SAAF-ABD eski başkanlarından Jimmy Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevi
SAAF-ABD eski başkanlarından Jimmy Carter döneminde Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevi yapan Zbigniew Brzezinski, çeşitli ülkelerden gazetecilerin sorularını cevapladı. Brzezinski, Financial Times'ta yayınlanan bu röportajda ABD'nin Irak’taki iç savaşın tarafı olduğunu ve bu savaşı kızıştırdığını söyledi.
Richard Bond, Londra, İngiltere: 1979'dan beri Sovyet işgalinin altında bulunan Afganistan’ı istikrarsız hale getirmek için bir “cihat hareketi” oluşturmak sizin temel politikanızdı. Sonradan bu konuda akıllıca bir karar verilmiş olduğu anlaşıldı. O zamanki din fanatikleri şimdi el-Kaide'nin temelini oluşturuyor. 1979’daki Sovyet karşıtı görüşleriniz, sizin meşhur gerekçelerinizdir. Şimdi olası bir Rusya tehdidi üzerinde görüşleriniz nasıl olgunlaştı?
Zbigniew Brzezinski: Afganistan’daki cihat hem Sovyet işgalinin hem de şu anda Sovyetlerin Irak’ta olanlarla karşılaştırılamayacak şekilde Afgan halkını kuralsızca yok etmesinin bir sonucuydu. Bizim Afganlar için sağladığımız destek şu anda hala Afganların birçoğunun bizi minnettarlıkla karşılayacağı bir durum yarattı.
Bu büyük bir farklılık oluşturdu. Bununla beraber, şu da bir gerçek ki, Batı’nın Sovyetler geri çekilirken Afganistan problemini görmemezlikten gelmesi daha sonra 1990’larda cihadî terörist eğilimli Taliban’ın orada beslenmesine yardımcı oldu.
Russ Crone, İsveç: ABD'nin İsrail'i maddi olarak destekleme politikalarından uzaklaşacağı bir dönem öngörüyor musunuz; ya da Filistin ve İsrail'e eşit mesafede duracağı bir dönem? Bu konuyu son kitabında inceleyen eski başkan Carter'la gurur duyuyorum.
Zbigniew Brzezinski: Batı’nın bu sorunun içinden çıkmasının en iyi yolu, İsrail'i de, Filistin'i de barışçıl bir uzlaşmaya için zorlamasıdır. Fakat bu noktada Batı'nın özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nin şu anda barışı sağlayacak ve mantıklı örgülerle detayları belirlenmiş bir planı masaya yatırması gerekiyor ki Batı hem İsrail'e ve hem de Filistin'e bunu kabul etmeleri için baskı yapabilsin.
Bunda oluşacak bir başarısızlığın sonucunun Başkan Carter'ın çerçevesini çizdiği şekilde olacağı söylenebilir.
Neek Alyani, Londra, İngiltere & Tahran, İran: 1) ABD'nin İran politikası askeri bir çatışmayı haklı çıkaracak kadar uluslararası destek kazanabilecek mi? 2) Artan ticari ve ekonomik yaptırımların buna yardımcı olacağını veya bunu engelleyeceğini düşünüyor musunuz?
Zbigniew Brzezinski: 1) Hayır. 2) Engel olacaklardır; çünkü bunlar talep üzerine müzakereler için ön hazırlık olarak yapılmış tek taraflı İran imtiyazları olacağına dair söz verilmiş yaptırımlardır.
Michael Kokesh, San Francisco, ABD: Sizce, bu dönem işini bitirmiş ABD orduları önümüzdeki altı ay içinde Irak’tan geri çekilirse, bu kısa ve uzun vadede ne gibi jeopolitik ve ekonomik sonuçlar doğuracaktır?
Zbigniew Brzezinski: Bunun cevabı nerdeyse tamamen ABD'nin benim makalemde tavsiye ettiğim gibi hareket edip ABD askeri birliklerinin dağılması bağlamında bir politika izlemesine bağlıdır.
Richard Boyle, San Francisco, ABD: Analizlerinizde yer alan o İran hakkındaki savaş tehditlerinin sebebi nedir? Bu gerçekten sadece petrolle mi ilgili, yoksa ABD'nin bu konuda özel bir gündemi mi var? Irak'ın her yanına yayılmış bulunan fakirlik ve sefalet düşünüldüğünde bu oldukça dikkat çekici bir şey.
Zbigniew Brzezinski: Buna üç kelimeyle cevap verebilirim: Emperyal bir baskı; hayal kırıklığı olarak Irak ve İsrail'in güvenliği.
Paul Summerville, Victoria, British Columbia: ABD için Irak’ta kaybetmek her zaman için apocaliptic bir dille sunulmuştur. Ben böyle bir sonucun birçok yorumcunun tahmin ettiği kadar çok istikrarsızlığa yol açacağına ikna olmuş değilim. Şu anda bir iç savaşın gerçekleştiğini düşünürsek Irak'ta ABD sonrası durumun nasıl olacağı hakkında bir yorum yapabilir misiniz?
Zbigniew Brzezinski: Bir iç savaş, ancak içeriden birinin zafer kazanmasıyla veya içerideki bir uzlaşmayla çözümlenebilir. Problem şudur: ABD bu sivil savaşta taraf olmaktadır ve niyeti de bunu kızıştırmaktır.
ABD’nin geri çekilmesi şu durumda kalıcı bir barış sağlamaz, hatta belki daha yoğun bir şiddete sebep olabilir. Fakat ABD’nin bu iç savaşa katılması savaşı hem yoğunlaştırır hem de devam etmesine yol açar.
Ali Dicleli, Manchester, UK: Mevcut ABD yönetimi; Lübnan'ı Hamas'ı, Suriye'nin Baas Partisini, İran'daki İslami Cumhuriyetini ve Irak’taki mezhep çatışmalarını bütüncül bir büyük problemmiş gibi değerlendiriyor; oysa bunların her biri üzerinde ayrı ayrı yoğunlaşılması ve farklı çözümler bulunması gereken olaylar. Benim gözlemlerime siz de katılıyor musunuz ve Demokratların ABD askeri birliklerini Irak'tan geri çekmek dışında ne gibi alternatif çözümleri var?
Zbigniew Brzezinski: Bahsettiğin problemlerin farklı problemler olduğuna ben de katılıyorum. Öyle sanıyorum ki bunlar benim yazdıklarımdan da apaçık görülüyor.
Maurizio Veneziani, Roma, İtalya: Eğer İran'ı nükleer enerji geliştirmekten alıkoymak için harcanan tüm çabaya rağmen bunun başarılamadığını farz edersek, İsrail ve ABD bu durumda ne yapmalıdır? Ve mevcut radikal İran Lideri'ni düşünürsek, ABD, İsrail ve Körfez ülkeleri böyle bir stratejik tehdide dayanabilecek güçte mi?
Zbigniew Brzezinski: Yapıcı ve sabırlı müzakerelerle bu sorunu çözmek için önümüzde en az bir kaç sene var. Tüm bu durumu şiddetlendiren tehditkâr tavırlar ve savaş tehditleri onlara sabırsızlarmış gibi bir görünüm veriyor ve bu en basitinden tehlikeli ve amaçlarının tam tersine yol açacak bir davranış.
Çeviren: Sümeyye Kavuncu