“Gönüllü Halk Güçleri’ni siyasi oyunlarınıza alet etmeyin”

img
“Gönüllü Halk Güçleri’ni siyasi oyunlarınıza alet etmeyin” YDH

Bedir Örgütü Genel Sekreteri Hadi el-Amiri, Tıkrit’in kurtarılmasından sonra Gönüllü Halk Güçlerine yönelik propaganda saldırılarının IŞİD’in yeniden gücenmesine neden olduğunu açıkladı.




YDH- Irak’taki Gönüllü Halk Güçleri’ni oluşturan gruplardan Bedir Örgütü’nün Genel Sekreteri Hadi el-Amiri, el Meyadin televizyonuna verdiği demecinde şunları söyledi:

Selahaddin ilinin kurtarılması için başlatılan ‘Lebbeyk Ya Resulullah operasyonu’ ile birçok başarılar elde edildi; ama maalesef bu operasyon tüm hedeflerine ulaşamadı. Bunun sebebi de bazı medya organları ile başta Selahaddin yerel yönetimi ve bazı siyasi çevrelerin Tıkrit’in kurtarılmasından sonra Gönüllü Halk Güçleri’ne yönelik zalimce saldırıları ve propagandalarıydı.

Bu zalimce saldırılar operasyonların durdurulmasına sebep olmakla kalmadı, olumsuz etkiler de yaptı. IŞİD’in Beyci rafinerisine saldırısı bu olumsuz etkilerden biriydi.

Siyasi akımlar tıpkı medya askerleri gibi IŞİD propagandalarıyla bir anda Gönüllü Halk Güçleri’ne kentleri işgal ediyor, evleri yağmalıyor ve tecavüz ediyor diye iftiralar atmaya başladı.  Ben şu soruyu soruyorum: Tıkrit’te bir şey kalmış mıydı ki yağmalansın?

IŞİD’i propagandalarla kurtardılar

Bizim tüm hedeflerimize ulaşamamızın asıl nedeni IŞİD destekçilerinin propagandalarıydı. Biz IŞİD’in kendisinin sağlam kalesi olarak gördüğü Tıkrit’i kurtarmıştık. Onlara çok ağır bir darbe vurmuştuk ki bizim güçlerimize yönelik olarak propaganda saldırıları başladı.

Onlar Tıkrit’in kurtarılmasının 1 veya 1.5 yıl süreceğini düşünüyordu. Maalesef Irak hükümeti de bu propagandaların etkisinde kaldı ve bize sorun çıkardı.

Biz operasyon sırasında Selahaddin’in kuzeydoğusunu ve Kerkük’ün güneyini IŞİD’den temizlemeye yönelik bir plan hazırlamıştık. Bizim bu planı hazırladığımız toplantının ertesi günü medya saldırıları başladı ve operasyonlar durduruldu.

Bugün IŞİD’in Beyci rafinerisine yaptığı saldırıdan dolayı meydana gelen maddi ve insani kayıpların tamamından Gönüllü Halk Güçleri aleyhine propaganda yapanlar sorumludur.

Komutalar gerçekleri gizliyor

Bazı ordu komutaları ve güvenlik yetkilileri gerçekleri başbakana bildirmiyorlar ve görevlerini ciddiye almıyorlardı. Beyci rafinerisinin bağlantı yolu kontrolden çıktığında bile bu komutanlar bu haberi bildirmiyorlardı.

Bir müddet sonra ordunun hava kuvvetleri de uçaklarının ve helikopterlerinin vurulabileceği korkusuyla teçhizat yardımı ve yeni güç gönderme ve yaralıların tahliyesi operasyonlarını durdurdu. Ama kimse bunu bildirmiyordu. Eğer bu mesele bize bildirilseydi Tıkrit’in kurtarılmasından önce direnişin sembolü olan Beyci rafinerisini kuşatmadan kurtarırdık.

Irak Savunma Bakanı Amman’dan açıklama yaparak el-Enbar’ın kurtarılması operasyonunun Irak ordusu ve uluslararası koalisyon tarafından başlatıldığını, Gönüllü Halk Güçleri’nin ordu gözetiminde olmadığı sürece ise buna karıştırılmayacağını söyledi. Şu an el-Enbar’da neler olduğuna bir bakın.

Umarız Ramadi ve el-Enbar’daki Irak’ın evlatları bu bölgelerin düşmesine izin vermez. Ama şunu bilmek gerekiyor ki yetkililerin yersiz ve ateşli sözleri olumsuz etki yapıyor ve bunlarla bir yere de varılmıyor.

