Suudiler ile Erdoğan’dan İran’a Yemen hediyesi

Suudilerin 'Kararlılık Fırtınası', daha önce Yemen’deki hiçbir meselede adı olmayan İran’a 4 maddelik çözüm planı ile müdahil olma fırsatı verdi.

Amerika’nın Irak işgalinin İran lehine yarattığı şartların bir benzeri, Suudi Arabistan’ın ‘Kararlılık Fırtınası’ ile yine İran lehine bu kez Yemen’de oluşuyor.

Amerika’yı 2003’te Saddam rejimini devirerek Irak’ı İran’a ‘altın tepside’ sunmakla suçlayan Suudi Arabistan, 26 Mart’ta başlattığı ‘Kararlılık Fırtınası’ ile Yemen iç politikasında hiçbir etkisi olmayan İran’ı etkili aktörlerden biri haline getiriyor.

Ali Abdullah Salih döneminde Yemen üzerinde ciddi bir nüfuzu olan Suudi Arabistan, 2011’deki ‘Arap Baharı’ sürecinde Körfez İşbirliği Örgütü aracılığı ile Yemen’de tek belirleyici ülke haline gelmişti.

1978’den beri cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan Ali Abdullah Salih’i 2011’de çekilmeye Suudi Arabistan ikna etti.

Mansur Hadi’nin cumhurbaşkanı olması Suudi Arabistan’ın fikriydi.

2011 şubatından beri Yemen’deki tüm siyasi süreçler ‘Körfez Girişimi’ adı verilen bir plan doğrultusunda Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez İşbirliği Örgütü tarafından yönetildi.

Buna karşın İran’ın ne Ali Abdullah Salih döneminde ne de 2011 sürecinde Yemen üzerinde hiçbir etkisi bulunmuyordu.

Şimdilerde Mansur Hadi’ye karşı Husilerle işbirliği yapan Ali Abdullah Salih, cumhurbaşkanı olduğu dönemde Husileri ‘Yemen’de Zeydi İmamlar yönetimini kurmaya çalışmakla’ İran’ı ise Husileri desteklemekle suçluyordu.

Mansur Hadi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde de Körfez Girişimi ile başlayan siyasi süreçlerde de İran-Yemen ilişkileri, karşılıklı uçak seferleri başlatılabilecek ölçüde bile değişmedi.

2011’den beri cumhurbaşkanlığına kimin seçileceğine, kabinenin kimlerden oluşacağına, ulusal diyalog konferanslarına kimlerin katılacağına, anayasa taslağına hangi maddelerin gireceğine İran değil, Suudi Arabistan liderliğindeki Körfez İşbirliği Örgütü karar verdi.

Husiler nasıl güçlendi?

Yemen’de ‘İran’ın vekilleri’ olmakla suçlanan Husiler, İran’ın desteği ile değil; Körfez İşbirliği Örgütü’nün gözetimindeki siyasal süreçlerde izledikleri politikalar sebebiyle güçlendi.

Örneğin Suudilerin desteklediği Mansur Hadi, ülkenin 6 idari bölgeye ayrılmasını anayasa taslağına yerleştirmeye çalışırken, Husiler çıkar çelişkilerine dayalı bu bölgelere ayırma planını dış dayatma olarak niteledi ve ülkenin bütünlüğünün korunması adına buna karşı çıktı. Kabinede kendi payına düşen bakanlıklardan Ayrılıkçı Güney Yemen Hareketi lehine fedakarlık yaptı.

2014 yılının ağustos ayında sübvansiyonların kaldırılmasını ve akaryakıt fiyatlarındaki artışı protesto ederek halkın temel sorunlarının sözcüsü oldu. Ensarullah Hareketi, gösterilerdeki kitle desteğini ve 21 Eylül’deki başkent Sana kontrolünü İran’dan aldığı silahlarla değil bu sözcülük rolüyle elde etti.

Husiler diğer ‘Arap Baharı devrimcileri’ gibi iktidar odaklı bir strateji izlemedi, o yüzden de kimsenin güdümüne girmedi.

