Muhammed Dayf’ın eşi direniş liderinin gizli hayatını ortaya çıkardı

img
Muhammed Dayf’ın eşi direniş liderinin gizli hayatını ortaya çıkardı YDH

«Birlikte geçirdikleri yıllar boyunca Ümmü Halid, Ebu Halid'in adanmış bir özgürlük savaşçısı olarak yolculuğunu titizlikle hatırında taşıdı; eşiyle kamuoyunun bilmediği gizli konuları tartıştı.»




YDH- Press TV'den Meryem Karagözlü, Filistin direnişinin önde gelen isimlerinden Muhammed Dayf'ın eşi Syam'ın, Dayf'ın yolculuğunu belgeleme çabalarını analiz ederken, liderin yaşamına, direniş savaşçısı olarak rolüne, özel hayatına ve karşılaştığı sürekli tehlikelere odaklanıyor. Karagözlü, eşinin aktarımlarına Dayf'ın kendi düşüncelerini de katarak, ortak deneyimlerinin canlı bir resmini çiziyor; direnişe olan bağlılığını, mütevazı yaşam tarzını ve birlikte yaşadıkları süre boyunca yaptığı büyük fedakârlıkların altını çiziyor. Dayf’ın siyasi ve askeri kişiliğinin ötesine uzanarak, ailesi üzerindeki derin duygusal etkiyi ortaya çıkaran Meryem Karagözlü genellikle yalnızca siyasi bir mercekten bakılan bir figürü insanileştirerek sevgi, fedakarlık ve asil bir davaya sarsılmaz sadakatin dokunaklı bir tasvirini sunuyor.

***

Gazze'nin güneyinde loş bir odada, etrafı çocuklarıyla çevrili Gadir Syam, Hamas'ın, onlarca yıldır gizlilik içinde yaşayan Hamas'ın askeri kanadı el-Kassam Tugayları'nın eski komutanı olan kocası Muhammed Dayf'ın şehadetini duyurmasından günler sonra nihayet sessizliğini bozdu.

Syam, kocası Muhammed Dayf ile paylaştığı hayattan ve sürekli tehlikelere ve çok sayıda suikast girişimine rağmen sarsılmaz bir direniş ve davaya sarsılmaz bir bağlılık sergileyen liderden bahsetti.

Ümmü Halid olarak da bilinen Syam, İsrail'in onlarca yıldır peşinde olduğu ama her seferinde başarısız olduğu adamın gizli hayatına bir bakış sunarak kocasının 30 yılı aşkın bir süre boyunca İsrail'in suikast girişimlerinden kaçtığını ve hayatını vatanını savunmaya adadığını söyledi.

Efsanevi Hamas komutanı düşmanı her zaman alt etti; sözleri, dirayeti ve boyun eğmeyen kararlılığıyla şanlı hayatını ve mirasını tanımlayan bir adamın portresini çizdi: Acımasız askeri işgal karşısında bir kararlılık.

 

Gizli düğün

Syam, Dayf ile annesi Filistinli aktivist Fatıma el-Halebi arasındaki bağın, Dayf'ın kardeşinin şehit edilmesinden sonra annesinin sakladığı bir silahı almasının ardından oluşmaya başladığı 1998 yılını hatırlıyor.

2001 yazında Syam ve Dayf evlendiler ve İsrail'in kocasına yönelik amansız takibi nedeniyle güvenliği sağlamanın zorluklarının damgasını vurduğu yeni bir yaşam evresine başladılar.

Gizlice evlendikten sonra “Mansur” takma adını kullanan kocasının uyguladığı sıkı güvenlik önlemlerinin bir parçası olarak Mona adını aldı ve “Ümmü Fevzi” olarak tanındı.

Syam verdiği röportajda alışılmadık birlikteliklerini şu sözlerle anlatıyor:

‘’Bir düğün gibi değildi, herhangi bir şenlik havasından yoksundu. Dayf'ın çeyizi sadece bin dolardan ibaretti ve düğünde sadece ona yakın olanlar için ayrılmış bir koyun kesildi. O günden bu yana bir evimiz olmadı, bir yerden bir yere durup dinlenmeden taşındık.’’

Syam ayrıca kocasının gerçekçi ve sade yaşam tarzını da vurguladı. Evleri sadece dört şilte, bir hasır ve giysileri için plastik bir dolapla döşenmişti.

Düğünleri vesilesiyle Hamas direniş hareketinin kurucusu Şeyh Ahmed Yasin'den para hediyesi alan Dayf, bu parayı özverili bir şekilde Kassam Tugayları'na bağışlamış ve Kassam Tugayları lideri şehit Salah Şehade tarafından kendisine verilen bir yatak odası takımını da evliliğine destek olmak için başka bir gence hediye etmiş.