Biz Selahaddin ilinin tamamen kurtarılmasından sonra tüm kuvvetlerimizle el-Enbar’a hareket etmek ve son aşama olarak Neyneva (Musul) ilini kurtarılması için hazırlık yapmak niyetindeydik. Ama maalesef yoğun medya propagandaları bizim işimizi durdurdu.

Gönüllü Halk Güçleri’ni siyasi oyunlarınıza alet etmeyin

Ben buradan açıkça yetkililere seslenmek istiyorum Gönüllü Halk Güçleri’ni siyasi oyunlarınıza alet etmeyin.

Biz tüm bunlara rağmen mücadeleden vazgeçmiş değiliz ve yola devam etmeye hazırız. Biz bir grupla veya bir şahısla savaşa girmedik. Biz şer’i, ahlaki ve ulusal görevimizi yerine getirmek için savaşıyor, Irak’ı ve Iraklıları savunuyoruz.

Ama eğer halk bizim kendi bölgelerini işgal ettiğimizi düşünüyorsa hiç tereddütsüz operasyonlarımızı durdururuz. Selahaddin halkı bizden yardım istedi ve biz de operasyona başladık. Biz en başından silahlı kuvvetler genel komutanı sıfatıyla başbakan onay vermedikçe hiçbir operasyona katılmayacağımızı söyledik.

‘Lebbeyk Ya Resulullah operasyonu’ ile Selahaddin ilindeki 3 bin kilometrekarelik alanı IŞİD’den kurtardık. Onlar ağır bir darbe aldılar. Benim komutam altındaki bölgede IŞİD bizim üzerimize 40’tan fazla bombalı araç gönderdi, biz bunlardan 25 kadarını hedeflerine ulaşamadan imha ettik.

Selahaddin operasyonunda Alla petrol kuyusunu kurtardık. Iraklı yetkililerin açıklamalarına göre IŞİD bu kuyudan günde 300-400 tanker petrol satıyordu. IŞİD burayı yeniden ele geçirmek için büyük çaba sarf etti; ama başaramadı. Orada da bizim üzerimize 17 bombalı araç gönderdi.

Amerikan bayrağı altında savaşmayız     

Irak hükümeti hava kuvvetlerindeki zayıflığını Amerika ve koalisyondan yardım alarak giderebileceğini sanıyordu. Biz hükümetin kararına saygı duyuyoruz; ama savaş meydanında hiçbir zaman olmadık ki ABD’nin ya da koalisyonun operasyonlara katılımını kabul edelim.

Biz asla ABD bayrağı altında savaşmayız; zira askeri hatalardan, zararı yararından çok daha fazla olan askeri hatalardan korkuyoruz. Öte yandan koalisyonun hava saldırılarının hiçbir faydası yok. Onlar Beyci rafinerisinin çevresini bombaladılar; ama IŞİD rafineriye girdi.

El-Enbar halkı yardım talep ediyor; peki koalisyonun yardımı nerede? Bağdat düşmek üzereyken Amerika ve koalisyon neredeydi? Bizim sağlam kanıtlarımız var: Kim Amerikan yardımlarına umut bağlamışsa aslında bir seraba umut bağlamıştır.  

Bizim Amerikan yardımlarına ihtiyacımız yok. Bizim Emirli, Curf es-Sahar ve diğer geniş bölgelerdeki tecrübelerimiz bizim kendi güçlerimize dayanarak çok iyi sonuçlar alabileceğimizi göstermiştir.

Ben koalisyonun hava gücünü sorgulamıyorum, söylediğim şey şudur: Biz buna güvenemeyiz, buna ihtiyacımız yok, biz bunun dayanak kabul edilmesine karşıyız.

Biz el-Enbar konusunda Irak hükümetine dedik ki eğer uluslararası koalisyonun yardımıyla el-Enbar’ı kurtarabilecekseniz buyurun kurtarın. Ama eğer bu işi bize ısmarlamak istiyorsanız biz bunu Irak ordusu ve Irak hava kuvvetlerinin yardımıyla yaparız. Biz Irak’ta işgal edilmiş hiçbir bölgede Gönüllü Halk Güçleri’ne karşı koyabilecek bir gücün bulunmadığından eminiz.

Uluslararası Koalisyonun tüm üyeleri IŞİD’i destekliyor

Uluslararası koalisyonun istisnasız tüm üyeleri IŞİD’i destekliyor. Onlar Suriye yönetimini devirebilmek için IŞİD’i, Nusra’yı, Cundu’ş- Şam’ı ve diğer silahlı grupları ılımlı diyerek desteklediler. Onlar dünyanın tüm haydutlarını Suriye’de topladılar.

