Netanyahu'nun Kayserya’daki evini hedef alan operasyonun sorumluluğunu üstlenen Hizbullah, “Demire demir, kana kan, ateşe ateş” diyerek, işgalci İsrail liderlerine seslendi.
YDH- Hizbullah Medya İlişkileri Sorumlusu Muhammed Afif, Beyrut'un Güney Banliyösü'nden yaptığı açıklamada, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun Kayserya’daki konutunu hedef alan operasyonu Lübnan İslami Direnişi'nin üstlendiğini bildirdi.
Afif, bugün düzenlediği basın toplantısında Netanyahu'ya seslenerek şu uyarıda bulundu: “Direniş savaşçılarının gözleri üzerinizde, kulakları da sizi dinliyor. Eğer bu kez size ulaşamadıysak, aramızda günler, geceler ve savaş meydanı var.”
Lübnan'daki İslami Direniş'in kontrol ve koordinasyon sistemiyle birlikte “mükemmel durumda” olduğunu doğrulayan Afif, “Hizbullah'ın askeri ve lojistik destek hatlarının eski haline döndüğünü” de sözlerine ekledi.
Hizbullah'ın kısasa kısas eylemine atıfta bulunarak, “Demire demir, kana kan, ateşe ateş” diyerek işgalci İsrail liderlerine de seslendi.
Hizbullah yetkilisi, Direniş tarafından gerçekleştirilen operasyonların günlük oranının arttığını ve günde ortalama 25 operasyon gerçekleştirildiğini belirtti.
Afif, İsrail işgali altındaki kuzey ve orta bölgelere yönelik bombardımanın zaman içinde hem nitelik hem de nicelik olarak artan bir yoğunlukla devam edeceği sözünü verdi.
İsrail'in ‘Karzu'l Hasen Vakfı’na yönelik saldırısının hiçbir haklı gerekçesi olamaz
İsrail'in Beyrut'un güney banliyösünde silah depoları bulunduğuna dair bahane ve iddialarının çürütüldüğünün altını çizen yetkili, Karzu'l Hasen Vakfı’nın bombalanmasının Lübnan halkı ile Hizbullah arasındaki güveni zedelemek dışında hiçbir gerekçesi olmadığını söyledi.
Hizbullah'ın maaşlarını veya askeri fonlarını bu kurumdan almadığını vurgulayan Hizbullah yetkilisi, Karzu'l Hasen'in bu günler için hazırlandığını ve emanetçilerine karşı görevlerini yerine getireceğini belirtti.
Afif, İsrail işgal güçleri tarafından tutulan Direniş savaşçılarının durumundan İsrail’i sorumlu tuttu ve Kızılhaç'ı bunu sağlamaya çağırdı.
Afif şöyle dedi: “Şu anda düşman tarafından tutulan esirler konusunda şunu söylüyorum: Düşmanın savaş etiğine ve uluslararası sözleşmelere bağlı olmadığını biliyorum, ancak esirlerin hayatlarını koruma sorumluluğunu taşıyor.”
"İsrail düşmanının baskı altında tutsaklardan aldığının hiçbir değeri yoktur" diye ekledi.
Hizbullah yetkilisi “Lübnan'daki Direniş'in düşman askerlerini esir alması uzun sürmeyecek ve biz de onların serbest bırakılması için müzakere edeceğiz” dedi.
Ateş altında ateşkes görüşmeleri olmaz
ABD'nin İsrail'e verdiği destekle ilgili olarak Afif, ABD'nin Lübnan'a yönelik saldırganlığın suç ortağı olduğunu ve bunu devam ettirdiğini belirterek, elçisi Amos Hochstein'ın Beyrut'a gelmesinin, Hizbullah'ın, Washington'un “terörizmin anası” olduğu yönündeki görüşünü değiştirmediğini söyledi.
Hizbullah Medya İlişkileri sorumlusu, Direniş'in Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri'ye olan güvenini yineleyerek “ateş altında [ateşkesle ilgili] hiçbir müzakere olmayacağını” vurguladı.
İsrail işgal güçlerinin son günlerde özellikle Muheybib, Nebatiye ve Baalbek'te gerçekleştirdiği bir dizi katliamı kınayarak, bu vahşetin Direniş'in işgal altındaki Hayfa'daki İsrail kamp ve üslerine yönelik saldırılarının ardından gerçekleştiğini belirtti.
Arap medyasının İsrail'e yönelik önyargısının kınanması
Konuyla ilgili olarak Afif, MBC ve diğer Arap medya kuruluşlarının Netanyahu lehindeki önyargılarını şiddetle kınadı ve “basın özgürlüğünün cinayete teşvik konusunda dokunulmazlık sağlamadığını” vurguladı.
Lübnan'da İsrail’in yanında yer alanlara seslenen Afif, “Bir an için her şeyin bittiğini ve Avkar (Lübnan'daki ABD büyükelçiliğine atıf) liderliğindeki bir rejimin hakim olduğunu düşündünüz ama Lübnan'ın gerçekliğini yanlış anladınız” dedi.
Arap medyasına seslenen Afif, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tel Aviv'i vurduğumuzda neden üzüldüğünüzü anlamıyorum. Düşmanın bile kabul ettiği gibi, Hizbullah'ın yeteneklerini yeniden kazanmış olması sizi rahatsız ediyor ama buna inanmayı reddediyorsunuz.”