SAAF-ABD’nin ünlü düşünce kuruluşu RAND, ABD’nin Lübnan’da oynadığı Sünni kartı önceleri
SAAF-ABD’nin ünlü düşünce kuruluşu RAND, ABD’nin Lübnan’da oynadığı Sünni kartı önceleri başarılı olduysa da İsrail’in Lübnan’a saldırısı Sünnilerle Şiileri birbirine yakınlaştırdı tespitinde bulundu.
Fred Wehrey ve Dalia Dassa Kaye tarafından hazırlanan RAND raporunda ABD’nin Ortadoğu bölgesinde Sünnileri İran’a karşı kışkırtmak yerine, İran’la diyalog başlatmasının çıkarları açısından daha yararlı olacağı belirtildi.
RAND raporunda ABD’nin Lübnan iç politikasıyla ilgili olarak attığı adımlar şu şekilde değerlendirildi: “İsrail’le Lübnan arasındaki çatışmalar sırasında Washington önce İran’a ve onun Şii müttefiklerine karşı bir Sünni ittifak kurmak istedi. Başlangıçta Sünni kartını oynamak başarılı bir stratejiydi; çünkü Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün, Hizbullah’ı eleştirdiler ve İran’ın bölgede artan hakimiyetinden duydukları endişeleri dile getirdiler.
Ama İsrail’in Hizbullah’a yönelik saldırılarının şiddetlenmesi üzerine bölgedeki olaylar hızla değişti ve Arap ülkeleri kendi vatandaşlarının baskısı altında kalarak tutum değiştirdi ve İsrail’i kınadılar. Şiiler ve Sünniler düşman İsrail’i mahkum ederek birbirlerine yakınlaştılar.”
Fred Wehrey ve Dalia Dassa Kaye tarafından hazırlanan RAND raporunda daha sonra şu ifadelere yer verildi: “Arap ülkelerinin İran’ın artan nüfuzundan duydukları endişe, muhtemelen çatışmalardan sonra daha da artacaktır. Ateşkesin sağlanmasından sonra Arap ülkelerinin endişeleri derhal söz konusu edilecek ve bu da ABD diplomasisinin hızla geçmişteki diplomatik seyrine geri dönmesini ve Sünni müttefikleriyle birlikte İran’a karşı işbirliği yapmalarını sağlayacaktır. Fakat karşıt bir Sünni cephenin sürdürülmesi, ABD çıkarları açısından tahmin edilemeyecek tehditler doğurabilir, bu durum bölgedeki grupsal ayrılıkları derinleştirerek İran’ın nüfuzunu arttırabilir.”
Irak konusunun da ele alındığı raporda ayrıca şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Irak’taki Şiilerin çoğu ABD’nin İran karşısındaki politikalarından rahatsızdır. ABD desteğindeki Sünni bir cephe, Irak’taki veya diğer yerlerdeki Şiilerin zanlarını arttırabilir. Öte yandan ABD desteğinde İran’a karşı oluşturulacak bir Sünni ittifak, nükleer programı konusundaki iç desteğin çoğalmasına ve İran’ın bu yöndeki çabasını hızlandırarak bölgedeki nüfuzunu arttırmasına sebep olabilir. ABD’nin bu yöndeki adımları, bölgede mezhebi gerginlikleri tırmandırabilir.”
Raporda ABD’nin mezhep gerginlikleri üzerinden politika üretmesinin tehlikelerine de değinilerek şöyle deniliyor: “ABD İran’ın artan nüfuzunu, nükleer eğilimini ve bunun bölgedeki gerginlikler üzerinde oynayacağı rolü görmezden gelemez; ama bu nüfuza karşı koymak için karşıt bir Sünni ittifak yaratmak kaçınılması gereken son derece tehlikeli bir yoldur.”
Raporda ABD’nin karşı karşıya bulunduğu tehlikeli sorunları, ABD’nin kimlik ve grup ayrımı yapmaksızın bölge ülkelerindeki kesimlerle dostluk kurarak veya en azından buna çalışarak aşabileceği belirtilerek ABD’den İran’la diyalog başlatması da isteniyor.
http://www.rand.org/commentary/080806UPI.html