• 09/01/09 - 01:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- Tutukluyken gördüğü işkence sonrasında hayatını kaybeden Muhsin Ruhulemini’nin babası Dr. Hüseyin Ruhulemini, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei’nin üniversite hocalarını kabulünde bir konuşma yaptı.




    YDH- Tutukluyken gördüğü işkence sonrasında hayatını kaybeden Muhsin Ruhulemini’nin babası Dr. Hüseyin Ruhulemini, İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei’nin üniversite hocalarını kabulünde bir konuşma yaptı.

     

    İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei’nin resmi sitesinde yer alan habere göre Pastör Enstitüsü eski Başkanı ve Tahran Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Hüseyin Ruhulemini, birçok üniversite hocasının katıldığı ve kendi alanıyla ilgili görüş ve önerilerini sunduğu kabulde bir konuşma yaptı.

     

    Konuşmasını iki bölüm halinde yapan Dr. Hüseyin Ruhulemini, Maide Suresi’ndeki “Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin. Adaletli olun; bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) tır. Allah'a isyandan sakının. Allah yaptıklarınızı hakkıyla bilmektedir” cümlelerinin yer aldığı 8. ayetle başladığı konuşmasının ilk bölümünde büyük bilimsel ve teknolojik projeler üretilmesinin gerekliliğini vurguladı.

     

    Konuşmasında birçok sorumluluğun elde bulundurulup az iş yapılmasından şikayette bulunan Dr. Ruhulemini, 20 yıl önce İnkılap Rehberi’yle bir kişiye birden fazla iş verilmemesi gerektiğiyle ilgili yaşadığı bir hatırayı anlattı.

     

    Konuşmasının ikinci bölümünü toplumsal bir sermaye olarak nitelediği genç nesille ilişkilere ayıran Dr. Ruhulemini, halkın nizama olan güveninin yok olmaması ve ulusal bir sermaye olan gençlerin kaybedilmemesi için herkesin yaptıklarına ve konuşmalarına dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

     

    Yetkililerde özür dileme ve istifa etme kültürünün olmamasından yakınan ve bu durumun halkın güveninin yıpranmasına sebep olduğunu belirten Dr. Ruhulemini, son yaşanan olayların en büyük mazlumunun nizam olduğunu ifade ederek “Bazıları, kendilerinin nizamı koruduklarını sanıyorlar. Biz kendi hakkımızdan geçiyoruz. Kaybettiğimiz aziz evladımızın Muhsin’imizin kanının hesabının sorulması nizamın sorumluluğundadır. O toplumdaki gençlerden biriydi, nizam ise onun kanının istenmesinden daha önceliklidir. “Kısasta sizin için hayat vardır” ayeti, öldürülen kişinin geri getirileceğini söylemiyor. Bu, toplum için bir hayattır ve hayatın garantisidir. İnşaallah cevap vericilik, sorumluluğun kabul edilmesi ve özür dileme çeşitli düzeydeki yetkililer için tanımlanmış olur. Biz de böylece Şehit Mutahhari’nin devrimin ilk yıllarında söylediği “bugün kafirler sizin dininiz konusunda umutsuzluğa düştü” noktasına ulaşırız ve inşallah düşmanlar havanda su dövdüklerini anlarlar.

     

    Biz tüm musibetlerde, sıkıntılarda, iyiliklerde ve kötülüklerde büyük bir aileyiz. Bu aileyi biz idare ediyoruz başkasının müdahalesine ihtiyacımız yok. Ancak bu kendi görev ve yükümlülüklerimizi ortadan kaldırmıyor. Bizim için dua ediniz de inşallah Allah’ın emininin ziyaretçilerinden olalım "صابرة‌ علی نزول بلائك؛ شاكرة لفواضل نعمائك".  İnşaallah bu ahiretimiz için bir azık olsun ve başımıza gelen bu belaya sabredelim.

     

    Muhsin’imizin aziz validelerinin söylediği gibi bizim Muhsin’imizin kanı diğerlerininkinden daha kırmızı değildir. Bizim Muhsin’imiz gitti, halkın Muhsinlerini alıp koruyun.”

     

    Konuşmasının sonunda İslam İnkılabı Rehberi’ne olaylardan haberdar olur olmaz Kehrizek tutukevinin kapatılması emrini verdiği ve bu olayların sorumlularının cezalandırılacağını garanti ettiği için teşekkür eden Dr. Ruhulemini, “Bu tür durumlara daha az düşmemiz, bu tür kayıplar vermememiz ve nizamı daha fazla mazlum duruma düşürmememiz için tutumlar ıslah edilsin. Akıbetimizin hayrı için bize ve bu gençlere dua ediniz” diye talepte bulundu.

     

    Dr. Ruhulemini’nin konuşmasını tamamlamasından sonra İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamenei, Dr. Ruhulemini’ye bazı şeyler söylemek istediğini belirtti ve şunları ifade etti.

     

    “Sayın Ruhulemini, öncelikle طيب‌الله أنفاسكم (Allah nefislerinizi pak kılsın). Çok güzel konuştunuz. İkinci olarak Sayın Ruhulemini’nin cevap vericiliğin gerekliliği konusunda söyledikleri tamamen doğrudur. Biz de bunu tasdik ediyoruz. Bu öteden beri benim inancımdır. Yıllar boyunca yasadışı bir iş yapan biriyle ilgili olarak şöyle bir görüş söz konusu edilir: Bu şahsın yaptığı falan hizmetlerden dolayı bu yasadışı davranışı görmezden gelelim. Bu konuyla ilgili bir diğer görüş de yapılan yasadışı işin kendi ağırlığınca ve ölçüsünce hesap edilmesini söyler. Yani yapılan yanlışın sonuçlarını ona yükleyelim; ama yeri geldiğinde hizmetlerini de takdir edelim. Ben öteden beri bu ikinci görüşe inandım ve hala da bu görüşteyim.

     

    Bu aziz kardeşim ve muhterem ailesi, aynı zamanda bu meselede zarar gören kim olursa olsun herkes şunu bilmelidir ki nizama yönelik açıkça taarruzda bulunanlara nasıl müsamaha etmiyorsak bu konuda da nizamın kararında müsamaha olmayacaktır. Haktan ve yasadan yana durulması gerektiğine inanıyoruz. Eğer nizama ait bir kurum yasadışı bir iş yapmışsa, yanlış bir iş yapmışsa, Allah korusun bir cinayet işlemişse bu konuda da inancım budur. Biz yasların tutumunu ve hakkın tutumunu takınmalı bunların yanında durmalıyız. Allah’ın yardımıyla istediklerimizi yapabiliriz yetkililer bu konuda çalışıyorlar ve inşallah bu olacak.”