Tunus'ta sokakta türban yasaklandı

img
Tunus'ta sokakta türban yasaklandı YDH

RADİKAL-Tunus polisi, sokakta gördüğü başörtülü kadınların hem başını açtırıyor, hem de bir daha türban




RADİKAL-Tunus polisi, sokakta gördüğü başörtülü kadınların hem başını açtırıyor, hem de bir daha türban takmayacaklarına dair bir belgeye imza attırıyor.

 

İslami cemaatlere yönelik baskıcı politikalarıyla bilinen Kuzey Afrika ülkesi Tunus, sokaklarda başörtüsü yasağını uygulamaya soktu. Türkiye gibi devlet daireleri ve okullarda başörtüsü takmayı 1981'de yasaklamış olan Tunus'taki yeni uygulamayı Financial Times gazetesi, 'Türk tipi başörtüsü yasağı' yorumuyla duyurdu.

 

Yeni uygulamaya göre, Tunus polisi sokakta başörtülü kadınları çevirip başlarını zorla açtırmakla kalmıyor, bir daha başörtüsü takmayacaklarına dair bir belge imzalatıyor. Özel bir hukuk firmasında çalışan Faize Rahim, gazeteye, "Pazarda durduruldum. Karakola götürüp bir daha başörtüsü takmayacağıma dair kâğıt imzalamamı istediler. Hakkımda 'Suçüstü yakalanmıştır' diye de bir rapor düzenlediler. İmzalamayı reddettim. Şanslıymışım ki polis memuru, beni bırakacak kadar aklı başında biriymiş" derken, başörtüsü takması sebebiyle oğlunun okuluna da girmesine izin verilmediğini ekledi.

 

108 sayılı yasaya dayanıyor

 

Devlet Başkanı Zeynel Abidin Ali yönetiminin gerekçesi, İslamcıların 'siyasi sembole' dönüştürdüğü başörtüsünün, 'İslami duyarlılığı artırdığı ve aşırılıkçılığın gücüne güç kattığı' iddiası. Polis uygulamaya dayanak olarak eski Devlet Başkanı Habib Burgiba'nın 1981'de çıkardığı kamusal alanda örtünmeyi yasaklayan, buna direnenlerin işten ya da okuldan atılmasına yol açan 108 sayılı yasayı gösteriyor.

 

Cezayir'de 1990'larda genel seçimi kazanmalarına rağmen ordu darbesiyle devrilen İslamcıların etkisinin Tunus'ta da yayılacağından ürken Abidin Ali yönetimi, sistemin dışına ittiği ılımlı İslami muhalefetin yeniden dirilmesini engellemeyi hedefliyor. İslamcıları güçlendirecek her türlü fikir ve sembolün yaygınlaşmasına geçit vermeyeceklerini belirten Ali, "Dışardan davetsiz gelen bağnaz giysi ile tarihi kimliğimizin sembolü olan geleneksel Tunus giysisini birbirinden ayırmalıyız" diyor. Dışişleri Bakanı Abdülvahab Abdullah, yasaklı Nahda hareketinin başörtüsünü siyasi slogan olarak kullandığını söylüyor.

 

Kadın hakkını koruma savı

 

Hükümet yasağı o denli hararetle savunuyor ki, bununla 'kadın haklarını korudukları' iddiasında. Başörtülü öğrenciler üniversite kapılarından çevrilirken, iktidardaki Anayasal Demokratik Kongresi Genel Sekreteri Hedi Mhenni, "Başörtüsü gelişmemizi yavaşlatıyor. Bunu kabul edersek, gerileriz, toplumun istikrarı ve gelişmesi darbe alır, yarın da kadına eğitim ve oy kullanma hakkının yasaklanmasını onaylarız" görüşünü dile getiriyor.

 

Aydınlar ve insan hakları örgütleri ise hak ve özgürlüklerle anayasanın ihlal edildiği, gerilim ve nefret atmosferi yaratıldığını vurguluyor. İnsan hakları savunucusu Saud Hacı, "Kadınlar hangi giysiyi tercih edecekleri konusunda haklarından mahrum bırakılıyor. Bu anayasaya aykırı" diyor. Nahda'nın eski lideri Ziyad el Dolati de, "Hükümetin başörtüsü ile baş etme çabası temel insan haklarını çiğnediği gibi inancımız ve kimliğimizle çelişiyor" görüşünü dile getiriyor.