Muallim: Türkiye saldırırsa cevap veririz

img
Muallim: Türkiye saldırırsa cevap veririz YDH

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Türkiye’nin Suriye topraklarına yönelik mütecaviz bir adım atması durumunda buna cevap vereceklerini söyledi.




YDH- Lübnan’da yayımlanan el-Ahbar gazetesine demeç veren Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, IŞİD’e karşı kurulan uluslar arası koalisyon, Rusya’dan S-300 füzelerinin alımı, Türkiye’nin muhtemel saldırısı, İran’la stratejik ilişkiler ve Kobani konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Velid Muallim’in el-Ahbar’a verdiği mülakatta yaptığı açıklamalardan önemli bölümlerin çevirisini sunuyoruz.

Uluslar arası koalisyon konusunda 3. Yol tercihi

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Şam’ın ABD liderliğindeki uluslar arası koalisyonla ilgili tutumunu şöyle açıkladı:

Şam, bu konudaki tutumunu müttefikleri olan İran ve Rusya’ya açıkladı. Bu koalisyon bizi iki seçenekle karşı karşıya bıraktı. Birincisi bunun reddi. Yani askeri güç açısından bu reddi hayata geçirmeksizin bunun kabul edilmemesi. Bu durumda ABD hükümetindeki aşırılara ve Washington’un bölgedeki müttefiklerine ABD-NATO’nun Suriye’ye savaşı için iyi bir bahane verilmiş olacaktı. Biz bu bahaneyi onlardan aldık.

İkinci seçenek bu koalisyonu sadece siyasi açıdan kabul etmekti. Bu seçenek de Suriye’nin bağımsızlığını ve egemenliğini koruma stratejimizle çelişiyordu. Bu yüzden üçüncü yolu tercih ettik. Bu ise gerçekliği kabul etmekti. Yani ne sonucu kaybetmek olacak olan bir savaş maceracılığı ne de bunun siyasi olarak tanınması...

ABD ile koordinasyonumuz yok

Bizimle ABD arasında herhangi bir koordinasyon da pazarlık da yok. Onlar, Suriye’nin BM Daimi Temsilcisi (Beşşar Caferi) aracılığıyla ve yine Bağdat ve Moskova aracılığı ile bize koalisyon saldırılarının sadece IŞİD’e yönelik olacağını, Suriye ordusuna zarar verilmeyeceğini söylediler.

Peki biz onların bu sözüne itimat edebilir miydik? Geçici olarak (evet). Biz biliyoruz ki ABD Başkanı Obama, iç duruma dair sebeplerden dolayı Suriye ile savaşa girmekten kaçınıyor ve IŞİD’e hava operasyonları ile yetiniyor. Biz bundan yararlanıyoruz. Ama Obama’nın (gelecekte) artan baskılar karşısında nasıl davranacağını bilmiyoruz. Eğer Cumhuriyetçiler ara seçimleri kazanırsa bu baskılar etkili olacaktır. Bu yüzden hazırlıklı olmalıyız. Biz bu konuyu Ruslara açıkça söyledik. Onlardan bu zamandan istifade ederek bize yeni silahlar vermelerini istedik.

S-300’leri yakında teslim alacağız

El-Ahbar: S-300?

Muallim: Evet ve Suriye ordusunun gelecekteki sorunlara karşı koymasına yarayacak başka silahlar.

El Ahbar: Peki bu silahları aldınız mı?

Muallim: Hayır ama çok yakında alacağız. Aynı şekilde makul bir süre içerisinde başka silahlar da alacağız. Rus silah şirketleri ağır işleyen bir bürokrasi ile hareket ediyor. Ama asıl sorun şu an hızla çözümleniyor. Bu da Kremlin’in onayı, bu onaya da çok fazla bir şey kalmadı.

Türkiye’nin saldırısına cevap veririz

El-Ahbar: Türkiye’den bir saldırı öngörüyor musunuz? Saldırı olursa cevap verecek misiniz?

Muallim: Bizim stratejik kararımız, Türkiye’nin her türlü askeri saldırısına cevap vermektir. Düşmanı yenebileceğimiz silahları gerekli zamanda alacağımızı umuyoruz. Ama biz Türkiye’nin Suriye’ye öngörülebilir bir zamanda askeri bir saldırı yapmasını uzak bir ihtimal olarak görüyoruz. Çünkü, Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahalede bulunmak için öne sürdüğü şartlar ABD tarafından reddedildi. Yine aynı şekilde böylesi bir adım Türkiye’nin asli rakibi olan Suudi Arabistan tarafından da reddediliyor.

