonunda kendilerini bağımsızlığa götürecek anlaşmaya ulaşmalıdır.