Sykes-Picot’dan, Kerry-Lavrov'a

Yüzüncü yıldönümünde sona erdiği düşünülen Sykes-Picot düzeninin yerine sürdürülebilir bir düzen, sadece ABD ile Rusya’nın anlaşmasına bağlı gözüküyor.

Irak ve Suriye’nin bütünlüğü konusunda ortaya çıkan fiili durumlar, yüzüncü yıldönümünde Sykes-Picot düzeninin artık geçerliliğini kaybettiğini gösteren gelişmeler olarak yorumlanıyor.

Irak ve Suriye’nin bütünlüğü konusunda ortaya çıkan ‘fiili durumdan’ Irak’ta, federal yapı yerine bölünme; Suriye’de ise federasyon kastediliyor.

Hukuksal açıdan bir federal bölge olan Kürdistan Bölgesi, bağımsızlığı; henüz hukuksal niteliği bile bulunmayan Suriye kuzeyindeki ‘kanton yönetimleri’ ise federasyonu bir ‘çözüm modeli’ olarak ortaya koyuyor.

Öte yandan Irak’taki Kürdistan Bölgesi’nin 2014 haziranından sonra fiili bir bağımsızlığa, Suriye’nin kuzeyindeki ‘kantonların’ 2016 martından sonra fiili bir federasyona dönüştüğü hiç kimse tarafından inkar edilemiyor.

Sykes-Picot düzeni ölse de ruhu yaşıyor

Irak’ın ve Suriye’nin Sykes-Picot ile belirlenen birleşik yapılarının korunması gerektiğini savunanlar da buna karşı çıkanlar da “bölgenin, yerel güçlerin iradesine rağmen bölge dışı güçlerin çıkarları doğrultusunda düzenlenmiş olmasını” Sykes-Picot’ya dair ortak bir kanaat olarak dile getiriyor.

Irak ve Suriye’nin bölünmesine karşı çıkanlar, Sykes-Picot’nun geçerliliğini kaybettiğini, “Tarih, coğrafi sınırlara isyan ediyordu ve biz bu parantezi mevcut sınırlara saygı göstererek kapatacağız”[1] diyerek; bölünmeden yana olanlar ise Irak’ta fiili bağımsızlık, Suriye’de ise fiili federasyon yaratarak dile getirdi.

Bu durumda eğer Irak ve Suriye’deki mevcut fiili durumlar, hukuksal bir nitelik kazanırsa, yeni gerçeklik ile Sykes-Picot düzeninin bitmesinden değil, yeni yerel aktörler aracılığıyla niteliksel olarak güncellenmesinden söz edilebilir.

Değişen yerel müttefikler değişmeyen nitelik

“Bölgenin, yerel güçlerin iradesine rağmen bölge dışı güçlerin çıkarları doğrultusunda düzenlenmesi” diye tanımlanan Sykes-Picot’nun 100 yıl önce yerel aktörlerden Osmanlı devleti ile Kürtleri dışladığı doğruydu.

Ancak Sykes-Picot, 100 yıl önce de yerel güçlerin tamamını dışlamış değildi. Aksine Şerif Hüseyin liderliğindeki Sünni Arap güçleriyle müttefik olmuş ve Irak, Suriye ve Ürdün bu yerel güçlerin çıkarlarını da gözetecek şekilde oluşturulmuştu.

Dolayısıyla eğer şimdi Iraklı Kürtler hukuksal anlamda bağımsızlığa, Suriyeli Kürtler de federasyona kavuşursa bölgede ‘yerel güçlerin iradesi’ ile ve ‘bölge dışı güçlerin çıkarları doğrultusunda olmayan’ bir düzenin kurulmuş olacağı son derece kuşkulu.

Irak’ta bölünmeyi, Suriye’de ise federasyonu destekleyenler ile karşı çıkanlar listesi, yukarıdaki yargıyı doğrular nitelikte.

Bölünme ve federasyona ilişkin tutumlar

Elbette Irak’ta bölünmeyi, Erbil ve İsrail’den;[2] Suriye’de ise federasyonu PYD ile Rusya’dan (biçimsel kurallara vurgu yaparak)[3] başka şimdilik açıkça ve resmi olarak destekleyen yok.

