YDH- İsrail için Hıristiyan Birliği’nin Kurucusu ve Başkanı Papaz John C. Hagee, Yahudi yayın organı Forward’da kaleme aldığı aşağıdaki yazısında Siyonist Hıristiyanların İsrail’e niçin destek verdiğini açıklıyor.
YDH- İsrail için Hıristiyan Birliği’nin Kurucusu ve Başkanı Papaz John C. Hagee, Yahudi yayın organı Forward’da kaleme aldığı aşağıdaki yazısında Siyonist Hıristiyanların İsrail’e niçin destek verdiğini açıklıyor.
Mayıs’ın 23’ünde, Amerika’nın tüm elli eyaletindeki 1.500 den fazla kilisede ve ayrıca 50’nin üstünde yabancı ülkede papazlar, keşişler ve bakanlar pazar ibadetlerini, İsrail’e Hıristiyan desteğinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya adayacaklar.
O gün, yani ikinci İsrail için Hıristiyan Birliği Pazar’ında, kilise liderleri cemaatlerine Yaratılış 12:3’te geçen Allah’ın İsrail’i kutsayanları kutsayacağı sözünden ve Allah’ın, İbrahim ve Yahudi toplumuyla kalıcı sözleşmesinden bahsedecekler.
İbadet edenlere Yahudilerin acıklı tarihinden bahsedilecek. Hıristiyan liderleri bizim Yahudi soykırımındaki, diğer toplu Yahudi öldürmelerindeki ve Haçlı Seferlerindeki suçluluğumuzdan ve sessizliğimizden bahsedecekler.
Dünyanın dört bir yanındaki kiliselerde verilecek mesaj açık ve net olarak Hıristiyanların bir daha asla Yahudi toplumuna yönelik tehditlere karşı sessiz kalmayacağı olacak.
Bu kiliselere giden Hıristiyanlar ayrıca günümüzdeki İsrail devletinin mucizevî yükselişi ve karşı karşıya olduğu olası tehditler hakkında da bilgilenecekler. Pek çokları İran’ın nükleer programının tehlikelerini, Filistin terörünü ve uluslar arası toplumun İsrail’in meşruiyeti aleyhindeki fikir birliğini daha iyi kavramış olarak oradan ayrılacak.
Birçok Yahudi’nin de bildiği gibi, bizim Yahudilere desteğimiz Allah’ın İbranice İncil’de vermiş olduğu sözlerle başlar; fakat orada sona ermez.
Hıristiyan Siyonistler bizim Yahudi toplumuna büyük bir minnet borcumuz olduğuna inanırlar. Benim de Hıristiyan okuyucularıma sürekli olarak vurguladığım gibi; eğer Hıristiyanlığa Yahudilerin katkısını atarsak, ortada bir Hıristiyanlık kalmaz.
Piskoposlardan peygamberlere, İsa ve ailesinden İncili yazıya döken şahsiyetlere kadar, dinimizin temel taşlarını Yahudi toplumuna borçluyuz.
Hıristiyan Siyonistler ayrıca Amerikan’ın militan İslam’a olan nefretinin sebebinin İsrail olmadığını düşünürler; fakat onu militan İslam’a karşı mücadelede bir müttefik olarak görürler. 11 Eylül saldırıları ve onu takip eden olaylara kadar, İsrail bu tehditle karşılaştığında tek başınaydı. Ve bugüne kadar bu çatışmanın en hararetli bölgesi İsrail olmuştur.
Fakat Hıristiyan Siyonistler İsrail’in militan İslam’ın en birincil hedefi olduğunu savunurlar ve Amerikan ve İsrail askerleri aynı savaş bölgesinde savaşmıyorlar olsalar bile, aynı değerleri korumak için savaştıkları düşüncesine sahiptirler.
Hıristiyanlıktaki Yahudi düşmanlığının tarihine bakarsak, bence Yahudi halkının İsrail için Hıristiyan desteğine şüpheli yaklaşımı hiç de şaşırtıcı değil. Bazıları bizim bu çabalarımızı Yahudileri Hıristiyanlaştırma arzusu olarak görüyorlar.