Bu gruplar, ‘Suriye’nin Dostları’ adını kullanan bölge ülkeleri tarafından siyasi ve askeri açıdan desteklendiler.

ABD ve Batı iki büyük hata yaptı. Birincisi Afganistan’da Sovyetlere karşı mücadele bahanesiyle el-Kaide ve Taliban’ın kurulup desteklenmesi ikincisi de Suriye’deki aşırı grupların kurulup desteklenmesi.

Suriye ile işbirliği yapılmalı

El Enbar halkının yaşadığı acılara ve sıkıntılara karşı sessiz kalamayız. Dolayısıyla şu an hükümetle ortaya çıkan sorunları çözmeye ve Gönüllü Halk Güçleri’ni buraya göndermeye çalışıyoruz.

Biz, IŞİD’le mücadele edilebilmesi için Suriye-Irak sınırının kontrol altına alınması gerektiğine ve IŞİD’in yok edilmesi için Suriye ile işbirliği yapılması gerektiğine inanıyoruz.

İran, Irak’la yapılan ikili anlaşmalar çerçevesinde Irak’a silah yardımı yapıyor; bu da gizli bir şey değil. Eğer İran’ın bu yardımları olmasaydı biz büyük bir sıkıntıya karşı karşıya bulunuyor olacaktık.

Irak’ta İran’ın onlarca, Amerika’nın ise binlerce askeri danışmanı var

İran’ın Irak’ta askeri danışmanları da var ve bu da bilinmeyen bir şey değil. İran’ın Irak’ta onlarca; Amerika’nın ise binlerce askeri danışmanı var.

Amerika ve müttefiklerini öfkelendiren şey, İranlı onlarca askeri danışmanın bunca başar kazanmasına rağmen, binlerce Amerikalı askeri danışmanın hiçbir şey yapamamış olmasıdır.  

Biz Amerikalı, Avustralyalı, Türkiyeli ya da diğer ülkelere mensup askeri danışmanlarla birlikte çalışmıyoruz. Çatışma olan bölgelerdeki saha komutanları ile toplantılarımız ve koordinasyonumuz var, bu konuda da herhangi bir sıkıntı yok.   

Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok

IŞİD işgalinden kurtarılan bölgelerde örgütün gizli grupları var. Ancak bunlarla mücadele etmek bizim görevimiz değil istihbarat güçlerinin ve emniyet yetkililerinin görevi.         

Bizim Kürtlerle hiçbir sorunumuz yok. Onlarla işbirliği yaptık ve yapıyoruz. Tartışmalı bölgeler meselesinden kaynaklanan kimi ihtilaflı konuları ise görüşme ve anlaşma yoluyla çözebilmek için IŞİD’in yok edilmesinden sonraya bırakıyoruz.

Yemen’e karşı zalim bir savaş başlatıldı

Bedir Örgütü Genel Sekreteri Hadi el-Amiri, röportajın son bölümünde Yemen’e yapılan saldırılarla ABD’nin el-Enbar operasyonuna katılmasının ilgili olup olmadığı konusundaki bir soruya cevaben de şunları söyledi:

Yemen’e ve Yemen halkına karşı zalimce bir savaş başlatıldı. Bu savaş ABD kararı değildi ki Amerika’nın kamuoyunun dikkatlerini Yemen’den saptırmak için el-Enbar operasyonuna katıldı diyelim. Ayrıca Amerika operasyona Irak hükümetinin talebiyle katıldı.

Yemen’deki cinayetten sorumlu olan Suudi Arabistan’dır; ama sonunda yenilecektir; çünkü bu bir tarih kuralıdır. Saddam Hüseyin de İran’a karşı zalimce bir savaş başlatmıştı; ama tarihin çöplüğüne gitti.

İsrail 2006’da Lübnan’a savaş başlattı ve ağır bir yenilgi aldı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, “Yeni Ortadoğu kurulmadıkça bu savaş bitmeyecek” demişti. Ama sonunda İsrail’i kurtarmak için savaşı bitirmek zorunda kaldı.

Suudiler de yenilecek, Yemen’in sorunu bir iç sorundu ve Yemenliler tarafından çözülmeliydi. Eğer sorun yasal cumhurbaşkanı sorunu ise Suudi Arabistan Mısır’ın yasal cumhurbaşkanı Muhammed Mursi için niye savaş başlatmadı.