Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Lübnan-Suriye sınırının terörist gruplardan temizlenmesini zafer olarak niteledi ve gelecekte daha büyük bir zafer kazanılacağını söyledi.
YDH- Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, el-Menar ve el-Meyadin televizyonları tarafından canlı olarak yayımlanan dün geceki konuşmasında, Arsel’den Nusra Cephesi’nin temizlenmesinin ardından şimdi de Lübnan’ın Ras Baalbek ve Suriye’nin Batı Kalamun bölgelerinde IŞİD’e karşı yapılan operasyonlara değindi.
“Şu an büyük bir zaferin eşiğindesiniz ve bununla gurur duymalısınız” diyen Nasrullah, sözlerini şöyle sürdürdü: “Lübnan sınırları, işgal altındaki Filistin topraklarına kadar olan son noktadan Suriye sınırına ve deniz sınırlarına kadar terörist grupların tehdidinden güvene kavuşuyor, bu sizin için büyük bir kazanımdır. Sizler ileride çok daha büyük kazanımlar elde edeceksiniz. Bazı zorlukların sevincinizi ve kazanımlarınızı etkilemesine izin vermeyin. Bu kazanımlar Lübnanlıların azim ve iradesinin sonucudur. Şu an gerçekleşmekte olan bu kazanım, çok yakında tamamlanacak. Bu, “ordu-halk- Direniş” altın denkleminin sonucudur. Bu denkleme Suriye ordusunu da eklememiz gerekiyor. Kimileri bundan rahatsızlık duyabilir; ama bu bir gerçektir. Lübnan ve Suriye cephelerindeki bu gelişme, bu büyük zaferin en az bedelle en hızlı şekilde gerçekleşmesini sağlamıştır.”
Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, gelecekteki zaferin tüm sınırların kurtarılması, çatışmaların sona erdirilmesi ve teröristlerin çıkarılması olduğunu belirtip 2000 yılında Güney Lübnan’ın İsrail işgalinden kurtarılmasına da değindi ve şunları söyledi:
“Biz 25 Mayıs 2000 tarihini ‘Direniş ve özgürlük bayramı’ ve özgürleştirmenin ilk aşaması olarak adlandırıyoruz. Lübnan ve Suriye sınırlarının her iki ülkeyi de tehdit eden tekfircilerin sultasından kurtarılması için yapılan savaşı da özgürleştirmenin ikinci aşaması sayıyoruz. Bunların her ikisinin de kutlanması gerekir.”
Lübnan ve Suriye’deki teröristlere karşı verilen savaşın hedeflerine ve sonuçlarına da değinen Nasrullah şunları söyledi:
“Bu operasyonun hedefi, IŞİD’i Lübnan topraklarında kontrol altında tuttuğu bölgelerden çıkarmaktır. Bu savaşın Suriye tarafındaki hedefi de Lübnan sınırına kadar olan Batı Kalamun’un tamamını teröristlerden geri almaktır. Biz Direniş olarak hem Lübnan hem de Suriye’deki boyutuyla bu hedefi gözetiyoruz. Her iki yerde de bu hedefleri gerçekleştirmek için canlarımızı ve kanlarımızı ortaya koyuyoruz. Her iki cephedeki kazanımlar da büyük bir zaferdir.”
Lübnan ordusuna övgü
Hizbullah genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, Lübnan’ın Suriye sınırının IŞİD’den temizlenmesi konusundaki rolünden dolayı Lübnan ordusunu övdü ve şunları söyledi:
“Lübnan ordusu çok iyi ve çok profesyonelce işler yaptı. En az insan kaybıyla büyük bir kazanım elde etti. Lübnan’ın IŞİD’den kurtarılan toprakları 120 kilometrekaredir. Bunun 100 kilometrekaresini Lübnan ordusu, 20 kilometrekaresini de Direniş kurtarmıştır.”
Sınırın Suriye tarafında ise 270 kilometrekarelik bir alanın IŞİD’den kurtarıldığını belirten Nasrullah, şu an IŞİD’in elinde 40 kilometrekarelik bir alan kaldığını söyledi.
Silahlı gruplar şaşkınlık halinde
Terörist grupların şaşkınlık hali içinde bulundukları durumdan kurtulmak için her çareye başvurduğunu belirten Nasrullah, teröristlerden bir kısmının teslim olmak, bir kısmının ise ölünceye kadar savaşmak istediğini belirtti ve şunları söyledi:
“Biz geçmişte bu senaryoyu Nusra’ya uyguladık. İki yol eş zamanlı olarak kullanıldı. Birinci yol savaş meydanıydı. İkincisi ise yeni açılan müzakere yoludur. Müzakere, silahlı grupların liderlerinin içinde bulundukları durumdan çıkmak için Suriye tarafından bir yere gitmesi üzerine yapıldı.
Bir anlaşmaya varmadan ateşkes söz konusu olmayacaktır. Müzakerenin amacı bir hedefe ulaşmaktır. Yani IŞİD’in Lübnan ve Suriye topraklarında kalmamasıdır. Suriye ordusunun ve Hizbullah’ın komutanları IŞİD’in elindeki Lübnan askerlerinin durumunun açıklık kazanması ve ailelerine dönmesine bağlı olarak IŞİD’le tam bir anlaşma durumunda müzakerenin ilk maddesine bağlıdır. Fakat sanırım IŞİD liderlerinin zihniyetleri sebebiyle meselenin askeri yollarla sonuçlandırılması tercihe daha uygundur.”
IŞİD liderlerine seslenen Seyyid Nasrullah, sözlerine şöyle devam etti: “Bu savaşın kararı da sonucu da kesindir. Bizim bu savaş için harcayacağımız daha fazla vaktimiz yok. Zaman kazanmak için müzakereyi uzatmanın yararı yok. Bu mesele son aşamada savaş yoluyla çözülecek ve bu savaş bitecek.”
ABD elçisi Lübnan basınını tehdit etti
Hizbullah’ın Arsel’deki Nusra Cephesi işgalini bitiren operasyonu sonrasında Amerika’nın sergilediği tutuma da değinen Nasrullah, şunları söyledi: “Lübnan’daki Amerikan elçiliği, Arsel savaşının sürdüğü dönemde Lübnan basınını bu savaşla ilgili haber yapmamaları ve operasyona destek vermemeleri konusunda tehdit etti. Amerikan hükümeti, tekfircilere karşı savaşan Direniş’in gücünün gösterilmesinden rahatsız oldu. Amerikalılar, Lübnan’daki bazı çevreler, Lübnan’daki bazı basın kuruluşlarıyla temas kurdular ve Suriye sınırındaki bu savaşın adını bile anmamalarını istediler. Bu basın kuruluşlarından bazıları baskılara boyun eğdi ve itibarını kaybetti.”