Örneğin Mısır ve Tunus’taki Arap Baharı devrimcileri kendi gruplarının iktidarı için eski rejimin adli ve askeri bürokrasisi ile Libya ve Suriye’deki ‘devrimciler’ ise yabancılarla işbirliği yaparken; Husiler eski rejimin yeni aktörlerle sürdürülmesine karşı çıktı. Tüm siyasi grupların iktidara eşit ve adil katılımında ve sistemin kökten değişmesinde ısrarcı oldu.

Özetle 2002’den 2009’a kadar sadece kuzeydeki Sada kentinde etkili olabilen Husiler, 2011’den sonra Yemen’in tamamında belirleyici olma gücünü İran’ın desteği sayesinde değil, Suudi Arabistan’ın bu ülkedeki siyasi süreçleri yönetmedeki başarısızlığı sayesinde elde etti.

Suudilerin üç tarafı birleştiren ‘harika’ buluşu

Suudi Arabistan’ın Yemen’de siyasi düzeydeki başarısızlığı, Husileri güçlendirirken; siyasi başarısızlığını telafi etmek için başvurduğu ‘Kararlılık Fırtınası’ adlı askeri aracın gerekçesi ise İran’ı Yemen’de etkili bir aktör haline getirdi.

Suudilerin Yemen saldırısı konusunda üç tarafın desteği büyük önem taşıyordu: Batı, Batı’nın müttefiki olan bölge devletleri ve İslam dünyasının çoğunluğunu oluşturan Sünni halklar.

Riyad’ın Yemen saldırısı konusunda ‘İran işgaline son verme’ gerekçesi, Suudilere bu üç tarafın desteğini kazandırabilecek harika bir buluş olarak gözüküyordu.

İran faktörü Yemen içinde mezhebi hassasiyetleri, bölge ülkelerinde nüfuz mücadelelerini Batı’da ise güvenlik ve istikrar kaygılarını tahrik etme potansiyeline sahipti.

Nitekim Yemen’deki Sünni camilerden ‘cihat çağrıları[1] yapılması, bölge basınında ‘yeni emperyal güç’ olarak İran’ın bölgeyi işgalinden söz edilmesi[2], Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yemen konusunda İran’ı suçlayıp Suudi saldırısına tam destek vermesi[3] ve nihayet ABD’nin Yemen’le ilgili olarak İran’ı uyarması,[4] Suudilerin bu harika buluşunun eseriydi.

Batı ülkelerinin destek verdiği ve 10 ülkenin de katıldığı söylenen ‘Kararlılık Fırtınası’nda aslında Körfez ülkelerinden başka kimse yoktu; zira Yemen saldırılarına Suudi Arabistan 100, Birleşik Arap Emirlikleri 30, Bahreyn 15, Kuveyt 10 ve Katar da 6 uçakla katılmıştı.[5]

Dolayısıyla Suudi koalisyonu, 2003’te BM Güvenlik Konseyi’nden karar çıkaramayan ABD’nin yaklaşık 40 ülkeden oluşan Irak’ı işgal koalisyonuna benziyordu.   

Suudilerin İran’a Yemen hediyesi

ABD’yi 2003’teki işgalle Irak’ı İran’a hediye etmekle suçlayan Suudilerin daha önce Yemen’de hiçbir etkisi olmayan İran’ı bu ülkede belirleyici hale getirmeye başladığını ortaya koyan ilk gelişme Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyaretinde yaşandı.

26 Mart’ta Yemen konusunda adeta bir Suudi yetkili gibi İran’ı suçlayan Erdoğan, 7 Nisan’da Tahran’da İran’ın önerdiği 4 maddelik çözüm planına katıldı.[6]

Erdoğan’ın İran safına geçmesi, Suudilerin kara harekatı için asker talep ettiği Pakistan için bir mazeret oluşturdu.

Pakistan’ın İran ve Türkiye’den yana davranmasıyla havadan sonuç alamayan ve kara harekatından da umudunu kesen Suudiler, 21 Nisan’da tüm hedeflerine ulaştıklarını belirterek ‘Kararlılık Fırtınası’ operasyonuna son verdiklerini açıkladı.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan’ın Suudilerin operasyonları bitirdiğine dair açıklamasından saatler önce, Yemen konusundaki girişimlerinden söz ederek ‘ilerleyen saatlerde’ saldırıların durdurulacağını açıklaması,[7] İran’ın artan rolünün bir başka göstergesi oldu.

