Hizbullah ve Emel'in hükümete katılımı belirsizliğini koruyor

img
Hizbullah ve Emel'in hükümete katılımı belirsizliğini koruyor YDH

Lübnan'da hükümeti kurmakla görevlendirilen ve Hizbullah ve Emel Hareketi (Şii ikili) tarafından atanması anayasaya aykırı ve belirli mutabakatların ihlali olarak değerlendirilen Nevaf Selam’ın, Meclis Başkanı Nebih Berri ile bugün görüşmeye hazırlandığı bildiriliyor.




YDH- El-Ahbar’ın bildirdiğine göre, Lübnan'ın Başbakan adayı Navaf Selam bugün Meclis Başkanı Nebih Berri ile yeni hükümetin kurulma sürecini belirleyecek kritik bir görüşme gerçekleştirecek.

Toplantı, istikrarlı bir hükümet için katılımları elzem olan kilit gruplar Hizbullah ve Emel Hareketi'nin bağlayıcı olmayan parlamento istişarelerini boykot etmesinin ardından gerçekleşecek.

Selam parlamentodaki bloklar ve bağımsız milletvekilleriyle istişarelerini tamamladı ancak Hizbullah ve Emel'in hükümete katılma konusundaki tutumu konusunda belirsizlik devam ediyor.

Bugünkü toplantı ve müteakip müzakerelerin sonucu Lübnan'ın siyasi istikrarı ve yönetimi açısından hayati önem taşıyacak.

Lübnan’da yeni dönemin, bölgedeki dönüşümlerle bağlantılı olarak siyasi gündemi meşgul eden tüm dosyalara yayılması muhtemel bir soğuk savaşa girdiği neredeyse bir veri haline geldi.

Yeni hükümeti kurma dosyası Hizbullah ve Emel Hareketi ile varılacak uzlaşmayı bekliyor.

Hizbullah ve Emel'in tutumu konusundaki belirsizlik siyasi gerginliği ve öngörülemezliği arttırıyor çünkü Şii ikilinin hükümete katılım konusundaki pozisyonu hakkında teyit edilmiş bir bilgi yok.

Tüm gözler Başbakan adayı Nevaf Selam ile Meclis Başkanı Nebih Berri arasında bugün yapılması beklenen görüşmede.

Berri'nin temkinli yaklaşımı, başlangıçtaki şüpheciliğe rağmen müzakere etmeye istekli olduğunu gösteriyor; bir ‘hile’ olarak gördüğü Selam’ın adaylığına verdiği yanıtın Selam ile bir çözüm ve anlayış kapısını kapatmadığını bilerek atacağı adımlarla uğraşıyor.

Berri-Selam görüşmesinin yanı sıra bugün Beyrut'a gelecek olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un yürütebileceği arabuluculuğa da bel bağlanırken herkes hayata geçirilmesi en muhtemel ihtimalin teyit edilmesini bekliyor: İkilinin yeterli garantiyi aldıktan sonra hükümete katılması mı, Emel'in katılıp Hizbullah'ın muhalefete geçmesi mi, yoksa her iki tarafın da hükümeti anayasaya aykırı ve tüzük yokluğu nedeniyle 2006'da Cumhurbaşkanı Fuad Sinyora hükümetinin yaşadığı deneyimin bir tekrarı olarak görerek birlikte ayrılmaları mı?

Selam, tüm partilerin ve parlamenter blokların görüşlerini aldıktan sonra hükümetin şekline ilişkin vizyonunu beraberinde taşıyacaktır.

Selam dün parlamentodaki bloklar ve bağımsız milletvekilleriyle istişarelerini tamamlarken, ikilinin hükümete katılma konusundaki tutumuna ilişkin teyit edilmiş bir bilgi bulunmadığına dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Joseph Aoun ve başbakan adayının Emel ve Hizbullah'ın “ayaklanmasını” absorbe etmeye istekli olduklarını, ancak tahminlerin “iki partinin anı yakalayacağı ve yeni dönemin önünde durmayacağı, ancak ülkede yönetim krizi olmamasını sağlamak isteyen herkes tarafından ciddi garantiler sağlandıktan sonra” gerçeğinde birleştiğini belirtti.”

Hizbullah ve Emel işbirliğine açık ancak önemli güvenceler talep ediyor.

El-Ahbar, iki partinin de ‘’ülkede yönetim krizi olmamasını isteyen herkes tarafından ciddi garantiler sağlandıktan sonra, ana ayak uyduracağını ve yeni dönemin önünde durmayacağını’’ öne sürüyor.

Gelen bilgiler, ikilinin daha önce Aun ile üzerinde anlaşmaya varılan ve Fransa'nın da onayıyla Necip Mikati'nin yeniden atanması ve bir sonraki parlamento seçimlerine kadar görevde kalması senaryosunu hayata geçirmek isteyeceklerini gösteriyor.

Üzerinde anlaşmaya varılan noktalar, hükümetin yapısı, Maliye Bakanlığı ve Lübnan Merkez Bankası'ndaki atama mekanizmaları, ordu komutanlığı ve güvenlik hizmetlerinin yanı sıra yeniden inşa dosyası ve ister Arap ve yabancı ülkelerden ister İran ve Irak'tan gelsin bu sürece destek gelmesini engellemeye yönelik her türlü girişimin püskürtülmesi etrafında dönüyor.

Hizbullah için en önemli nokta ise 1701 sayılı kararın nasıl uygulanacağı ve Litani'nin güneyi ile sınırlandırılacağı.

Başbakan adayının tüm bu noktalara kesin cevaplar verebileceği konusunda şüpheler var.

Selam ve ikili arasındaki iletişim hattına aşina olan kaynaklar, başbakan adayının olumlu mesajlar göndermeye hevesli olduğunu söylüyor ve “sorunun Selam'ın kendisinde değil, onu adaylığa taşıyan savaşının yönetiminde olduğunu’’ belirtiyorlar.

Kaynaklara göre, bunun amacı özellikle de dışarıdakiler Selam'ı hükümete atayarak Aun'u cumhurbaşkanlığına dayattıktan sonra mevcut yapı içinde zaferini tamamlayabileceğini keşfettiğinden beri Şii ikiliye siyasi bir yenilgi imajı empoze etmek.

El-Ahbar, hükümet kurma sürecinin önemli bir dış desteğe sahip olduğunu kaydetti.

Açıklanan ABD desteğine ek olarak Elysee Sarayı dün bir açıklama yayınlayarak “Cumhurbaşkanı Macron ve Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın bir telefon görüşmesi sırasında Lübnan'da güçlü bir hükümetin kurulmasına tam destek verdiklerini teyit ettiklerini” belirtti.

Saray, “Lübnan halkının çeşitliliğini bir araya getirebilecek, İsrail ile Lübnan arasındaki ateşkese saygı gösterilmesini sağlayacak ve ülkenin refahı, istikrarı ve egemenliği için gerekli reformları gerçekleştirecek güçlü bir hükümetin kurulması amacıyla yeni Lübnanlı yetkililer tarafından yürütülen istişarelere tam destek vereceklerini” ekledi.

‘Sivil toplum’ ekibi durumu Şii ikilinin Lübnan uzlaşısına karşı bir duruşu olarak göstermeye çalışırken dış etkiler, geleneksel hizipleri atlayarak bağımsız atamalar için baskı yapıyor.

Ayrıca Selam'ı ikiliyi görmezden gelmeye ve dış desteğe dayalı ‘bağımsız’ Şii bakanlar atamaya ikna etmesi için baskı yapıyorlar.