İran ve Suriye, bölgede her türlü harita değişikliğine karşı çıkan açık ve resmi bir tutuma sahip.

Ankara: ‘Düş politikası’yla Sykes-Picot’a karşı, dış politikasıyla yeni Sykes-Picot’nun mimarı

Türkiye ise bu konuda İran ve Suriye ile aynı resmi tutuma sahip olmakla birlikte Bağdat ve Şam karşıtı tutumlarıyla istemeden de olsa fiili olarak Irak’ta bölünmeye, Suriye’de ise federasyona destek oluyor.

‘Mevcut sınırlara saygı göstererek 100 yıllık parantezi kapatma’ iddiasındaki Ankara, Erbil ile Bağdat’ı dışlayarak kurduğu ilişki biçimiyle Kürdistan Bölgesi’nin bağımsızlığına, Şam karşıtı politikasıyla da Suriye’deki fiili federasyonun oluşumuna katkı sağladı.

Şam yönetiminin haftalar içerisinde devrileceğini öngören Ankara,[4] 2012’de “Suriye'de bir Kürt varlığı varmış gibi korku üretiliyor. Bayrak çekildiği iddia edilen yerler, çok az sayıda nüfusu olan yerler"[5] şeklinde bir tespite sahipti.

Aslında o dönemde bu tespit doğruydu; çünkü Şam yönetimini devirmek için vekalet savaşının başlatıldığı Temmuz 2012’de, ne PYD’nin kanton yönetimleri ne de federasyon imkanı söz konusuydu.

Suriye’de “devriminin” yan ürünleri

Gerçekten de dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ifadesiyle Suriye’de, Irak’ta olduğu gibi homojen Kürt nüfusuna sahip bir bölge değil, Türkiye sınırında nüfus olarak Kürtlerin daha yoğun olduğu üç tane ilçe söz konusuydu.

Ancak tüm başarısızlığına rağmen Ankara tarafından ısrarla desteklenen vekalet savaşı, Suriye’deki merkezi otoriteyi zayıflattı ve devlet kontrolünden çıkarılan bölgelere silahlı grupların hakim olmasını kolaylaştıran bir ortam yarattı.

Kürt nüfusunun yoğun olduğu üç ilçeyi silahlı grupların işgalinden kurtarmak için önce askeri kanadı olan YPG’yi kuran PYD, Kasım 2013’te ‘kanton’, 2014’ten sonra aldığı uluslararası destekle de Mart 2016’da federasyon ilan etti.

Davutoğlu, ise bu gelişmeler karşısında 2013’te “Suriye'de Kürt devleti kurulması mümkün değil”,[6] 2014’te“Sınırımızda IŞİD'i, PKK'yı, Esad'ı istemiyoruz”[7] dedi.

2015’te içeride ‘çözüm sürecinin’ devam ettiği dönemlerde şartlı olarak Kürt bölgesine yeşil ışık yakan[8] Türkiye, 2015 haziranından sonra Suriye’deki PYD hedeflerine askeri operasyonlar yapmaya başladı.

17 Mart 2016’da PYD’nin federasyon ilanının ardından ise Suriye’nin bölünmesine direndiğini açıkladı.[9]   

Bölgenin kaderinde bölge ülkekeri yine etkisiz eleman

Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleri ile bunların uluslararası müttefikleri tarafından manipüle edilen ‘Arap Baharı’, bölgede merkezi devlet otoritelerinin zayıflamasına ve devlet ordularının gücüne sahip silahlı grupların ortaya çıkmasına zemin hazırladı.

IŞİD’e hilafet devleti, Nusra ve müttefiklerine emirlikler, PYD’ye kantonlar kurma imkanı veren bu düzensizliğin bölge devletlerinin inisiyatifiyle ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir bir düzene dönüştürülmesi pek mümkün gözükmüyor.

Çünkü bölgede 2011 öncesi düzene dönülmesinden yana olan İran, Irak ve Suriye, mevcut düzensizliğin ya kurbanı ya da savaşan tarafı durumunda.