Zira, Abdullahiyan’ın bu açıklamayı yapmasından sonra el-Arabiya televizyonu, Suudi Kralı Salman’ın Ulusal Muhafız Ordusu’na ‘Kararlılık Fırtınası’na katılma emri verdiğini duyurmuştu.[8]

İran dışişleri Bakan Yardımcısı Abdullahiyan’ın, Kral Salman’ın ulusal muhafızlara savaşa katılma emri vermesine rağmen Suudilerin 21 Nisan gecesinde ‘Kararlılık Fırtınası’nı bitireceğini nasıl bildiğini bilmiyoruz.

Ancak daha önce Yemen’deki hiçbir meselede adı olmayan İran’a 4 maddelik çözüm planı ile Yemen oyununa girme fırsatı veren şeyin Suudilerin ‘Kararlılık Fırtınası’ olduğu son derece açık.

İran’ın BM’ye de sunduğu 4 maddelik çözüm planı çatışmaların durdurulmasını, zarar gören bölgelere insani yardım ulaştırılmasını, tüm siyasi grupların müzakerelere başlamasını ve kapsamlı bir ulusal birlik hükümeti kurulmasını öngörüyor.

Suudi saldırıları başlamadan önce Yemen’de siyasi gruplar arası müzakereler ve ulusal birlik hükümeti konusu zaten gündemde olan ve aslında ‘Körfez Girişimi’ çerçevesinde hayata geçirilmesi imkanı bulunan hususlardı.

Suudiler, Yemen’e ‘İran işgali’ gerekçesiyle saldırarak ve Erdoğan ise 26 Mart’ta Suudilerin 7 Nisan’da ise İran’ın yanında yer alarak İran’ı Yemen konusunda plan önererek müdahil olan bir aktör haline getirdiler.

‘Kararlılık Fırtınası’nı bitirdiklerini açıklamalarına rağmen saldırılarını hala sürdüren Suudiler, Yemen’de İran’ın 4 maddelik planının değil kendi planlarının uygulanacağı mesajını veriyor olabilir.

Ancak bu, Suudilerin Yemen’e askeri müdahale ile hiçbir sonuç alamadığı ve adı Suudi çözüm planı da konsa bu planının 4 maddeyi aşmayacağı gerçeğini değiştirmiyor.

 


[1] T24, 8 Nisan 2015. Husiler Aden'deki ilerleyişlerine devam ediyor http://t24.com.tr/haber/husiler-adendeki-ilerleyislerine-devam-ediyor,293009

[2] İbrahim Karagül, Yeni Şafak. 27 Mart 2015. http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/ibrahimkaragul/iranin-isgal-haritasi-bolgesel-savas-baslatti-2009759

[3] Habertürk 26 Mart 2015. Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yemen operasyonunu destekliyoruz http://www.haberturk.com/dunya/haber/1058249-cumhurbaskani-erdogan-yemen-operasyonunu-destekliyoruz

[4] AA. 9 Nisan 2015. Kerry'den İran'a 'Yemen' uyarısı http://www.aa.com.tr/tr/dunya/490941--kerryden-irana-yemen-uyarisi

[5] YDH. 21 Nisan 2015. Suudilerin Yemen’de ulaştığı hedefler http://www.ydh.com.tr/HD13819_suudilerin-yemende-ulastigi-hedefler.html

[6] Hürriyet. 7 Nisan 2015. İran ve Türkiye, Yemen'de çözüm için ortak hareket kararı aldı http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28672180.asp

[7] YDH. 21 Nisan 2015. “Suudi saldırıları yarına kadar duracak” http://www.ydh.com.tr/HD13817_suudi-saldirilari-yarina-kadar-duracak.html

[8] El Arabiya. 21 Nisan 2015. #الملك_سلمان يأمر بمشاركة الحرس الوطني في #عاصفة_الحزم http://www.alarabiya.net/ar/saudi-today/2015/04/21/% %85.html ; YDH. 21 Nisan 2015. Suudi ulusal muhafızlarına savaşa katılma emri http://www.ydh.com.tr/HD13816_suudi-ulusal-muhafizlarina-savasa-katilma-emri.html



Makaleler

Güncel