• 01/01/70 - 02:00
  • Yazar: Asaf Gefen / Yediot Ahronot
  • Bu sayfayı yazdır img
    YDH

    YDH- İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot gazetesi yazarı Asaf Gefen, Mısır’da yönetimin askeri konseye bırakılmasıyla sonuçlanan devrimi ve bunun İsrail’e ve bölgeye yönelik yansımalarını alaycı bir dille değerlendiriyor.




    YDH- İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot gazetesi yazarı Asaf Gefen, Mısır’da yönetimin askeri konseye bırakılmasıyla sonuçlanan devrimi ve bunun İsrail’e ve bölgeye yönelik yansımalarını alaycı bir dille değerlendiriyor.

     

    Demokrasiyi boş verin; İsraillilerin gerçekte istediği, generaller tarafından yönetilen bir Ortadoğu.

            

    Mısır halkının şimdilik askeri yönetimle idare edeceği ortaya çıktıktan sonra İsrail’de çekilen rahat bir oh, Kahire’deki Tahrir Meydanı’na kadar yol boyunca duyulabiliyordu. Şu an için, demokratik tehdit gündemden kaldırılmıştı.

     

    Bölgedeki diğer devletlerin daha sonra kendilerini, Ortadoğu’daki istikrar için açık bir tehdit oluşturan serbest seçim silahıyla donatmaya girişecekleri korkusuna rağmen, şimdilik hepimiz rahat bir nefes alabilirdik.

     

    İsrailliler için yeni uluslar arası starın Mısırlı General Tantavi olduğunu öğrenmek şaşırtmamıştı. Sahiden de, bizimki gibi, generaller tarafından yönetilen bir ülkede, inancımızı yaşlı bir generale bağlamamızdan daha doğal ne var ki?  Ne de olsa, bu adamın üstündeki madalya ve süslerin sayısı bütün yirminci yüzyıl boyunca tüm dünyada yapılan savaşların sayısından daha fazla.

     

    Mısır’da askeri yönetim, İsrail’in güven duygusuna katkı sağlıyor ve diğer tarafta konuşabileceğimiz birisi olduğu duygusunu artırıyor. Ne de olsa, ordu tarafından yönetilen bir rejimle barış yapmaktan daha mantıklı ne var ki?

     

    Tantavi’lye Barakavi [Ehud Barak]

    Ayrıca, generallerin yönetimi, bizimle güneydeki komşumuzun ortak çıkarlarımız olduğunu açıklığa kavuşturarak, ilişkimizi yeni bir döneme taşımamızı sağlayacak. Burada General Tantavi, şurada da General Barakavi’yle, sınırımız gökyüzü; artık soğuk, can sıkıcı bir barış değil, ortak korku ve güvensizliğe dayanan eşit bağlar var.

     

    Ayrıca, bütün bu güzel muhabbetin arasında, bizim Ortadoğu’da gerçekten dilediğimiz şeyin –aramızda kalsın, bizim bölgesel iklimimize olsa olsa üç parça bir takım elbisenin buraya yakıştığı kadar uygun olan- demokrasileşme değil, daha ziyade “generalleşme” olduğunu kabul etme zamanı geldi. 

     

    Burası, her millete, kendi askeri rejimi altında hayatını idame ettirme hakkının tanındığı bir bölge olacak.

     

     

    Demokrasiyle diktatörlük arasında vatandaşların, üniformaların neyin doğru olduğuna karar vermesine izin vermeyi özgürce seçtiği bir ara rejim olacak.

     

    Böyle, general yönetimli bir Ortadoğu, bizim yeni bir yola koyulmamızı ve komşularımızla ortak emeller, karşılıklı anlayış, zaman zaman da, iyi bir savaş üzerine temellenmiş ilişkiler sürdürmemizi sağlayacak.

     

     

    Çeviren: İkbal Zeynep Dursunoğlu