Ulusal güvenlik çıkarları 2011 öncesi düzene dönülmesini gerektiren Türkiye ise Katar ve Suudi Arabistan gibi bölgesel müttefikleriyle birlikte 2011 öncesi bölgesel düzeni ortadan kaldıran, merkezi devlet otoritelerinin zayıflamasına neden olan sürecin en önemli aktörlerinden biri.

“Suriye’nin omlet haline gelen bir yumurta”[10] olmasından duyduğu memnuniyeti gizlemeyen İsrail açısından, Irak ve Suriye’nin Lübnan’ı da dahil ederek mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölünmesi eşsiz bir fırsat.

Suudi Arabistan ve Körfez’deki müttefikleri ise İsrail’i bölgenin tartışmasız tek gücü haline getirecek bölgesel parçalanmanın yaratacağı jeopolitik tehditlere değil, İran tehdidine odaklanmış durumda ve bu yüzden İsrail’e “İran sınırlarını da içeren bağımsız Kürdistan planı”[11] sunuyor.

Özetle yüzüncü yıldönümünde sona erdiği düşünülen Sykes-Picot düzeninin yerine sürdürülebilir bir düzen, sadece ABD ile Rusya’nın anlaşmasına bağlı gözüküyor.

ABD başkanlık seçimlerine kadar bir anlaşmaya varılırsa adı belki de Kerry-Lavrov anlaşması diye tarihe geçecek yeni bölgesel düzen, galiba sadece dışladığı ‘yerel iradeler’ bakımından Sykes-Picot’dan farklı olacak.

 



[1] Yeni Şafak. 1. Mart 2013. Yüzyıllık parantezi kapatacağız http://www.yenisafak.com/yazidizileri/yuzyillik-parantezi-kapatacagiz-494795

[2] Milliyet. 30 Haziran 2014. İsrail: Kürdistan kurulmalı  http://www.milliyet.com.tr/israil-kurdistan-kurulmali/dunya/detay/1904625/default.htm

[3] Milliyet. 12 Mart 2016. Rusya: Federasyon Suriye halkına bağlı http://www.milliyet.com.tr/rusya-federasyon-suriye-halkina/dunya/detay/2208704/default.htm

[4] NTV. 24 Ağustos 2012. Davutoğlu Esad'a ömür biçti http://www.ntv.com.tr/turkiye/davutoglu-esada-omur-bicti,Nsez_e7zmEO7uz5O9Pv6hw

[5] İnternet Haber. 27 Temmuz 2012. Davutoğlu'ndan Kürt devleti açıklaması http://www.internethaber.com/davutoglundan-kurt-devleti-aciklamasi-446438h.htm

[6] Hürriyet. 25 Ocak 2013. Davutoğlu: Suriye'de Alevi ve Kürt devleti kurulması mümkün değil http://www.hurriyet.com.tr/davutoglu-suriyede-alevi-ve-kurt-devleti-kurulmasi-mumkun-degil-22443362

[7] BBC Türkçe. 28 Ekim 2014. Davutoğlu: Sınırımızda IŞİD'i, PKK'yı, Esad'ı istemiyoruz http://www.bbc.com/turkce/haberler/2014/10/141027_davutoglu_doucet

[8] İMC, 29 Eylül 2015. ‘Suriye muhalefetiyle anlaşırlarsa Rojava’da Kürt bölgesini destekleriz’ http://www.imctv.com.tr/suriye-muhalefetiyle-anlasirlarsa-rojavada-kurt-bolgesini-destekleriz/

[9] Milliyet, 19 Mart 2016. BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: “TÜRKİYE SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNE DİRENİYOR” http://www.milliyet.com.tr/basbakan-davutoglu-turkiye-suriye-nin-ankara-yerelhaber-1274539/

[10] Hürriyet. 21 Temmuz 2015. Suriye artık omlet oldu http://www.hurriyet.com.tr/suriye-artik-omlet-oldu-29606320

[11] YDH. 12. Haziran 2015. Suudilerden İsrail’e bağımsız Kürdistan planı http://ydh.com.tr/HD13943_suudilerden-israile-bagimsiz-kurdistan-plani.html http://ydh.com.tr/HD13943_suudilerden-israile-bagimsiz-kurdistan-plani.html



Makaleler

Güncel