Ciddi hayati tehditler nedeniyle kocasının kimliğine ilişkin gizliliği korumak için Syam sık sık başkalarına kocasının yurtdışında olduğunu söyleyerek görünürdeki yalnızlığını gerekçelendirmeye çalışmış. Özel hayatlarındaki zorluğu şu sözlerle açıklıyor:

“Görüşmelerimizin çoğu ikamet ettiğim evin sınırları dışında gerçekleşiyordu ve özellikle işgalle gerilimin tırmandığı zamanlarda sık sık haftalarca ortadan kayboluyordu.”

Syam, kocasını görebilmek için sık sık gözleri bağlanarak bir araçtan diğerine aktarılmak da dahil olmak üzere ağır güvenlik prosedürlerine katlanmış ve gizliliği en üst düzeyde tutmak için çeşitli yerlerden geçermiş.

 

Kişisel yaşam

2007 yılında, ilk eşinin annesinin ısrarı üzerine Dayf, Syam ile çocuk sahibi olamamaları nedeniyle ikinci kez evlendi. İkinci evlilik dört çocuğun doğumuyla sonuçlandı ancak, ilk eşi Syam da üçüzlere hamile kaldığında Dayf sevinçten havalara uçtu. Bununla birlikte, direniş faaliyetleri nedeniyle aldığı sürekli tehditler nedeniyle yeraltında kaldığı için çocuklarının hiçbirinin doğumuna tanık olamadı.

Syam, ‘’Çocuklarını sevindirmek ve sık sık yokluğunu telafi etmek için her fırsatı değerlendirirdi. Onlarla birlikte olmak için zamanı olduğunda tüm doğum günlerini aynı günde kutlamaya karar verdi” diye anlatıyor.

Güvenlik tehditleri arttığında kocasının yokluğunun 50 güne kadar uzayabildiğini kabul eden Syam, işgalcilerin yaydığı söylentilere rağmen kocasının hiçbir zaman kılık ya da görünüşünü değiştirmediğini vurguladı. İslam öğretilerine bağlı olan Dayf, oğullarını Kur'an-ı Kerim ezberlemeye teşvik etti ve Kassam Tugayları üyeleri için benzer bir projeyi denetledi.

Ezberlerini tamamlamak, kutsal metine dair anlayışlarını derinleştirmek ve öğretilerini hayatlarında uygulamak için çabalarken onları dostça bir rekabet içine girmeye motive etti.

Ümmü Halid, İslam Üniversitesi'nde biyoloji alanında lisans eğitimini tamamlamış olan Dayf'ın kendisini eğitimini ilerletmesi için teşvik ettiğini belirtti.

Dayf, Syam lise sınavlarındaki İngilizcede zorlandığında, sınavı geçmesine yardımcı olmak için bir “başarı planı” hazırlamış ve ona kapsamlı bir soru ve cevap rehberi de sağlamış.

 

Suikast girişimleri

Dayf, önemli bir parçası olduğu 7 Ekim 2023 olaylarından önce bile işgal güçleri tarafından sürekli takip ediliyordu ve birçok kez suikast girişiminden kurtuldu. Ümmü Halid, kocasının ikisi ağır yaralanmalarla sonuçlanan çok sayıda suikast girişiminden kurtulduğunu söyledi.

İlk olay Eylül 2002'de İsrail güçlerinin Gazze Şehri'ndeki el-Cela Caddesi'nde arabasını hedef alması ve sol gözünü kaybetmesiyle meydana geldi. İkinci girişim ise 2006 yılında, ikamet ettiği evin işgalciler tarafından hedef alınması sonucu sırtında ciddi yanıklar ve kırıklar oluşması ve yürüme yetisini kaybetmesiyle gerçekleşti.

Ümmü Halid kocasının yaraları için temel hemşirelik becerilerini öğrendi ve onun özel bakıcısı oldu; ilaçlarını ve iğnelerini büyük bir titizlikle uyguladı.

Trajik bir şekilde, Kassam Tugayları'nın başkomutanı, ikinci eşini ve iki çocuğunu 2014'te İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısı sırasında, yaşadıkları evin bir hava saldırısıyla vurulması sonucu kaybetti.

Aile etkinliklerine sık sık katılmayan Dayf, sadece ikinci eşinin ve iki çocuğunun değil, yıllar önce vefat eden babasının ve annesinin cenazelerini de kaçırdı.

 

Parıldayan anılar

Ümmü Halid ayrıca Dayf'ın hayatındaki önemli anları anımsatarak, işgalci güçlerin Kudüs'te ibadet eden kadınları Mescid-i Aksa'nın avlularında sürüklerken yaşadığı derin üzüntüyü hatırladı. Bu zalimliklere şahit olmak onu derinden etkilediği gibi, kalabalıkların onun liderliğine verdikleri sarsılmaz desteğin bir ifadesi olarak “Kılıcı kılıcın önüne koy, biz Muhammed Dayf'ın adamlarıyız” diye slogan attıkları anlar da onu derinden etkilemiş.

