Ürdün basını, Şam ve müttefiklerinin zaferlerinin Amerika’yı Suriye’de askeri seçenekleri sürdürmekten caydırdığını öne sürdü.
YDH- Ürdün’de yayımlanan el-Gad gazetesi, Amerika’nın Beşşar Esed’in iktidardan çekilmesi konusundaki tavır değişikliğinin ve Suriye’nin güneyinde ateşkesi kabul etmesinin Şam ve müttefiklerinin askeri zaferlerin bir sonucu olduğunu belirtti.
ABD Başkanı Trump’ın Suriye’de askeri seçenekleri sürdürmekten vazgeçtiğinin üç gelişmeye bakılarak anlaşılabileceğinin belirtildiği haberde şu ifadelere yer verildi.
Birinci gelişme, Amerika ve Rusya’nın Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturulması konusunda vardığı anlaşmaydı ve bu anlaşma uygulanmaya başladı.
Suriye’nin güneyi için yapılan Amman anlaşması, bunun Suriye’nin diğer bölgelerine de genişletilmesine yönelik teşvik edici bir başlangıç olması bakımından iyi bir örnekti. Anlaşmanın uygulanmaya başlanmasından itibaren birkaç hafta içerisinde Dera, Suveyda ve Kuneytra’da ateşkes uygulandı.
Rus askeri gözlemciler Suriye devletinin kontrolündeki yerlere yerleştirildi. Bu durum söz konusu bölgelere mültecilerin geri dönüşünü, yapım onarım çalışmalarının başlamasını ve ekonomik faaliyetlerin başlamasını konuşma fırsatı yarattı.
İkinci önemli gelişme Suriye’nin çeşitli bölgelerindeki silahlı grupların yeniden yapılandırılması ve onların Suriye ordusunun güneyde ve Ürdün sınırındaki ilerleyişine engel olmaması için terörist gruplarla mücadeleye yönlendirilmesiydi.
Şu an Suriye ordusu Rusya’nın ciddi yardımlarıyla çeşitli cephelerde büyük ilerlemeler kaydediyor ve kuzeydeki Türkiye sınırı dışındaki diğer sınırlarını kontrol altına almaya çalışıyor.
Türkiye sınırı konusunda birtakım anlaşmalar yapılması gerekiyor ki bu da Şam konusunda değişken bir tutuma sahip olan Ankara’nın tavrından çok Kürtlerle ilgilidir.
Üçüncü önemli gelişme, CIA yardım ajansının Suriye’deki ılımlı muhalif grupları silahlandırma programını durdurduğunu resmen açıklamasıdır. Dört yıl önce başlayan bu program Amerika’ya yüz milyonlarca dolara mal olmuştu.
Amerikalı analist Fabrice Balanche, Foreign Policy dergisinde yazdığı bir yazıda Trump yönetiminin bu kararını askeri gerçekliğin kabul edilmesiyle açıklayarak şunları yazdı:
‘Ürdün yaklaşık 3 yıl önce Suriye’deki muhalif gruplara yardımı durdurdu ve sınırlarını onlara gönderilen askeri yardımlara kapattı. Bu, 2015 yılının eylül ayında Dera’daki çatışmaların durdurulması için Rusya, Ürdün ve Şam arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda oldu ve bu anlaşma doğrultusunda Ürdün, silahlı gruplardan Suriye ordusuna yönelik saldırılarını durdurmasını ve yalnızca terörist gruplara saldırmasını istedi.’
Foreign Affairs’in verdiği bu bilgi, Ürdün’ün son yıllardaki Suriye’nin tüm bölgelerinde terörist gruplarla mücadeleye öncelik verilmesini öngören açık politikasıyla son derece uyumludur.
Üçüncü önemli gelişme ise Amerika ve Rusya’nın aralarındaki derin ihtilaflara rağmen Suriye’deki savaşı durdurmak için zemin yaratabilecek olan bir anlaşmaya varmış olmasıdır.
Washington bundan önce Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed’in iktidardan çekilmesini Suriye sorununun çözümü için ön şart olarak koyan tutumundan vazgeçti.
Amerika-Rusya anlaşması henüz alenileşmedi; ancak iki taraf Suriye’de uzun vadeli bir ateşkes konusunda anlaşmaya vardı. Bu, tüm tarafların terörist gruplarla hesaplaşmasını, Suriyeli muhaliflerin yeniden yapılandırılmasını ve böylece Suriye krizinin siyasi çözümü için giriş yolu açılmasını aynı zamanda da Kürt dosyasının Rakka’nın kurtarılmasından sonra gündeme getirilmemesini öngörüyor.
Böylesi bir senaryo, İran dışındaki bölgesel ve uluslararası aktörler tarafından desteklenip kabul edilmektedir. Öyle gözüküyor ki Suriye’deki silahlı grupları destekleyen Körfez’deki Arap ülkeleri bu oyunun dışında kalmıştır.”