Bir başkası, bizim Siyonizmi İsa’nın yeniden dirilmesini çabuklaştırmak için kullandığımızı iddia ediyor. Fakat bu iki itham da tamamen yanlış. Bizim Yahudi dostlarımızdan tek isteğimiz bizi böyle mitlere dayanarak yargılamadan önce bizi biraz anlamaya çalışmaları.
Tüm inananlar gibi, biz Hıristiyanlar da kendi dinimizin hakikati söylediğine inanırız. Fakat biz ayrıca inanç özgürlüğüne de inanırız ve Yahudi inancına da büyük saygı duyarız. İsrail için Hıristiyan Birliği (İİHB)’nin en önemli ilkesi bu olayları asla dinimizin bir propagandasına dönüştürmemektir.
İİHB sadece Yahudi toplumunu desteklemek ve onurlandırmak için vardır, onları dinlerinden döndürmek için değil.
Diğer ithama gelecek olursak, Hıristiyan Siyonistlerin ve Protestanların büyük çoğunluğu İsa’nın yeniden dirilmesini çabuklaştırmak için yapacağımız hiçbir şey olmadığına inanmaktadırlar. Bizim teolojimizde gayet açıktır ki biz insanlar Tanrı’nın olaylar için uygun gördüğü zamana etki edecek hiçbir güce sahip değiliz.
Tamam, birçok Yahudi gibi biz de İsrail devletinin ortaya çıkmasının İncil’de yer alan bir kehanetin gerçekleşmesi olarak görüyoruz. Ve Yahudi dostlarımızın yaptığı gibi bizler de İsa’nın tekrar dirilmesi yolunda Allah’ın bir sonraki planının ne olabileceğini anlamak için Kutsal Kitabımıza bakıyoruz. Fakat bu planları değiştirmeye gücümüz olmadığı için, İsrail’e bir omuz verme isteğimiz başka sebeplerden geliyor. Bu sebepleri de yukarıda belirttik.
Hıristiyan Siyonistler hakkında bazı kişiler tarafından dile getirilen diğer bir nokta da, onların Hıristiyanların ağırlığını kullanarak Arap- İsrail çatışmasının iki devletli bir çözüme ulaşmasının önüne geçmeye çalışacakları yönünde.
Bu tarz bir iddia bizim tarihimiz hakkında bilgisizliğe işaret ediyor. İsrail’in tüm diğer destekleyicileri gibi, bazı Hıristiyan Siyonistler de ‘barış için toprak verme’nin son birkaç kez denendiğinde yarattığı sorunlar karşısında bu tarz bir çözüme karşı son derece şüpheli yaklaşmaktalar.
Bununla birlikte dört yıl önce İİHB’ni kurduğumuzda asla birliğin Kudüs’ün iç ve dış işleri hakkında tavsiye vermemeye karar verdik. Biz şimdiye dek asla İsrail’in barışa dair çabalarına karşı olmadık, olmayacağız da.
Bizim barış sürecine dâhilliğimiz İsrail’in hiçbir uluslar arası müdahale ve baskı altında kalmadan karar verebilme hakkını savunmakla sınırlı kalmaya devam edecektir, buna ABD baskısı da dâhil.
Geçmişi değiştiremesek de, ondan bir şeyler öğrenmeye çalışabiliriz. Yahudi soykırımı zamanında Yahudi aileleri korumak için hayatlarını tehlikeye atan Hıristiyanlar da vardı. Hıristiyan Siyonistler Yahudi olmayan bu adil kişilerin geleneğinin günümüzde çok önemli bir yeri olduğuna inanıyorlar.
Kahraman olanlar biz değiliz, onlardır. Biz onların yaptığı gibi hayatımızı riske atmak durumunda değiliz. Fakat onların yolundan giderek, bizler de Hitler’in ideolojik hısımları olan Tahran ve diğerlerinin yaratacağı ikinci Yahudi soykırımı karşısında, Yahudi toplumuyla omuz omuza verebiliriz.
İsrail için Hıristiyan desteği İncil’le başladı ve Yahudi-Hıristiyan kültürünün demokratik değerlere ortak katkısının ürünü olan bir tarih anlayışı ile güçlenip süreklilik kazandı. Hıristiyan bir dünya algısını şekillendiren her şey bu sonuca varır. Hıristiyanlar İsrail’i savunuyor çünkü doğru olan da budur.
Çeviren: Gözde Nur Donat
http://www.forward.com/articles/127965/