İsrail, ABD seçimlerini bekliyor

img
İsrail, ABD seçimlerini bekliyor YDH

İsrail, ABD seçimlerinin ve İran'la artan gerilimin etkisiyle yoğun bir belirsizlik sürecine giriyor. Savunma analisti Amos Harel, Netanyahu’nun bu iki önemli gelişme karşısında hem iç hem de dış politikada ciddi zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirtiyor.




YDH - Haaretz gazetesi yazarı Amos Harel, İsrail’in yaklaşan ABD seçimleri ve Orta Doğu’daki çatışmalar karşısında istikrarsız durumunu ele alan bir analiz kaleme aldı.

Harel’e göre Siyonist rejim, bir yandan Lübnan ve Gazze ile çatışırken, diğer yandan iki önemli uluslararası gelişmeye, İran’ın İsrail’e yönelik son hava saldırısına olası misillemesi ve yaklaşan ABD seçimlerine hazırlanıyor.

Bu seçimlerin sonucu, İsrail ve bölge için derin etkiler yaratabilir.

Harel, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun, Donald Trump’ın seçimleri kazanmasını desteklediğini belirtiyor; zira Trump’ın zaferi, Orta Doğu’daki ittifakların yeniden şekillenmesine yol açabilir.

Öte yandan, Demokrat aday Kamala Harris’in kazanması, ABD’nin bölgedeki müdahalesini azaltarak odağını iç meselelere çevirmesine yol açabilir.

Harel’e göre, Netanyahu’nun ABD’den destek umudunun önünde bir engel bulunuyor: Beyaz Saray’da bir değişiklik olursa, Biden’ın diplomatik bir hesaplaşmaya girmesi ve Netanyahu’yu özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde uluslararası baskılara karşı savunmasız bırakması olası.

İsrail kamuoyunun görüşlerine de değinen Harel, Avrupa’daki pek çok kişinin aksine İsraillilerin önemli bir bölümünün Trump’ı desteklediğini gözlemliyor.

Avrupalılar, ikinci bir Trump döneminin Rusya ve Çin gibi güçlerin lehine sonuçlanabileceğinden endişe duyarken, İsrail’deki bazı analistler, bu durumun ülkeyi otoriter yönetimlere kayan küresel eğilimlerle uyumlu hale getireceği görüşünde.

Harel ayrıca İsrail’in son dönemde İran’a karşı uyguladığı ve İran’ın savunma kabiliyetini zorlayan sert askeri stratejiye dikkat çekiyor.

İsrail istihbaratı, İran’ın hava savunmasına yönelik son saldırılarla zayıfladığını ve yakında bir misilleme saldırısına hazırlandığını iddia ediyor. Harel, İsrail’in stratejisinin ABD’nin askeri yardımı ve THAAD füze savunma sistemi gibi savunma teknolojilerindeki desteğine dayandığını da vurguluyor.

Bu destek, İsrail’in Lübnan’daki saldırılarını nispeten istikrarlı bir şekilde sürdürmesini sağlarken, aynı zamanda ABD’den “şeffaflık ve itidal” beklentilerini de beraberinde getiriyor.

Netanyahu iç politikada da zorluklarla karşı karşıya. Harel, Başbakan’ın Hizbullah’ın tehditlerine karşı aldığı önlemlerin, özellikle evinin yakınlarındaki bir insansız hava aracı saldırısının ardından, şüpheli olduğunu kaydediyor.

Harel, Netanyahu’nun bu olayı yaklaşan mahkeme ifadesini ertelemek veya yerel gösterileri bastırmak için bir gerekçe olarak kullanabileceğini ileri sürüyor.

Bu arada Savunma Bakanı Yoav Gallant, İsrail’in operasyonlarının stratejik yönüne ilişkin endişelerini dile getirerek, saldırıların odaksız bir yıpratma savaşına dönüşme riski taşıdığı ve bunun İsrail’in askeri ve iktisadi kaynaklarını tüketebileceği uyarısında bulunuyor.

İsrail beklemede kalırken, Harel önümüzdeki haftaların, Siyonist rejimin savunma politikası, siyasi durumu ve uluslararası konumu açısından yüksek riskler içeren bir belirsizlik dönemi başlatabileceği konusunda uyarıyor.