Syam, Dayf'ın ''sık sık çok ağır bir yükle karşı karşıya olduğunu hissettiğini'' hatırlıyor.

Direniş lideri için bir başka hüzünlü an da 2003 yazında el-Kassam Tugayları lideri Yasir Taha'nın şehit edilmesi olmuş ve bu olay onu gözle görülür bir şekilde sarsmış. Öte yandan Ümmü Halid, el-Kassam Tugayları'nın başkomutanını 2011'de Vefa el-Ahrar esir takası anlaşması sırasında “Bugün ölüleri dirilttik” dediği zamanki kadar neşeli görmediğini belirtiyor.

Önemli rolüne rağmen Dayf, mülükü, fasulye, bamya ve nar gibi geleneksel yemeklere düşkünlüğü ile lüksten uzak, oldukça sade bir yaşam sürdü. Ayrıca, özellikle müceddere hazırlama konusundaki mutfak becerileriyle de tanınırdı.

Liderin daha yumuşak bir yönünü ortaya çıkaran eşi, Dayf'ın iyi bir futbolcu ve Dünya Kupası'nı takip eden, Barcelona ve el-Ehli kulüplerini destekleyen ve Dedektif Conan dizisinden hoşlanan bir futbol hayranı olduğunu söyledi.

Dayf aynı şekilde daha az şanslı olanlara hizmet etmeye de kendini adamış, sık sık zamanını ve kaynaklarını ihtiyacı olanlara adamış. Syam'ın anlattığına göre, diğer birçok sorumluluğuna rağmen kanserle mücadele eden bir kadının tedavisini bizzat üstlenmiş ve yurtdışında tedavi görmesini sağlamış.

Rutin olarak maaşının büyük bir kısmını yoksulları desteklemek için ayırmış ve hatta el-Kassam Tugayları'nın yardımıyla yoksul aileler için 270 evin restorasyonunu koordine etmiş. Ancak eşinin de belirttiği gibi, kendisi de bir ev sahibi olamadan bu dünyadan ayrılmıştır.

 

Direniş yolculuğunun belgelenmesi

El-Kassam Tugayları'nın başkomutanının ailesi de derme çatma barınaklarda yaşayan binlerce diğer Gazzeli aileyle birlikte yerinden edilme ve evsizlik deneyimlerini paylaştı.

Ümmü Halid ile Ebu Halid'in son karşılaşmaları 6 Ekim 2023'te, el-Aksa Tufanı Operasyonu'nun başlamasından sadece saatler önce gerçekleşti.

Bu dokunaklı anda Dayf, rehinelere ve Mescid-i Aksa'ya karşı görevlerini yerine getirmelerinin gerekliliğini teyit etti.

Deif'in oğlu Halid, 6 Ekim'de babasıyla yaptığı son görüşmeden bahsederek şunları söylüyor:

“Onun vasiyeti Kuran'ı ezberlemem ve çalışmam, bizim ve diğer çocukların (Filistin topraklarının) kurtuluşu yolunda devam etmemizdi. Babam bize şehitliğin bir son değil, yeni bir yolculuğun başlangıcı olduğunu öğretti.”

Dayf'ın kızı Halime, babasıyla olan anılarını gözyaşları içinde anlattı:

“Fiziksel uzaklığına rağmen her an yanımızdaydı. Ben hasta olduğumda o benden önce hastaydı...Bizler onu hiç terk etmeyen ruhuyduk”

Halime, babasını ‘bir babanın cömertliği ile bir savaşçının coşkusunu birleştiren bir adam’ olarak tanımladı.

Dayf'ın kayınvalidesi (Ümmü İbrahim Asfur) damadının yasını dokunaklı sözlerle tuttu:

“Ebu Halid iyi bir adamdı... dürüst, cesur ve mert. Bedeni aramızdan ayrıldı ama ruhu en yüce cennetlerde şehitlerle birlikte ölümsüz kalacak.”

Ümmü İbrahim Asfur, onun “peygamberlerin ve salihlerin yoldaşı olması” için dua etti.

Dayf'ın en büyük arzusu Mescid-i Aksa'nın kurtuluşuna tanıklık etmek ve kutsal şehirde kendisine bir ev kurmaktı. Syam'ın anlattığına göre, Filistin halkının çektiği hapis, yaralanma, sevdiklerini kaybetme ve nihayetinde şehit olma gibi acılardan derinden etkilenmişti.

Birlikte geçirdikleri yıllar boyunca Ümmü Halid, Ebu Halid'in adanmış bir özgürlük savaşçısı olarak yolculuğunu titizlikle hatırında taşıdı; eşiyle kamuoyunun bilmediği gizli konuları tartıştı.

Syam'ın yakında çıkacak olan kitabı, Dayf'ın 30 yıllık direnişinin en ince ayrıntılarını açıklayacak ve bu etkili figürün hayatına dair yeni bakış açıları ve içgörüler sunacak.

Çeviri: YDH