Filistinli direniş örgütleri, Balfour Deklarasyonu'nun 107. yıldönümünde, Filistin halkına yönelik baskı ve zulmün devam ettiğini belirterek, sömürgeci projelere karşı direnç göstermeye devam edeceklerini vurguladı. İslamî Cihad, Mücahitler Hareketi ve Demokratik Cephe gibi örgütler, direnişin bir hak olduğunu ve işgale karşı halkın yanında duracaklarını ifade etti.
YDH - Filistinli direniş örgütleri, Balfour Deklarasyonu'nun yıldönümü dolayısıyla yayımladıkları bildiride, İngiliz-Amerikan-Batı sömürge projesinin bölgeye yerleştirildiğini hatırlatarak, Aksa Tufanı savaşı kapsamında direniş hareketleriyle mücadelelerini sürdüreceklerini açıkladı.
İslami Cihad Hareketi
Bu bağlamda İslami Cihad Hareketi, Balfour Deklarasyonu'nun "başkalarına ait bir toprak üzerinde, hak sahibi olmayanlara hak tanıyan bir vaatte bulunarak Filistin’in sömürgeleştirilmesine ve halkının yok edilmesine giden yolun başlangıcı" olduğunu belirtti.
Hareket, bu tarihi adaletsizliğin İngiltere tarafından işlendiğini ve Filistin halkının çektiği acıların temel nedenlerinden biri olduğunu ifade etti.
Açıklamada, "İngiltere, bu vaatle Siyonist varlığı destekleyerek, yıllarca sürecek baskı ve etnik temizlik süreçlerine zemin hazırlamıştır. Filistin halkına yapılan bu zulüm, İngiltere’nin ahlaki, siyasi ve hukuki sorumluluğudur," ifadelerine yer verildi.
İslami Cihad ayrıca, "sınırsız desteğin Filistinlilere yönelik saldırganlık ve katliamların devam etmesine olanak tanıdığı ve bu ülkelerin siyasi hesaplarında Filistin halkının haklarının yeri olmadığının açıkça görüldüğü" mesajını verdi.
Mücahitler Hareketi
Filistinli Mücahitler Hareketi ise yaptığı açıklamada, "1917’de İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur Balfour’un Siyonistlere Yahudiler için ulusal bir yurt sözü vermesi, değersizlerin değersizlere yaptığı bir vaat olup, Filistin halkını yok etme ve geri kalanları sürgün etme amacı taşıyan suç temellerine dayanmaktadır," dedi.
Mücahitler Hareketi, "İngiltere ve Batı’nın, Siyonist çeteleri mali, askeri ve siyasi olarak destekleyerek topraklarımızda İsrail'in kuruluşuna katkıda bulunması, Filistin halkının trajedisinin başlıca nedenidir," değerlendirmesini yaptı.
Açıklamada, "Filistin'in her karışı bizimdir ve hiçbir kısmından vazgeçmeyeceğiz; direniş, tüm haklarımızı geri alma yoludur," vurgusu yapıldı.
Direniş Komiteleri
Filistin’deki Direniş Komiteleri ise "katliamlar, kıyımlar ve etnik temizliklerin, Balfour Deklarasyonu’nun ve Batı’nın Filistin halkına karşı oluşturduğu ittifakın bir sonucu" olduğunu belirtti.
Komiteler, "Filistin halkının kararlılığı ve direnişi, Siyonist ve Amerikancı düşmanın komplo ve planlarına en güçlü cevaptır," dedi.
Demokratik Cephe
Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi (FDKC) ise, "İngiltere Siyonist projeyi bölgeye yerleştirmeseydi, bu proje kayıp olarak kalacak ve başka bir yerde sığınak arayacaktı," açıklamasında bulundu.
FDKC, "İngiliz sömürgeciliğinin, Siyonist projeye siyasi destek sağlamaktan Filistin'e zorla Yahudi göçmenleri yerleştirmeye kadar her türlü desteği verdiğini" kaydetti.
Demokratik Cephe ayrıca, "Batı sömürgeciliğinin Filistin halkına karşı tutumunun, İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki soykırım suçlarına göz yumduğunu" da ekledi.
El-Ahrar Hareketi
Bunun yanı sıra el-Ahrar Hareketi, "Balfour Deklarasyonu, Filistin halkının topraklarını ve kutsal mekânlarını koruma hakkını kazandırmıştır," diyerek, "Aksa Tufanı savaşının Filistin halkının işgale karşı verdiği kararlı mücadelenin simgesi olduğunu" vurguladı.
Hareket, "kahraman Filistin halkının, ancak zorla alınan hakkın zorla geri alınabileceğini ve direnişten asla vazgeçmeyeceklerini bir kez daha teyit ettiğini" ifade etti.
Ayrıca açıklamada, "Arap ve İslam dünyasının hür halklarının, Filistin halkını desteklemek için harekete geçmesi ve işgale karşı birliğin sağlanması gerektiği" vurgulandı.