Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Lübnan’daki IŞİD’çilerin Deyr Zor’a gönderilmesi anlaşmasına yönelik eleştirilere cevap verdi.
YDH- El Alem televizyonunun haberine göre Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, çatışmalarda hayatını kaybeden iki Hizbullah askeri için düzenlenen anma töreninde yaptığı konuşmada Lübnan hükümetinin Suriye ile ilişki kurmasının Lübnan’ın ihtiyacı olduğunu söyledi.
Şeyh Naim Kasım, “Bazıları, anlaşma yapmak yerine IŞİD’lilerin hepsini öldürmeliydiniz diyor. Daha fazla şehit verilse de onların tamamını öldürmek mümkündü. Peki bu şekilde teorisyenlik yapanlar bu yolda şehit vermeye hazır mıydı? Siz teorisyenler bize söyleyin İsrail işgalinden Nusra ve IŞİD işgaline kadar tüm Lübnan sınırlarının kurtarılması sırasında sizin katkınız ve yardımınız ne oldu? Sizler Suriye’de yatırım yapmak istiyorsunuz; ama Suriye ile açık ve samimi ilişki kurmaktan utanıyorsunuz” dedi.
Neşra’nın haberine göre de Şeyh Naim Kasım Emel Hareketi’nin kurucusu İmam Musa Sadr’ın Libya’da kaybolmasının yıldönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada da terörist gruplara karşı kazanılan son zaferin ardından Lübnan’ın ulusal bütünlüğünün güçlendiğini belirterek şunları söyledi:
“Bugün İsrail’e karşı ulusal bütünlüğe sahibiz. Bu birlik ve beraberliğin korunması gerekiyor. Değersiz partisel meseleleri bir tarafa bırakmalı ve İsrail ile tekfircilere karşı yan yana durmalıyız. Güney Lübnan’ın İsrail işgalinden kurtarılmasından, İsrail’in 2006’da Lübnan’a yaptığı saldırının önlenmesine ya da Lübnan topraklarının terörist grupların işgalinden kurtarılmasına varıncaya kadar tüm zaferlerde ordu-millet-Direniş birlikteydi. Bu üçlü Lübnan’ın gücüdür. Yani ordu-millet ve Direniş, Lübnan topraklarının kurtarılmasında ortaktır. Başkalarının bunu inkar etmesi bu gerçeği değiştirmez.
İsrail tehditleri ve işgal tehlikesi var oldukça biz de var olmaya devam edeceğiz. Biz, Suriye’deki görevimizi tamamlayıncaya, tekfircilerin hedeflerinin ve İsrail ile ABD terörizminin etkisiz kılındığından emin oluncaya ve Suriye halkının kucağına geri dönünceye kadar Suriye ordusunun yanında olmaya devam edeceğiz.
Bu süre ister bir gün olsun isterse 10 ya da yüz yıl olsun, biz kendi hedefimiz doğrultusunda ilerleyeceğiz. Hedefimiz açıktır, biz Suriye’nin özgür ve bağımsız olmasını, hiçbir dış dikte olmadan kendi yolunu seçebilmesini böylece Lübnan’ın ve Direniş’in de huzura kavuşmasını istiyoruz. Çünkü aynı kutbu oluşturuyoruz ve aynı düşmana karşı mücadele ediyoruz.
Bu, güneş gibi parlayan zafer İsrail’i kaygılandırdı. İsrail bu zaferden çok rahatsız; ama bunu değiştiremiyor. Bu, diğer yerlerde kazanılan zaferlerin bir devamıdır. Suriye’de, Irak’ta ve Lübnan’da kazanılacak bu zaferlerle IŞİD ve Nusra’nın ömrü sona erecek.”