Bizim Ayn el-Arab’daki Kürt vatandaşlarımızın direnişi de Erdoğan’ın politikasının başarısızlığını ispat etti ve buna karşılık Amerika’ya hava saldırıları için fırsat verdi.

Ayn el-Arab’a yardım ettik  

El Ahbar: Şam’ın Ayn el-Arab’daki çatışmalarla ne ilgisi var?

Muallim: Ayn el-Arab, Suriye’ye aittir, oradakiler de Suriye vatandaşıdır. Biz onları silah, mühimmat ve diğer açılardan destekliyoruz. Amerikalılar oraya hava saldırısı başlatmadan önce Suriye hava kuvvetleri her gün oradaki IŞİD mevzilerini bombaladı.   

İran’la ilişkiler

El Ahbar: Müttefikler konusunda, İran’la Suriye arasında hala güçlü bir ittifak var mı?

Muallim: İran’da İmam Hamenei ve onun tarzı oldukça bu ittifaka zarar gelmesi söz konusu değil. Bazı liberal çevrelerin buna engeller çıkarması mümkün; ama her halükarda İmam Hamenei, meclis ve Devrim Muhafızları onların karşısında durdular.

İran bize her zaman silah yardımı yaptı, özellikle de kendi imal ettiği silahlardan verdi. Siyasi, mali ve ekonomik açıdan da bizi desteklemeye devam ediyor. Biz bu destekleyici tutumdan memnunuz ve bunun devam edeceğinden de eminiz. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’le görüşmemizde ona Suriye’nin direnişi, nükleer müzakerelerinizde sizin elinizi güçlendiriyor dedim.

Suudilerle barış imkanı yok

El Ahbar: Peki bu ortak tavır, Suriye’nin Mısır ve Suudi Arabistan’la anlaşmasının kapılarını da aralar mı?

Muallim: Mısır konusunda, biz Mısır hükümetinin dini aşırılık, şiddet ve terörizm konusundaki tutumunu destekliyoruz. Biz Mısır’la stratejik düzeyde aynı mevzide bulunuyoruz. Ama Mısır liderlerinin Suriye konusundaki tutumu olumlu olmasına rağmen ortak bir mücadele düzeyine ulaşamadı, umarım bu yakında gerçekleşir. Biz Kahire’nin ekonomik baskılar sebebiyle Suudilerin mali desteğine ihtiyaç duyuyor olmasını anlıyoruz. Ama Mısır’dan Suriye konusunda Arap rolünü yeniden başlatmasını istiyoruz.

El-Ahbar: Peki Arabistan? Suriye’nin Suudi Arabistan’la anlaşması ihtimali var mı?

Muallim: Hayır, Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler konusundaki tutumu, onların Katar ve Türkiye ile çatışmasından kaynaklanıyor. Bu ülke hala terörist grupları destekliyor. Onları Suriye’ye karşı silahlandırıyor; ama bu politika sonunda Suudilere darbe vuracak.

El Ahbar: Suudiler, Suriye’ye olan kinlerinden dolayı Suriye’ye karşı Amerika’nın yanında yer alabilir mi?

Muallim: Evet bu mümkün. Suudi Arabistan, bizim Lübnan ve Irak konusundaki bağımsız durulumuzdan dolayı bize düşmanlık ediyor. Çünkü bizim politikamızın onların bölgesel nüfuzunu azalttığına inanıyor. Aynı şekilde İran ve Suriye’nin ilişkilerinin sürmesi de Riyad’ı öfkelendiriyor.

El Ahbar: Eğer süreç İran-Batı-Suudi anlaşmasına ve Lübnan ve Irak’ta Suriye-Suudi anlaşmasına doğru giderse barış ve anlaşma olur mu?

Muallim: Biz Suriye’de savaşın durması ve halkın güvenliğinin sağlanması konusunda her şeyi yapacağız. Savaşın bedelini Suriye halkı ödüyor, Suriye’nin politikasını belirleyecek olan Suriye halkıdır. Suriye’nin siyasi idaresi iç kamuoyunun rızası alınmadan mümkün değildir.

Suriyeliler, mevcut savaşta Suriye’nin düşmanlarını desteklediği için Suudilere ve aynı şekilde Katar’a yönelik özel bir bakışa sahiptir.

Katar konusunda anlaşma teklifleri oldu; ama biz bunu reddettik. Katar eğer bizimle barış istiyorsa önce terörizme verdiği desteği kesmeli ve Suriye savaşını durdurmalıdır.