• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Admin
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın “İran’da tek bir parti vardır” şeklindeki açıklamasına tepki gösterdi.




    YDH- İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın “İran’da tek bir parti vardır” şeklindeki açıklamasına tepki gösterdi.

     

    İran parlamentosundaki reformcu milletvekillerine ait parlemannews internet sitesinde yer alan habere göre bir grup gazeteci ve reformcu sivil toplum örgütlerinin mensuplarıyla görüşen İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, “Yeşil Hareket”in şiddet karşıtı bir hareket olduğunu belirterek “Biz, nizam ve yasalar çerçevesinde iş yapmak istiyoruz; ama bazıları buna izin vermiyor. Bize göre nizamın çerçevesinin dışında olanlar asıl onlardır” dedi.

     

    Hz Muhammed’in Allah tarafından peygamberlikle görevlendirilmesinin yıldönümü münasebetiyle İran’da “Biset Bayramı” olarak kutlanan günlerin idrak edildiğine değinen Hatemi, “Dinin, ülkemizde son derece önemli bir konumu bulunmaktadır. İran’daki tüm sivil toplum hareketleri, emperyalizmle ve istibdatla mücadelede kilit bir rol oynamıştır ve İran İslam Devrimi, bisetin muhtevasına yakınlık arz etmektedir” dedi.

     

    “Bizim kültürümüzün ruhu, İslam ve Şiiliktir. Elbette bu Müslüman olmayan İranlının veya Şii olmayan İranlının rolünün olmadığı veya itibarsız olduğu anlamına gelmemektedir. Tüm İran halkı ve zengin İran kültürü, saygıdeğerdir ve özel bir yere sahiptir. Hatta Sünni İranlılar ve gayri Müslim İranlılar da Ehlibeyte özel bir ilgi duymaktadır. Ehlibeytin İslam okuması, insani ve adalet eksenli bir okumadır” diyen Hatemi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak şuna da dikkat etmek gerekir ki din, iki ucu keskin kılıç gibidir. Halkın haklarının elde edilmesi, adaletin sağlanması ve halkın hayrı için olduğu sürece olumludur. Ancak din yanlışları eksikleri yetersizlikleri izah etmek için kullanılmaya başlanırsa olumsuz ve tehlikeli bir şey haline gelir.”

     

    İran’ın eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Peygamberin sahabelerine ve ailesine “ben size dünya ve ahiret hayrını getirdim” şeklindeki hadisini hatırlatarak “Ahiret hayrı, Allah’ın söyledikleriyle amel etmek ve dini emirleri yerine getirmekle hasıl olur. Peki dünya hayrı nededir? Toplumun hayrı zulümde midir? Toplumun hayrı açlıkta mıdır? Toplumun hayrı ayrımcılıkta mıdır? İnsanlar güvende olmaz ve güvenlik sadece bir kısım egemenler için söz konusu olursa bu kesinlikle şerdir” ifadelerine yer verdiği konuşmasını şöyle sürdürdü.

     

    “İnsanların insani şahsiyetlerini ortaya çıkarma imkanı bulamadığı toplumlarda hayır söz konusu olmaz. Dünya çapında siyasi, ekonomik ve kültürel olarak geri kalan toplumlarda hayır olmaz. Bu tür toplumlarda Peygamberin öngördüğü hayırlar mevcut değildir. Peygamberin öngördüğü toplumda insanlar güven içerisindedir, insanlar kendi yazgılarını kendileri belirler. Başları diktir ve diğerlerine birer modeldir. O toplumda adalet hakimdir. Elbette buradaki adalet, Marksistlerin söylediği tek kullanımlı imkanların halk arasında dağıtılmasından ibaret olan yüzeysel adalet değildir. Tüm boyutları kapsayan, İslami adalettir.”

     

    Konuşmasında somut iç siyasi gelişmelere de değinen reformcu hareketin son bir yılını değerlendiren Hatemi, “Reformcu hareket, bu süre zarfında yasalar çerçevesinde ve İslami ölçüler içerisinde değişim talep ettiler ve sapmaların önlenmesini istediler. Maalesef kendini hakkın ve batılın ölçüsü olarak görenler var. Bu yüzden de onlara karşı çıkanlar, fitneciye dönüşüyorlar. Biz ise yasaların, devrimin değerlerinin, halkın ve ülkenin maslahatlarının ölçü olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.

     

    Geçen yıl yapılan tartışmalı cumhurbaşkanlığından sonra reformculara yöneltilen ülkede kadife devrim yapmakla suçlamalarına da değinen Hatemi,  “Biz daha başından beri ortada bir suç olmadığına inanıyorduk. Aradan geçen bir yıl sonunda tüm iddialara rağmen artık isnat edilen suçlamaların ve uygulanan baskıların yersiz olduğunun anlaşılması gerekir. Şu an birçok siyasi aktivist, üniversite hocası ve şahsiyetler cezaevinde bulunmaktadır. Bütün bunlar yapılan yanlışların bedelidir. Bizim devrimimizin tüm kimliği silah zorunda veya dış destekte değil, halk meşruiyetinde idi. Büyük alim İmam Humeyni’nin fedakarlığı, tüm halkın onun ekseninde toplanmasına sebep olmuştu. İmam, eline silah alanların devimi ele geçirmesine izin vermemişti. İmam, şiddetten uzak durdu, onun deyimiyle bu devrim kanın kılıca galip gelmesidir veya halkın tabiriyle gülün mermiye galip gelmesidir” dedi.

     

    İran’ın eski cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi konuşmasını şöyle sürdürdü: “Maalesef öyle bir noktaya geldik ki meclis bile yasa dışılığı önleyemiyor, hükümeti eleştiremiyor. Meclis bir karar aldığı zaman da taklit mercilerinin evlerine yapılan saldırılarda olduğu gibi baskı ve yaygaralarla meclise geri adım attırılıyor. Yönetimin başı olması gereken meclisin saldırıya uğraması bir faciadır.”

     

    İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın “ülkede tek bir parti vardır, o da velayettir” şeklindeki sözlerini de eleştiren Hatemi, “Son olarak tek bir parti vardır, tüm partiler ve kuruluşlar batıldır şeklindeki söz gerçekten çok tuhaf bir sözdür. Şah da kendi döneminde bizim tek bir partimiz var, ona üye olmayan ülkeyi terk etsin diyordu. Şu an ülkenin sermayesi olan birçok vatandaşımız, üniversite hocası, üniversite öğrencisi, uzman ve gazeteci ülkeyi terk etmektedir. Bu facianın önüne neden geçilemiyor?” dedi.